« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Mart 2024, Salı
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı

Mehmet Solak

solak65@gmail.com

Kimi, Nereye Götürür Şiir?

30.08.2008 - 20:36

Hiç kimseyi, hiçbir yere götürmez şiir.

Her kim, şiirle bir yerlere gittiğini ya da şiirin, kendisini bir yerlere götürdüğünü iddia ediyorsa yaman bir kandırmacanın içindedir.

Üstelik, kişinin sırf kendisiyle sınırlı bir kandırmaca değildir bu. Zira, kendisiyle beraber başkalarını da kandırmak vardır işin içinde.

İnsanoğlu bunu hep yapar aslında; yani habire kandırır kendini. Doymaz bir türlü. Yetmez, kendini kandırdığı şey, her neyse onu başkalarına da empoze eder. Gündelik hayatta buna bir gerekçe bulunabilir. Çoğu kere de bir zaaf olarak değerlendirmek mümkündür bu hali. Oysa sanat söz konusu olunca, mesele zaafiyet sınırlarını aşarak sahtekârlığa gelip dayanmakta. Ne fark var demeyin sakın. Zaaf, marazî bir haldir, irade hakimiyeti yoktur onda. İradesine hakim olamadığından yapar her ne yapıyorsa insan. Halbuki sahtekârlık düpedüz iradî bir durumdur. Bile isteye yapar insan her yaptığını. Hesaplı kitaplıdır sahtekârın edimi; itkisel yahut dürtüsel değildir yani.

Peki nasıl olur da, bir sanatçı sıradan bir sahtekârla aynı çizgide olabilir? Neden olmasın ki? Nihayetinde sanatçı da insandır. Sanatın bahşettiği 'incelme'nin farkında olmayan ve bunu kesbetme azmini taşımayan insan, görünürde sanatçı da olsa, alması gerekeni alamamış demektir. Yani, hâlâ 'kalın'dır. O halde herhangi bir sanatla ilgilenmeyen insandan ne farkı vardır ? Kısacası, hiç farkı yoktur. İşte bu fark olmadığından, herhangi bir insanın tevessül edeceği sahtekârlık, sanatçı için de geçerli olabilmekte. Hatta fazlasıyla...

Şiire dönersek...Şiir, incelme halidir. Şair de kendini yontan kişi. Bir bakıma şairin yongasıdır şiir. Kendini yonttukça şiir hasıl olur ondan. Yontuldukça bir şekle şemâle bürünür şair. Onca şiir yazacaksın, hâlâ şekilsiz şemâlsiz kalacaksın; kaba saba, yalancı, küfürbaz, pornografik, boğursak...

Şiir bir imkândır, kendini şekillendirme imkânı. İlkin bunu görebilmek gerek. Sonra kendini açmak bu imkâna. Yoksa ne yoldur şiir ne yol donanımı. Yol olsaydı, çıkar ya da çıkmaz bir istikâmeti olurdu. Oysa bir istikâmet göstermez şiir. Ne bir ideolojidir ne de bir inanç biçimi çünkü. Yol donanımı hiç değil. Yola çıkarken ceplere doldurulan çerez yani! Yahut çıkınlanmış erzak! Hayır!

Şiir, bir hal'dir; hal'e ilişkin mekan değil. O halde şiir, şairin cehennemi olamaz, cenneti de tabiî. Değil mi ki, ne azaptır ne kurtuluş şiirin sunduğu. Sorun, şairin kendindedir sadece, benci zihniyetinde.

Meslek de değildir şiir. Bir uğraş değildir çünkü. Şiiri bir uğraş alanı gibi görmek onu tümüyle zanaatlaştırmak demektir. Halbuki ilgi alanıdır şiir. Sanat olması da bundandır.

Sanat olduğundan, kimseyi bir yere götürmez.

Bir yere gitmek, bir şey olmak isteyen şiirden uzak durmalı.

Uzak durmalı ki, şiir rahat etmeli.

Bilinmeli ki; şiire, abes misyonlar yüklemekle, olmadık nitelikler atfetmekle şair olunmaz. Şairliğin yegâne ölçütü şiirdir.

Varsın her söylediği veya her yazdığı şiir sanılsın kimilerinin; hatta elini sürdüğü her şeyi şiirleştirdiği!..

Bilen biliyor nasılsa.

Hiç kimseyi, hiçbir yere götürmez şiir.

Her kim, şiirle bir yerlere gittiğini ya da şiirin, kendisini bir yerlere götürdüğünü iddia ediyorsa yaman bir kandırmacanın içindedir.

  
YarışmalarTümü »

» Öğretmenler Duysun Öğrenciler Katılsın
» Alvarlı Efe'de İlâhi Aşk Konulu Yarışma
» Ceyhun Atuf Kansu Ödülü Başvuruları Başladı
» Cemal Süreya Ödülü'ne Başvurular Devam Ediyor
» Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri
Türk Şiir AnıtlarıTümü »
» Şeyh Galib
» Taşlıcalı Yahya
» Ahmet Haşim
» Namık Kemal
» Mehmet Akif Ersoy
EkstraTümü »

» Kaypak Yorgunluk / Mehmet Uğurlu
» Ne Mürid İsterim Ne De Mürşid (Üç Kitap, Üç Figür: Mevlana, Şems ve Kimya Hatun) / Mevlüt Uyanık
» Otuz İki Kısım Tekmili Birden İlhan Berk / Sıddık Akbayır
» "Renga" Üzerine / Nurullah Turan
» Tolstoy'un Ölüme Yolculuğu / Ferhat Uludere

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Toplam 4 yorum yapılmış. Yorumların tamamını görüntülüyorsunuz.

namluya kendimi ben gösteririm...

birkaç şiirin diyor Baudelaire;burjuvanın sofrasında olmasına karşın,ben de bir şiirin sofrasında birkaç burjuva bulundurmayı yeğlerim!bu sözün sözler içinde bir yeri var?anlatabiliyor muyum?

nazenim (18.06.2010 - 20:52)


FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR

FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR

Sesimize çoğaldı ordular
Giyotinler başımıza ayarlı
Ağacın ipleri
Salıncak harici
Siperimiz bit gizlemez
Don lastiğinden sapanımız
Tanka ölümü öğretmeye gidiyoruz
Babalarımız gibi


şiir:ömür ERDOĞAN

omurerdogan (16.02.2009 - 02:05)


Bir defiledir şiir...

Şiir ruhun hâllerinin kelimeleri giyinmesidir; his defilesidir bir nevi... Temaşa edilir ve minnet duyulur bunca dar alemde namütenahi tezahürler bahşedildiği için duyuya... Saygı ve teşekkürle...

a.cabuk (23.10.2008 - 09:12)


şiir

günümüzde o kadar şair türediki, bazen şiiri bulamıyoruz

maksakalli (17.10.2008 - 22:03)

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!