[ Haberler -> Kitap Haberleri ] Dergâh'ın 16 Yılı Kitap Oldu 04.12.2006 - 20:49 200. sayısını geride bırakan ve 202. sayıya ulaşan Dergâh dergisi, 16 yıllık yayın macerası iki kitapta özetliyor: Dergâh Şiirleri Güldestesi ve Dergâh Hikâyeleri Güldestesi. İbrahim Tenekeci'nin yayına hazırladığı ve 200 sayısını geride bırakmış bir edebiyat dergisinin heybesindekileri bizlere gösteren seçkilerde, istikrarlı bir şekilde hikâye ve şiir yayınlayıp öne çıkan isimlerin altı çiziliyor.
63 ŞAİR, 89 ŞİİR
Dergâh dergisinin emek verdiği ya da Dergâh dergisine emeği geçen isimlerin toplu fotoğrafının çekildiği bu seçkilerde yer alan isimlerin özgeçmişlerini de yayınlayarak, onları okuyucuya tanıtıyor.
Dergah Şiirleri Güldestesi'nde, kuşakların gelişimini ve Türk şiirinin seyrini sağlıklı olarak verebilmek için, 16 yıllık süreç üç döneme ayrılmış: Mart 1990'dan Şubat 1995'e, Mart 1995'ten Şubat 2000'e ve Mart 2000'den günümüze.
Seçkide 63 şair ve 89 şiir yer alıyor. Şiirler seçilirken, kalitenin yanı sıra, süreklilik arz eden ve sanatını her geçen gün geliştiren şairleri yansıtmak da öncelenmiş. Birinci dönem, Dergâh dergisinin kuruluş ve yerleşme dönemi. Dolayısıyla, bu dönemde çok seslilik var. İsmet Özel, Hüsrev Hatemi, Nihat Hayri Azamat, Mehmet Ocaktan, İhsan Deniz, Şaban Abak, Hüseyin Atlansoy, Ömer Erdem, Mehmet Erdoğan, Cahit Koytak, Kemal Sayar, Levent Sunal bu dönemin şairleri...
İkinci dönemde, Doksan kuşağı oluşmaya başlıyor. Bir yandan poetikasını kurmuş, üslubunu bulmuş şairlerin şiirleri yayınlanırken, bir yandan da doksan kuşağına mensup gençlere imkân tanınmaya başlanıyor. Ali Ayçil, Ali Emre, Hakan Arslanbenzer, Hakan Şarkdemir, İbrahim Tenekeci, Mehmet Can Doğan, Murat Menteş, Osman Özbahçe, Salih Zengin de burada ismi zikredilmesi gerekenler. Üçüncü dönem de ise ustalar, olgunluk dönemine girenler, doksan kuşağı ve iki bin kuşağı bir arada.
Dergah Hikâyeleri Güldestesi'nde ise istikrarı sağlamış ve insan unsuru öne çıkmış, yazılmaya değer meseleleri dile getirmiş hikayelerden oluşan bir seçki sunuluyor.
Hikâye insan tanıma sanatı
Dergâh dergisini tek başına yayına hazırlayan ve kendisi de bir hikâyeci olan Mustafa Kutlu, hikâye sanatına bakışını şöyle özetliyor: "Hikâye, bir anlamda insan tanıma sanatıdır. Önemli olan etkili ve inandırıcı olmasıdır. Yazılmaya değer meseleleri dile getiren hikâyecileri tercih ederim. Entipüften şeyleri hikâye etmeyi becerenler de var. Ama sanatı sadece bir hüner göstermeye indirgememeli."
Bu yaklaşımın, dergide yayınlanacak hikâyelerin seçimine de yansıdığını söyleyebiliriz. Bir anlamda, Dergâh dergisinde yayınlanan hikâyelerde insan unsuru öne çıkmış, yazılmaya değer meseleleri dile getiren hikâyeciler daha fazla şans bulmuştur. Dergâh'ta yayınlanan hikâyelerin başarısı, bir bakıma, etkili ve inandırıcı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu 16 yıl bize gösteriyor ki Dergâh dergisi, şairlerin ve hikâyecilerin sadece eserlerini yayınlamakla kalmamış, onları eleştiri alanına da yönlendirmiş. Bugün, Dergâh şairi ve hikâyecisi olarak kabul gören birçok isim, aynı zamanda iyi birer eleştirmen. Sözgelimi Abdullah Harmancı, Selçuk Orhan ve Nihan Kaya, sadece hikâyeleriyle değil, hikâye ve roman üzerine yazdıkları yazılarla da hatırlanmakta. Bu oran, hiç kuşkusuz şiirde daha fazla.
(Yeni Şafak)
|