« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Nisan 2024, Cuma
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Haberler -> Edebiyat Haberleri ]

Türkçe'nin Ses Bayrağı Dağlarca Artık Yok

16.10.2008 - 23:13

Şiirin son çınarı devrildi. Türk edebiyatının en çok eser veren şairlerinden olan Fazıl Hüsnü Dağlarca, İstanbul'da yaşamını yitirdi. Bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat eden Dağlarca, 94 yaşındaydı.Kadıköy Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Dağlarca'nın, tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastanesinde antibiyotik tedavisine yanıt vermeyerek durumu ağırlaştığı için bu sabah yoğun bakıma alındığı belirtilerek, şairin, kalp ve solunum yetmezliğinden hayatını kaybettiği ifade edildi.

Uzun yıllardır Kadıköy'de adının verildiği sokakta yaşayan Dağlarca'nın, böbreklerindeki problem nedeniyle Temmuz ayından beri diyaliz tedavisi gördüğü, şairin, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ün girişimiyle önce Acıbadem Hastanesinde tedaviye alındığı ve daha sonra Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne yatırıldığı belirtildi.

Açıklamada, Dağlarca için 20 Ekim Pazartesi günü saat 11.00'de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası'nda tören düzenleneceği ve şairin cenazesinin Söğütlüçeşme Camisi'nde öğle vakti kılınacak namazın ardından toprağa verileceği belirtildi.

Evi Müze Yapılacak
Dağlarca'nın, Ocak ayında, yaşadığı Mühürdar Caddesi'ndeki evi müze yapılması için Kadıköy Belediyesine bağışladığı ifade edilen açıklamada, şairin, kendisini ziyaret eden Belediye Başkanı Öztürk'e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunduğu kaydedildi.

Açıklamaya göre, Dağlarca, evini müzeye dönüştürme isteğini şöyle açıkladı:
"Ben İstanbul'un birçok yerinde ikamet ettim. Gezdim, gördüm, yaşadım, ama en çok Kadıköy'ü sevdim. Kadıköy eskiden de değerliydi, şimdi de. Eskiden daha çok dolaşırdım, ama şimdi yaşım dolayısıyla sokağa çıkamıyorum. Yıllardır içinde yaşadığım, şiirlerimi yazdığım evimin, ölümümden sonra yaşamaya devam etmesini istiyorum. Belediye Başkanımıza rica ettim, evimi alıp müze olarak düzenlesinler, ama yaşayan bir müze olmasını istiyorum. Bir bölümünde kitaplarım, eşyalarım sergilensin, bir kısmı da kafeterya gibi olsun. Gençler buraya gelip otursun, kitap okusun, bir şeyler içsinler."

Açıklamada, Dağlarca'nın müze ve kafeterya olarak kullanılmasını istediği evinin adının da "Dağlarca'dan Gökyüzü" olmasını istediği ifade edilerek, "Buraya gelenler, benim gökyüzüme baksınlar istiyorum" dediği kaydedildi.

26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Dağlarca, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana'daki ortaokullardan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı. 1935 yılında piyade subayı olarak doğu ve orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaşan Dağlarca, ordudaki hizmeti 15 yılı doldurunca ön yüzbaşı rütbesiyle 1950'de askerlikten ayrıldı.
1952-1960 yılları arasında iş müfettişi olarak İstanbul'da çalışan Dağlarca, buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da kitabevini açtı ve yayımcılığa başladı. 4 yıl "Türkçe" isimli aylık dergiyi çıkaran ve ilk yazısı 1927'de Yeni Adana Gazetesi'nde yayımlanan bir hikaye olan Dağlarca, İstanbul Dergisi'nde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı.

Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri yayımlanan Dağlarca, 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçildi.

Türk şiirinin duayenlerinden Dağlarca, 1970 yılında kitabevini de kapatıp kendisini tümüyle şiire verdi. Bu dönemden sonra çoğunlukla çocuk şiirleri yazmaya başlayan Dağlarca, Türk şiirinin en üretken şairlerindendi.

60'tan fazla şiir kitabı bulunan Dağlarca, hem Türkiye'de hem de uluslararası düzeyde birçok ödüle layık görüldü. Bir çok kitabı yabancı dile çevrildi.

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştı.

(NTVMSNBC)



DİĞER HABERLER:
» Çağdaş Türkmen Öyküsü Hece Öykü'de
» Nuri Pakdil'i Anlamak İçin Anlattılar
» Güvenli İnternet Dönemi Başlıyor
» İnternette com, gov, org, net Tarih Oluyor!
» "Ölüm, Sanat ve Mekân II Sempozyumu"
» Oscar'ın Galibi 'Kral' Oldu
» Hece 'Argo'ya Devam Ediyor
» Kırgız Öyküsü Hece Öykü'de
» Global Marangozhane /
» Işık Kirliliği
76 yıldır şiir yazan Fazıl Hüsnü Dağlarca bir röportajında, "Ayrılığın acı veren, acı verecek başka bir büyüklüğü var. Ki bunu saydıklarımın üstünde tutarım: Türkçe'den ayrılmak" demişti.  
YAZININ GÖRSELİ:
Edebiyat MasasıTümü »
» Geçen Ay Edebiyat: Kasım-Aralık 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Mart-Nisan 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ocak-Şubat 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Aralık 2008 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ekim-Kasım 2008 / Elif Hafsa Katırcı
Tekrar YayınTümü »

» Simetrim Kalkıyor Breh / Vural Kaya
» Edebiyat Ödüllerinin Günahı ve Sevabı / Refik Durbaş
» Yüzdeki Tırnak İzleri ve Pamuk Terörü / Kaan Arslanoğlu
» Sözleşme-II / Seyhan Arslan
» Meczubun Kefaret Bandoları / Vural Kaya
KırkpâreTümü »

» Suç Bende / Deniz Işık
» Sesinden İçmek Senin / İnci Okumuş
» Gittin / Ramazan Özer
» Akasya Ağacı / Atilla Akın
» Son / Senem Gezeroğlu

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!