aklım uyuşurmuş bazı uyuşsun size ne uyuşsun bunu söylemez kimse yüzüme bunu korkaklık addederim oysa bunu sümsüklük bunu eziklik bunu mısmıllık aklım uyuşunca bir türkü yakarım ben onlara aklım uyuşurmuş bazı uyuşsun size ne uyuşsun işte oysa bir şehrin de diliyim ben bir karinenin de dil burulur bazı burulsun tekinsiz gövdemi bir kan gibi yusun unutkanlığım mıdır başımda duman hayır değil bu değil unutturuldum işte doğrusu bu ben unutmadım unutturuldumsa bundan çirkine ne
BEN BENİ UNUTTUMSA GÜZELİM DE ONDAN KIZIM KENDİNE BAK SEN İYİ BAK KENDİNE BİR MISMILIN KOYNUNDA UYUMUŞSUN
bir çapulla ahbaplığım bile mutluluktur benim dikkatli bakılırsa düşe kalka bir çapulla eğilip kulağına şunu dedimdi: yatıya kalmış bir hayvandan başka nedir ki kukla kula kulluktan başka
İki
bandolarımla keyiflenince biz biz işte bildiğiniz biziz senli benli bir cümle ortasında lâubali senli benli bir güneşlenme bayramı dışarıda bir kar bayramı bir eriyecek adamlar bayramı birazdan deyin bunu çocuklara deyin bunu bana düşemez böyle şeyler kısmetim değil dışarıdaki imrenmedim mi sandınız siz bakın imrendim bile biri ötekinin yediemininde biri ötekinin bilgisinde icra ve iflas
KÖRKÜTÜK BİR SARALI GİBİ PALASINI KAPTI DIŞARISI KAPTI MI KAPTI
aha bu onun fanilası iki ters bi düz aha kuşkularım geber geber kuşkularım şimdi buradan kızanlara karışmış uykularım geçer bakın ben yalancı fecre fecr demem demesine de arkası fecrdir nasılsa nasılsa bakın zaman vızır vızır bakın ben neler yaparmışım meğer tepem atınca tepelerim çekip gidince bütün okçularım
kirli pabuçlarını öveceğim daha bakın ben şehre ilk giren o sarsağın uykularına akacağım daha dost başa düşman ayağa mı düşman başa kardeşlerim düşman her yere bir yolculuk duası olacak o sarsağın göğüs hizasında bir albeni bir şakayık çiçeği bir tanış meseli olacak daha iyi bakın olacak kardeşlerim olacak yürürüz biz daha o zaman kardeşlerim yürürüz hızırla yürür gibisin ahretliğim yürüyüşün ne kostak mor çalığı üşümelerim vız gelecek daha kardeşlerim değil mi ki biz yürürsek murdar başları saklanacak bodur bir ağaç bulacak bulup saklanacak
üç
cama saplanan bir ten gerçekte bir ten midir cana saplanan ten kadar ten midir acıtır peşkeş çeker gün boyu sevişir kimimizle haraç mezat bunlar çiğ et kokuları bunlar yaygın et kokuları bu şakayık bu bandolarım benim belki bir DİKKAT kondursak kurtulur dünya hadi canım uzun etme uzamasın bu metruk hikaye kaldıramam bunu kaldıramam eni konu bir hikaye bu kurtulmasa da olur dünya
(bakın bayım saat tutun tam yirmi dört olacak tam tamına yirmi dört saat tutun idrar toplayın bir kişisel kapta bir modern iştiyakla bir bir bir çiş bankta/bakın bayım bakın bayım çişten bir set çekmeyin benim hayatla arama kaçış sıcacık evimdir benim sımsıcak bayım bakın bana)
KAÇIŞ O MİNÖR PARANOYA HAYIR HAYIR BAKIN BU BİR GAYYA HATIRLAMADIM SİZİ DİZ DİZE KALMADIM HİÇ SİZİNLE
HAYIR KARDEŞLERİM HAYIR ZOR ZAMAN FAKAT MODERN
kaçışa sevgi beslemedim ben şeriati kaçış beni sevdi bir oğul bile verdi bana on sekizinde güven koydum adını o vakte kadar ki bir isimsizin babası dediler bana ne ki bir oğul güven verir insana ne ki onun da babasıdır kaçış kaçış kaçış
dört
ötekinin bir servi fidesi bir hardal bir miskal bir zerre bir bir bir bir kuşku bundan ne anlar bandolarım behey bandolarım kefaretimdir cürmümden âlâ bakın avuçlarım uyuştu bir daha bir daha bize misafir gelecek karıncalar yok yok belki Süleyman bütün ordusuyla abarttımsa abarttım başka neye alâmettir bu karıncalanma yani ki mutlağın musallat saçları yani ki bütün bütün duruyor işte onlar avuçlarımda
BİR DELİNİN HIÇKIRIR GİBİ GÜLÜŞÜNE SAKIN GÜLME GÜLME GÜLMEYİN HAY ULAN GÜLENİN HAY ULAN GÜLENİN DELİ DEĞİL MECZUPTUR ASLI O KELİMENİN
beş
ben bir sütten bir kandan idim BABA-ANA BİR kardeş idim ademoğluna hüznüm için içten bir emişdek arandım durdum da ANA BİR BABA AYRI
KİMİN KİME NESLİ KİMİN KİME NEFSİDİR HARAM UNUTTUM
altı
kırık bir aynada kırk yararken gerdanını bir kadın bir bozuntu tanrıçadan birden yaltaklanır kendi suretine bir tabloda yaltaklanır bir baloda yaltaklanır yo yo yo sandukasında kırık lehçesi tanrım yo yo inanmazsın tanrım onu şefaatçi kıldığıma
BİTKİN Mİ BİTKİN BİR PUTUN ÖNÜNDE GÜN BOYU KIRITMAKTAN KIRIK BİR AYNADA KIRK YARARKEN GERDANINI BİR KADIN BİR BOZUNTU TANRIÇADAN DIŞARDA İLK YAZDAN KALMA BİR GÜNEŞ BİR GÜZEL BİR GÜZEL BİT KIRAR AYIKLAR KADINLIĞINI TANRIÇALIĞINDAN
yedi
kiminin kimine boğaz boğazadır jesti amenna süngü süngüye adam adama ama nerde kim bu jestle uyur uyanır kim bu jestte kardeş kardeşe kim bu kanın üstüne krema karamela kim bu kara bela kim bu kim bu kim acele bir apolettir ona arada bir gel bandolarım insan insana sevinelim şurda arada bir omuz çekerek geçelim oraları geçelim tenhasını acıtarak şunları bunları haksızlık etmesin bana dünya bir tavşan gibi dağlarına vurdum kendimi bazı bağışla beni tanrım sen bağışla çiğnedimse sümbülünü çiğdemini
kimine bağbozumu kimine bozgun bu dünya şikayetçi miyim yo tanrım yo yo şükür bandolarım da var sabahlarım da fakat bir uzun koşudur burası tep tep bitmiyor tanrım.
(HECE-107)
aklım uyuşurmuş bazı uyuşsun size ne uyuşsun / bunu söylemez kimse yüzüme / bunu korkaklık addederim oysa