Doğu'nun bilgeliği ile Batı'nın psikolojisinin sentezini yapmayı amaçlayan bir uğraşın adı ben ötesi psikolojisi (transpersonel psikoloji). Carl Gustav Jung'da ilk örnekleri görülen ve Abraham Maslow'un kurucusu olduğu bir psikoloji ekolü. Davranışçılık, psikanaliz ve hümanist psikoloji ekollerinden sonra psikolojideki dördüncü gücü temsil ediyor. Transpersonel ekolde amaç, sezgisel ve rasyonel yaklaşımları birleştirerek, insanı daha bütüncül bir yaklaşımla açıklamaya çalışmaktır. Bu yaklaşım, batılı insanın problemleri karşısında çaresiz kalan psikolojinin yeni arayışıdır. Robert Ornstein'ın Yeni Bir Psikoloji, Lynn Wilcox'un Sûfizm ve Psikoloji ve Nossrat Peseschkian'ın Doğu Hikâyeleriyle Psikoterapi isimli kitapları bu yaklaşımla yazılan ve Türkçe'ye çevrilen kitaplardan bazıları. Batılılar tarafından yapılan ben ötesi psikolojisi çalışmalarının yanında batının psikolojisini tanıyan ve bu psikolojinin insanın tüm katmanlarını açıklamakta yetersiz kaldığını öne süren doğulu yazarlar da var. İsviçre'de psikiyatri eğitimi alan Mustafa Merter bunlardan birisi. Merter, batılı psikolojinin insanın sadece karanlık katmanlarını açıklamakla uğraştığı ve ulvi tarafını görmezden geldiğini öne sürer. Mevlâna'nın Dokuz Yüz Katlı insan metaforundan mülhem yazdığı kitabı Dokuz Yüz Katlı İnsan'da en alt katlardan en üst katlara kadar insanın nasıl bir olgunlaşma süreci geçirdiğini, bilinçdışındaki "yaramaz çocuk"ların nasıl olgunlaştırıldığını Tasavvuf ve psikolojinin birlikte oluşturduğu açıklayıcı dille gözler önüne serer. Mevlana'nın "Ey İnsan-ı Kamil! Senin o muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır; dibi kıyısı olmayan bir denizdir" beyitinde anlattığı insanı, psikolojinin kavramları ancak tasavvufun yöntemleriyle okuyucuya taşır. Kötülüğü emreden nefsin (Nefs-i Emmare) en alt katından razı olan ve razı olunan nefse kadar uzanan "sarp yokuşu", bu yolun zorluklarını ve insana kazandırdıklarını anlatır.
California'daki Transpersonel Psikoloji Derneğinin kurucusu olan psikiyatrist Robert Frager, Kalp, Nefs ve Ruh isimli kitabıyla bu senteze büyük katkıda bulunur. O da batılıdır. Psikolojinin yetersizliklerinin farkındadır. Frager, tasavvufun insan tasavvurunu ve insan psikolojisine ve eğitimine dair öngörülerini psikolojinin diliyle aktarır bizlere. Sûfi psikolojisinde merkezi konuma sahip üç kavramdan bahseder: Kalpten, nefsten ve ruhtan. Tasavvuf geleneğindeki zengin maneviyatı ve kişilik gelişimi gözler önüne serer. Zira tasavvuf psikolojisinde amaç, Batı psikoterapide olduğu gibi insanı topluma uyumlu birey yapmakla sınırlı değildir. Manevi bir gayeyle bireyin olumsuzluklarını giderme ve onu ilahi olana ulaştırmadır asıl hedef. Bu süreçte bireyin topluma yararlı ve uyumlu olması doğal olarak sağlanmış olur.
Mistik tecrübeyi en renkli boyutlarıyla yaşayan ve manevi olgunlaşma sürecinde daha fazla yol kateden mümtaz insanlardan sözler ve kıssalar anlatır Frager. Konunun daha rahat anlaşılmasını ve kitabının zevkle okunmasını sağlamaktadır. Tasavvufi gelenekteki insanın bütün varlığını olumlu ya da olumsuz bir yöne sevk edebilen kalbin hastalıklardan uzak tertemiz kalmasının yollarını, batılı psikolojinin ifadeleriyle yansıtır. Bu Doğu'nun meyveleri ve zenginliklerinin (tasavvufi kültürün) Batılı tepsilerde sunulmasıdır.
"Kendini bilen Rabbini bilir" sözüyle özetlenebilen varoluş tecrübesini, bireyin kendini tanıyarak Rabbine ulaşmasını, tasavvufi yolculuğun odağına yerleştiren Frager, sûfilerin yaşamından yola çıkarak kendini gerçekleştiren, olgun bir insan portresi çizer. Sorumluluklarından kaçmak yerine onları en iyi şekilde yerine getiren, Yaratıcı'nın verdiği kabiliyetleri en iyi şekilde kullanan ve geliştiren, dürüst davranan, insanları seven ve onlara hizmet eden olgun bir insan örneğidir bu. Kişisel ruhun negatif özelliklerinden kurtulma ise, Hz. Peygamberin ifade ettiği gibi "büyük mücadeleyi" temsil eder. Sembolizm ağırlıklı ifadesiyle damlanın (birey) nehirler (rehber) vasıtasıyla okyanusa (Yaratan) uzanan yolculuğunu anlatır Frager. Bu yolculuğun küçük bir parçasındır aslında. Robert'ten Ragıb'a geçiş. Ve kitap bir duayla son bulur tıpkı burada olduğu gibi Ey rabbimiz! Sen olmaksızın biz huzur bulamayız.
Robert Frager, Kalp, Nefs ve Ruh: Sûfi Psikolojisinde Gelişim, Denge ve Uyum, Gelenek Yayınları, İstanbul 2003, 231 sayfa.
Frager, tasavvufun insan tasavvurunu ve insan psikolojisine ve eğitimine dair öngörülerini psikolojinin diliyle aktarır bizlere. Sûfi psikolojisinde merkezi konuma sahip üç kavramdan bahseder: Kalpten, nefsten ve ruhtan.