« Anasayfa | Künye | Arşiv 16 Ekim 2024, Çarşamba
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Edebiyat -> Edebiyat Dergilerinden ]

Evden Bozma Bir Pansiyon

Hayriye Ünal

20.12.2005 - 12:28

Hanife'nin susmadan önce verilmiş son ifadesidir

Sevmiyorum bu hikâyeyi;

Değişsin istiyorum kendime biçtiğim bu manie

Karıştırıyorum adımı öteki adımla

Biri fulya dese dönüp bakacağım tutuyor

Yosun ya da deniz diye seslendiklerinde hiç şaşmıyorum

İnci, meral, fazilet biraz kenar mahalle kokuyor seviyorum bu kokuyu

Kenarda kalmış her şey bana bir hısım

Kenarda örümcek ağı ve süprüntü

Kenarda biçimsiz ve eski püskü

Kenarda miskin mi miskin bir rahatlık buluyorum

İşte buradayım her gün beş kez müezzinlerle

En eski adımla kulağıma üflenenlerle

Hanife; o tatlı kaşıntıya bulaşan ah gene de gene de bu ruh-ı mecruh

Alışkanlık işte; ezan vakitlerinde radyoyu biraz kısıyor

Perşembeleri damla koymuyor ağzına

Duydun mu oportünist dedi

Oportünizm bu iyimser ya da kötümser değişim

Nedir o sayfalarda kötü lekelere benzeyen canhıraş çığlık refleksi:

Bir ses ki kuyruğuna basılan her hayvanın becerdiği

Bir ses ki tıslamadan

Kişnemeden

Havlamadan daha detone daha az tabii

Modern şiirmiş

-burada hep beraber delice gülelim ki bir tiyatro sahnesine benzesin-

Kıyıcı güdük şairlik hevesi

Alt alta gelen sözcük öbeklerine

Askerî talimlerle şiirimsi; bunu küçümsüyorum

Buna saygı duyamam başka fikirlere başka ideallere başka olan her şeye

Saygı duyacak medeniyet yok bende

Başka olan her şey sanki bir dekor

Bana bir fon, manzara gibi entipüften bir görüntü ki bulanık

Benim için bir deney kabı

Başka herkes bir denek bir virüs bir bulaşıklık

Kötülükle karılmış eylemlerin masumiyet eşiği vesair

Kaybolan saflıklara mersiyeler

-burada da hüzünlü edayla ama kah kah gülünecek-

KARMAN ÇORMAN BİR BİLİNCİN KENDİNE BATIRDIĞI İĞNE

Kestiği bilek, sanal bile olmayan bir meydan savaşı kendi kendiyle

Değişsin deşilsin diye murdarlığın kesik göbeği

Biraz daha inerek inilebilecek bir basamağın keşfi

Biraz daha sevindirecek bizi inilecek her basamak

İmleyecek bitmemiş işimizi

Her şey daha iyi işi bitik olmaktan

Sevincin bu çirkinliği minimal mutluluklar...

Uygarlığın şapka çıkardığı yer, kırılasıya eğildiği

Yetmeyen ayıp yerlerin yetmeyen zevkini bile giderek elden çıkarmış

Ayıp yerler çoğalsın isteği sarmış bir bedeni

Bir beden daha olsa derhal kanıksanacak

Yedek organlar yedek masum yeni başlangıçlar için delik olmayan bir kalbi

Onu da düşürecek yerlerde sürüyecek

Ondadır zevkin paslanmamış ilk keşifler çağı ondadır keşiflerin gönenci

Sevmiyorum bu arınma istenci kuyruklu yalan

Tersine, gelmiş olduğum yerde

(-keşif-

Birden bir değişiklik bedenimde

Yazdım attım otel şiirini

Geçmekte olandan duyduğum acı silindi

Geçici olan her şey güzeldi sadece o güzeldi

ÇOK YAŞAYASIN FÂNİ

Bir canlının bir canlıya tutunmakla elde etmediği her şey gizli burada)

Ham etin kötü tadını unutmuş

Bilerek yeni bir otelin girişindeyim şimdi

Buraya pansiyon diyorlar, evden bozma, daha küçük

daha mahdut daha da geçici

Burada yalan aynı yalan

Kadın ve erkek kadın ve kadın erkek ve erkek

Kezzap ve yara, açılmış dikişler; her şey de bir açıklık

Yok muamma kaos karışıklık

Yıkıntı veya bir kıyamet fobisi

artık kırklara karışmış

Her şey son derece şeffaf ve arı duru

Bir su

İçilecek kadar tatlı her şey

Kırmızı ve beyaz her şey sarhoşun bir dakikasına hapsolmuş

Otlarla uyuşan beynin birden ulaştığı o dingin

O resimli dünyada, köpekçe, siyah-beyaz

Sade bir algı vuzuha kavuşmuş

Sevgi vs adı anılmaya değmez, bayağı olan ne varsa

Anılmaz olsun kahrolsun

ANDOLSUN geçici olanda gördüğüm güzelliği

Değişmem şimdi ebedi olan neyse ne varsa

Bir kere gidilen yerler

Bir kere binilen bir gemi

Bir kez yapılan her şey büyü gibi

İkincisinde bulaşık suyuna dönüşen, bir benzetme olan

bir pastiş bir ırza geçme

Yaşamanın en berbat iksiri tekrar üstüne kurulu oluşudur

İnsanı uyutan kanı uyuşturan bönleştiren özelliği ah

Sağlamcılık denen irsî rezillik

Nikahlar beşikler emzikler akşam yemekleri

Güvende olmanın su aygırı tembelliği

Tekrar edilmeyen her şey sahici sahih otantik ya da dillere

pelesenk hangisiyse işte o

TANRISAL OLAN TEK ŞEY TEKRAR EDİLMEYENİ

Tekerrürün baş döndüren döngüselliği bizi alıp yere vurduğunda

Bile karnımızı tuta tuta elimize verilen bir parça butla

Bir parça şaraba batmış dil balığıyla oyalanırken

Yeniden yeni oluşlara yepyeni gidiyor giden

GİTMEKTE OLAN YEPYENİ BİR YERDE BİR DEFA OLACAK

BİR SERÜVEN

Karar kıldım her gün başka bir odada başlayan bir serüven

Başka bir karakter yarattım her odada

Pansiyonun serin taşlıklarından başlayan bir buharlaşma arasına karıştım

Bu da geçer deyip acıya katlananı katlanmış suratıyla baş başa

Odadaki kurbanı ah sevgi oh tanrım ne zevkti

Sözcükler de tiksindirici tekrar eden her şeyi

Usanmadan şeyleri çoğaltan sadece sözcüklerdir

Sevişgenliktir konuşmak, yazmak daha da tiksindirici

Mektuplara son verse biri e-maillere telefonlara

Kitapları binlerce basıyorlar dehşetengiz bir üreme çılgınlığı

Dergiler kankokandoğumhanelere bitişik

Komşular komşularla bitmeyen ikindilerde

Parklarda piknik yerlerinde biteviye bir rakam sevgisi

Maçlarda deşilmiş yerlere serilmiş bir düello kurbanı

KÜFÜRLER ÖRTECEK BİZİ TEKRARIN EN SAF BİÇİMİ

BARİ ONLAR İÇİN HER SEFERİNDE YENİ BİR FİİL SÖYLENSEYDİ

Çünkü küfür örtecek bir şeydir örtülmeyeni

Haydi maçlara maçlara maçlara

Kırılgan dilleri ısırıp yırtarak opera biletlerini

Balerinleri baletleri bir çuvala doldurup incelmiş fino bedenlerini

Sihirli bir flüt çalalım daracık bir odadan taşsın sesi

Darala darala çizgileşmiş bir odadan çıkıverse

Harika çirkin bir giacometti

Bu odaya dar bir koridordan girilirdi

Denizden gelen nemli hava daracık giysileri

Biraz daha yapıştırıp koltukaltlarına bacaklara

Karna bir kama

Gece yarısı başlayan bir travma

Oyuncak bebek hiç oynamamış bir kızın

Onların hep saçını yolmuş

Onların hep gözünü çıkarmış

Bacakları parça parça

Bir koli oyuncakla baş başa; yırtıcı hayvan plastikleri, maskeler, legolar, şekerler

ELDEN BİR MEKTUP

BİR BABADAN BİR KIZA

Bir baba bir gün bir kıza...

Bir pansiyon odasında başlayan ayrışma iplik iplik ayrılıp hücre hücre dağılan

çarşaflara pikeye havlulara

Ondaydı ipince bir varlık halinde yayılmış olması gerekirdi

Umuyordu biraz ukde azıcık varlık şerefi

Arandı yataklara yayılan eşyalarda edebiyat hükmetsin isterdi

Kokulu çamaşırlar hafif bir erkek parfümü sinmiş, denizin çığlıklarına karışan

power fm müziği,

Bundan daha yakın daha gerçek bir kucak olmuş mu? OLABİLMİŞ Mİ?

Eşyalarda ne anlam ne şeref olabilir

Bedende ne şeref ne anlam bir

Muhaldir ayrışmış bir beden inşa edilir muhaldir

Beden derli toplu bir nüktedir bir bütünlük içindeyken okunabilir

budur şeref dedikleri yapışkanlı etiket

Budur dünyanın anlamına katılma, varsa bir anlamı dünyanın, kadîm kitaplarda

vahiyle gelen suhufta nebîlerin gül kokan ağzında

Oysa çocuklardan, minyatür ve temsilci her şeyden nefret eden bu kızda

"Bir arayış" diyor uzman dindarca iyimserlik karışık, Jungien

arketipleri sosyal olguları ihmal etmeden

Bir şey aramıyor ki yemin edebilir

aramaktan gelmiyor bu kelâl

bu dili dışarıda itlere yakışan bezginlik

acemilik kokan logoterapi iyice bezdiriyor

Hiç zamana gark olmuş bir anı

Güzelliğini berkitir mi?

Hiç uçları kaybolmuş bir ipliği

Başka bir uca bağlar mı gelişim setleri ve çarpıtılmış kuantum?

"Kuralları kaybolmuş bu kızın"

"Çocukken sıkı, dayanışmalı bir grup içinde değildi muhtemelen"

"Çocukken en yakın olduğu erkek çok mu sertti otoriter mi"

"Çocukken..."

"Çocukken..."

Kural belki de iyi bir şeydir, derleyip toplayan

Dağınık yataklardan, karışık saç baştan, pis kokan basık evlerden

Bir anlam çıkarabilir kural

Sayısı hızla artan kent nüfusunu

Histogramlar sayesinde tasnif edebilir

"Bu bizimki sosyal bir hayvan! Olamadı eyvah"

"Sosyal bir geveze"

"Sosyal bir meslek sahibi, hayatın sosyal piçliklerine uygun bir çerçeve"

Denir ki cinsiyetinden çıkmayı başarmış uniseks bir müsvette

Ve sair de olmadı

Kahretsin!

Oysa bir müsvette her zaman unisekstir

Uniseks birinin -kalıbımı basarım- kamburu da olmaz şiiri de

-Savaş mavaş zaten hak getire-

Varsa gösterin. Varsa bunu bilecek bir arraf, sıkı bir müneccim

Gelsin söylesin desin ki işi olmayacak şiirin

Müzekkerle müennesle yani dille, kelimeyle, teşbihle, üremeyle

Cinsiyet orijin değildir desin, bir damla sudan ibaret bir şeyin

On ikiden vuran bir kemankeşi; Âdemi

Eşinden ayıran nitelik insanın en güzel şiiri değildir desin

Bölücü bir kimlik erkekse desin

Ucundan İbn-i Arabî de biliyorsa bir uzman

UCU DOĞULAN EVLERE UZANAN BİR KORİDOR

Kaybolsun orada oysa geçmişi unutabilmek sağaltacak

Hayır deşilecek

Tenyalı şeritli bir sıcak yazdan üç oda bir salona ulaşıyor

-üç oda bir salon-

Orda hayat

Difteri dizanteri çocuk felcinden korunarak başladı

Tek göz evlerde de vardır az buçuk

Böyle bir itina böyle bir dikkat

Otellere kadar varacak bu sakınımın ucu

YOKSA

İSTİSKAL

BAŞLAR

Başlayan yalnızca istiskal daima istiskal

Başladığı zamanlarda adı başka olsa bile başlatan müessir sebebin

Babadan fırlatılma.

BABADAN TEVÂRÜS ETMEDEN BİR DAMLA MECAL

BİLDİĞİ TEK CEVAPLA KARŞI DURABİLİR DÜNYAYA

OLMAMAK İÇİN BİR ERİYİK BİR SIVI, MÜNHAL:

İSTİSKALE KARŞI ŞİİR

Babalara

Zor sorulara; bir kafiye

Terleten sorgularda hınçla beslenen teşbihler

Mahkemelerde ve kuyruklarda ironi kasapta kan dişçide serum

Hamuru yoğrulur sert bir hamur takır tukur

Ah vaktinizi alacak bir kambur

Bir kötürüm

Bir fırlama

Bir yoksul

Daha da susmak istemezdi sızlanmayı sevseydi

Üstelik -n'apalım- istiskal müstehcen bir mevzudur

HECE: 94

Sevmiyorum bu hikâyeyi;
Değişsin istiyorum kendime biçtiğim bu manie
Karıştırıyorum adımı öteki adımla
Biri fulya dese dönüp bakacağım tutuyor
Yosun ya da deniz diye seslendiklerinde hiç şaşmıyorum
  
Tekrar YayınTümü »

» Simetrim Kalkıyor Breh / Vural Kaya
» Edebiyat Ödüllerinin Günahı ve Sevabı / Refik Durbaş
» Yüzdeki Tırnak İzleri ve Pamuk Terörü / Kaan Arslanoğlu
» Sözleşme-II / Seyhan Arslan
» Meczubun Kefaret Bandoları / Vural Kaya
Edebiyat MasasıTümü »
» Geçen Ay Edebiyat: Kasım-Aralık 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Mart-Nisan 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ocak-Şubat 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Aralık 2008 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ekim-Kasım 2008 / Elif Hafsa Katırcı
e-sohbetTümü »

» Rasim Özdenören: "Herkes Yaptığı İşin Hakkını Vermeli" / Söyleşi: İslam Doğan - Ahmet Biçer - Mehmet Emre Küçüktürkmen
» Cihan Aktaş: "Müslümanlar Sağcılıktan Ayrışmaya Devam Ediyor" / Röportaj: Nurullah Turan
» Turan Koç: "Düşünce Varlıkla Buluştuğu Yerde Şiirleşir" / Röportaj: A. Ömer Yavuz - M. Derviş Dereli
» Halit Esendir: "Siyaset ve Eğitimle Uğraşan, Gündemi Takip Eden Herkesi İlgilendiren Bir Eser" / Röp: Yüsra Mesude
» Mustafa Özçelik: "Nasreddin Hoca'yı Mevlana ve Yunus Emre'den ayırmak mümkün değil" / Röportaj: Yüsra Mesude

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!