[ Edebiyat -> Edebiyat Dergilerinden ]
Evden Bozma Bir Pansiyon
Hayriye Ünal
20.12.2005 - 12:28
Hanife'nin susmadan önce verilmiş son ifadesidir
Sevmiyorum bu hikâyeyi;
Değişsin istiyorum kendime biçtiğim bu manie
Karıştırıyorum adımı öteki adımla
Biri fulya dese dönüp bakacağım tutuyor
Yosun ya da deniz diye seslendiklerinde hiç şaşmıyorum
İnci, meral, fazilet biraz kenar mahalle kokuyor seviyorum bu kokuyu
Kenarda kalmış her şey bana bir hısım
Kenarda örümcek ağı ve süprüntü
Kenarda biçimsiz ve eski püskü
Kenarda miskin mi miskin bir rahatlık buluyorum
İşte buradayım her gün beş kez müezzinlerle
En eski adımla kulağıma üflenenlerle
Hanife; o tatlı kaşıntıya bulaşan ah gene de gene de bu ruh-ı mecruh
Alışkanlık işte; ezan vakitlerinde radyoyu biraz kısıyor
Perşembeleri damla koymuyor ağzına
Duydun mu oportünist dedi
Oportünizm bu iyimser ya da kötümser değişim
Nedir o sayfalarda kötü lekelere benzeyen canhıraş çığlık refleksi:
Bir ses ki kuyruğuna basılan her hayvanın becerdiği
Bir ses ki tıslamadan
Kişnemeden
Havlamadan daha detone daha az tabii
Modern şiirmiş
-burada hep beraber delice gülelim ki bir tiyatro sahnesine benzesin-
Kıyıcı güdük şairlik hevesi
Alt alta gelen sözcük öbeklerine
Askerî talimlerle şiirimsi; bunu küçümsüyorum
Buna saygı duyamam başka fikirlere başka ideallere başka olan her şeye
Saygı duyacak medeniyet yok bende
Başka olan her şey sanki bir dekor
Bana bir fon, manzara gibi entipüften bir görüntü ki bulanık
Benim için bir deney kabı
Başka herkes bir denek bir virüs bir bulaşıklık
Kötülükle karılmış eylemlerin masumiyet eşiği vesair
Kaybolan saflıklara mersiyeler
-burada da hüzünlü edayla ama kah kah gülünecek-
KARMAN ÇORMAN BİR BİLİNCİN KENDİNE BATIRDIĞI İĞNE
Kestiği bilek, sanal bile olmayan bir meydan savaşı kendi kendiyle
Değişsin deşilsin diye murdarlığın kesik göbeği
Biraz daha inerek inilebilecek bir basamağın keşfi
Biraz daha sevindirecek bizi inilecek her basamak
İmleyecek bitmemiş işimizi
Her şey daha iyi işi bitik olmaktan
Sevincin bu çirkinliği minimal mutluluklar...
Uygarlığın şapka çıkardığı yer, kırılasıya eğildiği
Yetmeyen ayıp yerlerin yetmeyen zevkini bile giderek elden çıkarmış
Ayıp yerler çoğalsın isteği sarmış bir bedeni
Bir beden daha olsa derhal kanıksanacak
Yedek organlar yedek masum yeni başlangıçlar için delik olmayan bir kalbi
Onu da düşürecek yerlerde sürüyecek
Ondadır zevkin paslanmamış ilk keşifler çağı ondadır keşiflerin gönenci
Sevmiyorum bu arınma istenci kuyruklu yalan
Tersine, gelmiş olduğum yerde
(-keşif-
Birden bir değişiklik bedenimde
Yazdım attım otel şiirini
Geçmekte olandan duyduğum acı silindi
Geçici olan her şey güzeldi sadece o güzeldi
ÇOK YAŞAYASIN FÂNİ
Bir canlının bir canlıya tutunmakla elde etmediği her şey gizli burada)
Ham etin kötü tadını unutmuş
Bilerek yeni bir otelin girişindeyim şimdi
Buraya pansiyon diyorlar, evden bozma, daha küçük
daha mahdut daha da geçici
Burada yalan aynı yalan
Kadın ve erkek kadın ve kadın erkek ve erkek
Kezzap ve yara, açılmış dikişler; her şey de bir açıklık
Yok muamma kaos karışıklık
Yıkıntı veya bir kıyamet fobisi
artık kırklara karışmış
Her şey son derece şeffaf ve arı duru
Bir su
İçilecek kadar tatlı her şey
Kırmızı ve beyaz her şey sarhoşun bir dakikasına hapsolmuş
Otlarla uyuşan beynin birden ulaştığı o dingin
O resimli dünyada, köpekçe, siyah-beyaz
Sade bir algı vuzuha kavuşmuş
Sevgi vs adı anılmaya değmez, bayağı olan ne varsa
Anılmaz olsun kahrolsun
ANDOLSUN geçici olanda gördüğüm güzelliği
Değişmem şimdi ebedi olan neyse ne varsa
Bir kere gidilen yerler
Bir kere binilen bir gemi
Bir kez yapılan her şey büyü gibi
İkincisinde bulaşık suyuna dönüşen, bir benzetme olan
bir pastiş bir ırza geçme
Yaşamanın en berbat iksiri tekrar üstüne kurulu oluşudur
İnsanı uyutan kanı uyuşturan bönleştiren özelliği ah
Sağlamcılık denen irsî rezillik
Nikahlar beşikler emzikler akşam yemekleri
Güvende olmanın su aygırı tembelliği
Tekrar edilmeyen her şey sahici sahih otantik ya da dillere
pelesenk hangisiyse işte o
TANRISAL OLAN TEK ŞEY TEKRAR EDİLMEYENİ
Tekerrürün baş döndüren döngüselliği bizi alıp yere vurduğunda
Bile karnımızı tuta tuta elimize verilen bir parça butla
Bir parça şaraba batmış dil balığıyla oyalanırken
Yeniden yeni oluşlara yepyeni gidiyor giden
GİTMEKTE OLAN YEPYENİ BİR YERDE BİR DEFA OLACAK
BİR SERÜVEN
Karar kıldım her gün başka bir odada başlayan bir serüven
Başka bir karakter yarattım her odada
Pansiyonun serin taşlıklarından başlayan bir buharlaşma arasına karıştım
Bu da geçer deyip acıya katlananı katlanmış suratıyla baş başa
Odadaki kurbanı ah sevgi oh tanrım ne zevkti
Sözcükler de tiksindirici tekrar eden her şeyi
Usanmadan şeyleri çoğaltan sadece sözcüklerdir
Sevişgenliktir konuşmak, yazmak daha da tiksindirici
Mektuplara son verse biri e-maillere telefonlara
Kitapları binlerce basıyorlar dehşetengiz bir üreme çılgınlığı
Dergiler kankokandoğumhanelere bitişik
Komşular komşularla bitmeyen ikindilerde
Parklarda piknik yerlerinde biteviye bir rakam sevgisi
Maçlarda deşilmiş yerlere serilmiş bir düello kurbanı
KÜFÜRLER ÖRTECEK BİZİ TEKRARIN EN SAF BİÇİMİ
BARİ ONLAR İÇİN HER SEFERİNDE YENİ BİR FİİL SÖYLENSEYDİ
Çünkü küfür örtecek bir şeydir örtülmeyeni
Haydi maçlara maçlara maçlara
Kırılgan dilleri ısırıp yırtarak opera biletlerini
Balerinleri baletleri bir çuvala doldurup incelmiş fino bedenlerini
Sihirli bir flüt çalalım daracık bir odadan taşsın sesi
Darala darala çizgileşmiş bir odadan çıkıverse
Harika çirkin bir giacometti
Bu odaya dar bir koridordan girilirdi
Denizden gelen nemli hava daracık giysileri
Biraz daha yapıştırıp koltukaltlarına bacaklara
Karna bir kama
Gece yarısı başlayan bir travma
Oyuncak bebek hiç oynamamış bir kızın
Onların hep saçını yolmuş
Onların hep gözünü çıkarmış
Bacakları parça parça
Bir koli oyuncakla baş başa; yırtıcı hayvan plastikleri, maskeler, legolar, şekerler
ELDEN BİR MEKTUP
BİR BABADAN BİR KIZA
Bir baba bir gün bir kıza...
Bir pansiyon odasında başlayan ayrışma iplik iplik ayrılıp hücre hücre dağılan
çarşaflara pikeye havlulara
Ondaydı ipince bir varlık halinde yayılmış olması gerekirdi
Umuyordu biraz ukde azıcık varlık şerefi
Arandı yataklara yayılan eşyalarda edebiyat hükmetsin isterdi
Kokulu çamaşırlar hafif bir erkek parfümü sinmiş, denizin çığlıklarına karışan
power fm müziği,
Bundan daha yakın daha gerçek bir kucak olmuş mu? OLABİLMİŞ Mİ?
Eşyalarda ne anlam ne şeref olabilir
Bedende ne şeref ne anlam bir
Muhaldir ayrışmış bir beden inşa edilir muhaldir
Beden derli toplu bir nüktedir bir bütünlük içindeyken okunabilir
budur şeref dedikleri yapışkanlı etiket
Budur dünyanın anlamına katılma, varsa bir anlamı dünyanın, kadîm kitaplarda
vahiyle gelen suhufta nebîlerin gül kokan ağzında
Oysa çocuklardan, minyatür ve temsilci her şeyden nefret eden bu kızda
"Bir arayış" diyor uzman dindarca iyimserlik karışık, Jungien
arketipleri sosyal olguları ihmal etmeden
Bir şey aramıyor ki yemin edebilir
aramaktan gelmiyor bu kelâl
bu dili dışarıda itlere yakışan bezginlik
acemilik kokan logoterapi iyice bezdiriyor
Hiç zamana gark olmuş bir anı
Güzelliğini berkitir mi?
Hiç uçları kaybolmuş bir ipliği
Başka bir uca bağlar mı gelişim setleri ve çarpıtılmış kuantum?
"Kuralları kaybolmuş bu kızın"
"Çocukken sıkı, dayanışmalı bir grup içinde değildi muhtemelen"
"Çocukken en yakın olduğu erkek çok mu sertti otoriter mi"
"Çocukken..."
"Çocukken..."
Kural belki de iyi bir şeydir, derleyip toplayan
Dağınık yataklardan, karışık saç baştan, pis kokan basık evlerden
Bir anlam çıkarabilir kural
Sayısı hızla artan kent nüfusunu
Histogramlar sayesinde tasnif edebilir
"Bu bizimki sosyal bir hayvan! Olamadı eyvah"
"Sosyal bir geveze"
"Sosyal bir meslek sahibi, hayatın sosyal piçliklerine uygun bir çerçeve"
Denir ki cinsiyetinden çıkmayı başarmış uniseks bir müsvette
Ve sair de olmadı
Kahretsin!
Oysa bir müsvette her zaman unisekstir
Uniseks birinin -kalıbımı basarım- kamburu da olmaz şiiri de
-Savaş mavaş zaten hak getire-
Varsa gösterin. Varsa bunu bilecek bir arraf, sıkı bir müneccim
Gelsin söylesin desin ki işi olmayacak şiirin
Müzekkerle müennesle yani dille, kelimeyle, teşbihle, üremeyle
Cinsiyet orijin değildir desin, bir damla sudan ibaret bir şeyin
On ikiden vuran bir kemankeşi; Âdemi
Eşinden ayıran nitelik insanın en güzel şiiri değildir desin
Bölücü bir kimlik erkekse desin
Ucundan İbn-i Arabî de biliyorsa bir uzman
UCU DOĞULAN EVLERE UZANAN BİR KORİDOR
Kaybolsun orada oysa geçmişi unutabilmek sağaltacak
Hayır deşilecek
Tenyalı şeritli bir sıcak yazdan üç oda bir salona ulaşıyor
-üç oda bir salon-
Orda hayat
Difteri dizanteri çocuk felcinden korunarak başladı
Tek göz evlerde de vardır az buçuk
Böyle bir itina böyle bir dikkat
Otellere kadar varacak bu sakınımın ucu
YOKSA
İSTİSKAL
BAŞLAR
Başlayan yalnızca istiskal daima istiskal
Başladığı zamanlarda adı başka olsa bile başlatan müessir sebebin
Babadan fırlatılma.
BABADAN TEVÂRÜS ETMEDEN BİR DAMLA MECAL
BİLDİĞİ TEK CEVAPLA KARŞI DURABİLİR DÜNYAYA
OLMAMAK İÇİN BİR ERİYİK BİR SIVI, MÜNHAL:
İSTİSKALE KARŞI ŞİİR
Babalara
Zor sorulara; bir kafiye
Terleten sorgularda hınçla beslenen teşbihler
Mahkemelerde ve kuyruklarda ironi kasapta kan dişçide serum
Hamuru yoğrulur sert bir hamur takır tukur
Ah vaktinizi alacak bir kambur
Bir kötürüm
Bir fırlama
Bir yoksul
Daha da susmak istemezdi sızlanmayı sevseydi
Üstelik -n'apalım- istiskal müstehcen bir mevzudur
HECE: 94
BU BÖLÜMDEKİ DİĞER YAZILAR Düşman Kazanma Sanatını Bilen İnsan Hamdolsun Teşrifatçı Değilim Babam Gelmiş Babam Gitmiş Türkiye Varmış Türkiye Y ... Epik ve Dramatik Şiir Hakkında Ömrümüzün Son Demi İntikam Alamayan Şairin Mezarında Ot Bitmez / Haka ... Füsun Kandilleri / Vural Kaya "Ay Büyürken Uyuyamam" / Hüseyin Farhad Gene O Dağ Yollarında / Cevat Çapan Anlık Değişimler / Ebubekir Eroğlu Halimin Arzıdır / Yusuf Ferzan 'Şiir Ve Hakikat' / Cahit Koytak Rahman / Nuri Pakdil Kapı / Zafer Ekin Karabay Güz Ayrılığı / Mehmet Aycı Herkese Günaydın / Cafer Keklikçi Dua / Kemal Sayar