« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Mart 2024, Salı
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Siluet
M. Feyza Yarar
Genetik Miras: Vandalizm

Meşkler
Fatih Özkafa
Hat Sanatının Modern Yorumlara İhtiyacı

[ Tasarım -> Tasarım Sohbetleri ]

Hakan Gürsu ve IDA 2007 Ödüllü Projesi: Volitan

01.04.2008 - 02:40

Newyork'ta her yıl düzenlenen ve dünyanın en prestijli yarışmalarından birisi olarak kabul edilen Uluslararası Tasarım Ödülleri 2007 (IDA 2007) kapsamında, ilk kez bir Türk tasarımcı ve projesi ödül kazandı. ODTÜ öğretim üyelerinden Dr. Hakan Gürsu ve yardımcı tasarımcı Sözüm Doğan tarafından tasarlanan "Volitan" adlı proje, 1438 projenin içinde hem deniz araçları hem de tüm ulaşım araçları dalında birinciliğe layık görüldü. Hakan Gürsu ile tasarım dünyasına yeni bir soluk getiren "Volitan" ve kazandığı ödül hakkında yapılan bir röportaja yer veriyoruz.

"Volitan" adı nereden aklınıza geldi?

"Volitan" Latince "hızlı yol alan" demek. Bir de bizim Akdeniz sahillerinde görülen bir uçarbalığın adı... Bu balığın çok saygılı duyulacak bir performansı var. 200 metre falan suyun üzerinde gidiyor. Balığı da, kelimenin anlamını da çok sevdik. "Xmr21" gibi bir isim yerine "Volitan" dedik. Ayrıca uluslararası yarışmalarda menşeinizi belirtecek her şeyden de kaçınıyorsunuz. Bunu hem etik açıdan yapıyorsunuz hem de stratejik...

Bu ödülü kazanan Zaha Hadid dışında başka bir Müslüman var mıydı?

Literatürü bildiğim kadarıyla -ki takip ettiğim bir literatürdür- başka yok. Bir de biz.

Tesadüf mü yoksa Müslüman ya da Ortadoğulu olmak gerçekten ciddi bir engel mi?

Kesinlikle engel. Bu bize bazı yarışmalarda off the record söylendi de. "Katılmayın, size ödül vermezler" dediler. Biz buna "handikap puanı" diyoruz. Yani birinci torbadan değil, üçüncü torbadan geliyorsunuz. O yüzden de mükemmelin mükemmelini yapmanız gerekiyor.

En mükemmeli yapmak böyle bir önyargıyı kırmaktan daha mı kolaydır?

Neredeyse... Bakın size çok ilginç bir şey anlatacağım: ABD'de çok saygın, önemsenen bir internet sitesi var: Pure Contemporary Behind the Curtain. Orada çok etkili bir kadın yazar var: Diane Burley. Bu hanım bizim tasarımlarımız hakkında daha biz ödül almadan önce bir makale yazmış, "Bu ekibe dikkat, bunlar bir şey yapacak" diye... Ama asıl önemlisi şu: Bizi tanıtırken "Ortadoğu" dememiş de "Doğu Avrupa" demiş. Çok şaşırdım. Kendimi hiç Doğu Avrupalı gibi düşünmemiştim ama onlar beni orada görmüş.

Sizce niye?

O ürünleri Ortadoğu'ya yedirmek istemiyorlar. Belli kalitede bir ürün yaparsanız "Bu Ortadoğu değil, olsa olsa Doğu Avrupa'dır" diyorlar. Ve bir şekilde sizi Avrupalı diye kodluyorlar.

Bir Türk ve Müslüman için Avrupalı dedirttiğinize göre demek ki gerçekten zor iş başarmışsınız.

Valla bu ödül için "Tasarımın Oscar'ı" diyorlar. Tabii ödülü alanın böyle bir şeyi söylemesi çok zor ama ben bir aydır birçok kişiden "Orhan Pamuk'un Nobel'inden sonraki en büyük ödül" sözünü duydum.

Bu ödülü aldığınızı kaç kişi biliyor?

Çok da bilinmiyor.

Komşularınız biliyor mu?

Galiba onlar biliyor.

Köşk? Siyaset? Herhangi bir kutlama?

Hiç! Yok öyle bir şey! Bir tek Deniz Kuvvetleri'nden gelip tebrik ettiler, projeyi incelediler ve benden bir brifing istediler.

Dünya farkında mı?

Olmaz mı! Daha da farkında olacaklar çünkü bu yarışmada ödül yerine sizin bir yıllık tanıtımınızı üstleniyorlar. En saygın müzelerde Volitan sergilenecek; 100 bin tirajlı bir kitap basılıp dünyaya dağıtılacak. Ama bizde bir teşekkür bile yok.

Deniz olmayan bir şehirde yaşayıp dünyanın en müthiş teknesini yapmak... Nasıl oluyor bu?

Çünkü ben aslen Kalamışlıyım. Üstelik Kalamış'ın marina olmadığı zamanlarda Kalamışlıydım ve o zamanlar çocuklar top yerine suyla oynardı. Bütün çocukluğum yelkenlilerde, teknelerde geçti... Hâlâ ne zaman İstanbul'a gitsem asla köprüyü kullanmam, vapura binerim. Ne zaman boş kalsam gidip suyun kenarında otururum.

Volitan nasıl bir tekne?

- Volitan'ın en üstün özelliği çok çevreci olması. Hiçbir petrol ürünü yakıt kullanmıyor, asla karbondioksit atığı üretmiyor.

- Herhangi bir limana girip yakıt almasına gerek olmadığı için Volitan'la hiç durmadan dünya turu yapabilirsiniz.

- İçme suyu almanıza gerek yok çünkü tekne bir yandan giderken bir yandan deniz suyunu tatlı suya çeviriyor.

- Volitan sonuçta bir yelkenli ama rüzgar esmediğinde de gidiyor. Çünkü üzerindeki o iki katı yelken aynı anda iki işe yarıyor: Rüzgar varsa yelken vazifesi görüp tekneyi yüzdürüyor. Rüzgar yoksa da tekneyi güneş götürüyor.

- Güneşle tekne gider mi? Volitan gidiyor. Çünkü teknede güneş enerjisiyle çalışan iki adet elektrikli motor var. Güneş varken o tepedeki iki panel sayesinde şarj oluyor ve rüzgar çıkmasa da, güneş batsa da tekneyi götürüyor. Hemen belirtelim motorun aküsü de öyle kurşun pil falan değil; o da çevreci, yani jel akü.

- Volitan'ın hareket kabiliyeti inanılmaz. Olduğu yerde nokta dönüşü yapabilen ilk deniz aracı.

- Volitan bir de kapanabiliyor... Üstte paneller, altta kanatları falan görünce "Ben geldim, boşaltın bu limanı" havasına hiç bakmayın çünkü sudaki kanatlarını teknenin altına toplayıp, yukarıdaki panellerini de tek parça yapabiliyor.

- Çevreciliğin kurallarından biri de dayanıklı tüketim malı yapmak: Volitan'ın ömrü 80 yıl.

- Volitan keyfine düşkün. 12 kişinin çok rahat yaşayabileceği, lüks yat kıvamında konfora sahip.

- Volitan'ın tek eksiği pek romantik bir havasının olmaması... "Mehtaplı bir gecede Burgaz açıklarında demirleme" hissi vermiyor. Ama zaten ABD'liler de "2040'ın teknesi" diyorlar Volitan için.

Newyork'ta her yıl düzenlenen ve dünyanın en prestijli yarışmalarından birisi olarak kabul edilen Uluslararası Tasarım Ödülleri 2007 (IDA 2007) kapsamında, ilk kez bir Türk tasarımcı ve projesi ödül kazandı.  
YAZININ GÖRSELLERİ:
EkstraTümü »

» Mimarlık İhtiyacı / Ertuğ Uçar
» Fotoğraf Üzerine Okumalar - 1 / Fatma Erbaş
» Picasso ile Yunus Emre / Gökhan Akçura
» Heybesinde "Karıncaların Sözlüğü"nü Taşıyan Yolcu: Hasan Aycın / Adem Turan
» Koruma Kültürüne Bir Bakış; Bir İngiliz Kasabası... / İrfan Önal
Tasarım KitaplığıTümü »

» Şehrin Mimarisi / Aldo Rossi
» Osmanlı Mimarisi / Doğan Kuban
» Cumhuriyet Döneminde Resim-Edebiyat İlişkisi / Hatice Bilen Buğra
1 İmzaTümü »

» Philippe Starck
» Zaha Hadid
» Karim Rashid
» Faruk Akın
» Emrah Yücel

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Toplam 1 yorum yapılmış. Yorumların tamamını görüntülüyorsunuz.

Var Olduğunuzun İfadesi

Doğu ve batı farkı işte. Batı değerlerini baştacı ederken doğu görmezden gelir.Bir de içinden çıkan ama onu beğenmeyen, küçümseyen hatta hakaret edenlere!Sonra da kaçan beyinlere hayıflanır. İnsan kahrediyor bu aymazlığa.Çıldırıyor. Duydum ki bütün bu çaba, çalışmayı en zor koşul ve maddi olanaksızlıklarla yapmışsınız. Bu da değerini bin kat artırıyor.İlk duyduğumda gözlerim dolmuştu inanın ve dedim ki "İşte Türk Bilim adamı" Çünkü engelleri biliyordum. Buna rağmen başarı... Bin misli değerli. Boş ver aymazlara hocam. Anlamadılar say ki yüreğin soğumasın. Üretme gücün geri kalamsın. Biliyorum devam edeceksin hocam. Ne diyeyim? Çalışmanıza, benim takdirim ve hayranlığım yetmez, biliyorum! ama inanın beni ve benim gibi sizi gerçekten anlayan ve değerini yürekten takdir eden milyonları çok mutlu ettiniz.Devam hocam! sonuna kadar devam! Bu gariban milletin yüzünü aydınlatacak yeni projeler için gücünüzün tükenmeden sürmesi dileğiyle sizi ayakta alkışlıyorum. Saygılarımla

ahterzioglu (22.10.2008 - 13:51)

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!