Tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi tüketim kültürü ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Özellikle medyanın etkisiyle insanlarımız tüketim bağımlısı olma noktasına geldi. Bir yıl önce yayın hayatına başlayan Özgür ve Bilge dergisi ise bu bağımlılığa karşı "sade hayat" alternatifini sundu. Dergi ayrıca iki nokta üzerinde daha duruyor: Birincisi okuma alışkanlığı, diğeri ise hayattaki güzellikleri bulup çıkarmaya ve yaymaya programlanmış bir bakış açısı.
Özgür ve Bilge dergisi Türk kamuoyu için yeni sayılabilecek bazı kavramları gündeme getirmiş olarak ikinci yılına giriyor. Geride bıraktığımız on iki sayı, özellikle toplumsal meselelere çözüm arayan kesimler arasında önemli ölçeklerde yankılar bıraktı.
Özgür ve Bilge'nin ilk sayısıyla beraber, "sade hayat" kavramı gündeme geldi. Bu akım, Batı dünyasında, özellikle refaha doymuş kesimler arasında büyük sayıda taraftar toplayan, son yılların gelişen akımlarından birisi. Hattâ bu ülkelerde zaman zaman gündemin en üst sıralarına yerleştiği ve uzunca bir süre orada kaldığı da oluyor.
Türkiye gibi, ekonomik darlıkların birinden çıkıp diğerine girmekle meşgul ülkelerde ise, halkın "gönüllü sadelik" değilse bile bir tür "zorunlu sadelik" içinde bulunduğu dikkate alınırsa, böyle bir akımın biraz lüks kaçması beklenebilir. Ancak, bu ekonomik sıkıntıların temelinde sadelikten çok uzak bir hayat hevesinin yattığı da gözden kaçmıyor.
Özgür ve Bilge dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olan Ümit Şimşek, sade hayat düşüncesi çerçevesinde ülke insanımızın içinde bulunduğu şartları şöyle değerlendiriyor:
"Eğer bu günün insanları daha fazla şeye sahip olarak mutlu olabileceklerine inandırılmış olmasaydı, ekonomik sıkıntılar herhalde kendisini bu kadar şiddetle hissettirmezdi. Siz tüketmeye hazır halde bulundukça, size bir şeyler tükettirecek ve sonunda sizi bütünüyle tüketecek kimselerin de bulunması kaçınılmazdır. Bu tuzağa yakalarını kaptıranların kurtulması pek zor oluyor; çünkü "tüketici," daha belli bir tüketim düzeyine bile erişememişken, ondan çok daha ileri tüketim düzeyleri onun önüne hedef olarak konmuş bulunuyor ve böylece, insana, hayatının herhangi bir ânında şöyle bir durup da ne yaptığını, nereye gittiğini, nereye varmak istediğini sorgulamak fırsat bırakılmıyor."
Ümit Şimşek'e göre sade hayat düşüncesi, mutluluğu ve huzuru arayanlara kolaylıkla aradıklarını sunacak bir formül ve Özgür ve Bilge dergisi ile Türk toplumunun gündemine girmiş bulunuyor.
Bir yıl boyunca gerek bireysel, gerekse toplumsal çaptaki problemlere ve uygulamalı çözüm yollarına her sayısında yer veren Özgür ve Bilge dergisi okurların büyük beğenisini kazanırken, ele aldığı pek çok dosya yazılı ve görsel medyada geniş yer buldu. Bunlar arasında özellikle "Sadeliğe Dönüş," "Televizyonu Bırak Yaşamaya Bak," Ev Okulları," 2020: Batı Uygarlığının Sonu," "Reklam Diktatoryası," "Çağın Morfini: Kredi Kartları" başlıklı kapak konuları ilgiyle takip edildi. Bunların yanı sıra Özgür ve Bilge dergisinde yer alan Çevre, Medya, Sade Hayat, Aile, Eğitim, Sağlık, Bilim ve Teknik bölümlerinde geniş araştırma ürünü dosyalara yer verildi. Ayrıca derginin her sayısında kamuoyunun da yakından tanıdığı simaların yazıları bulunuyor. Prof. Dr. Nevzat Tahran, Dr. Yalçın Çetinkaya, Dr. Halil İbrahim Erbıyık, Ahmet Mercan, Dr. Necmettin Türinay ve Bedriye Ertekin bu isimlerden bazıları.
Genel Yayın Yönetmeni Ümit Şimşek, Özgür ve Bilge'nin iki önemli özelliği yaymaya çalıştığını söylüyor. Bunlardan birisi okuma alışkanlığı, diğeri de hayattaki güzellikleri bulup çıkarmaya ve yaymaya programlanmış bir bakış açısı. Şimşek, "Bu alışkanlığı ve bu bakış açısını benimseyen, özgürlük ve bilgelik gibi iki kavramı üstün bir değer olarak bilen ve kendi hayatını değiştirebileceğine inanan mütevazı insanların dergisi olarak yayın hayatına atılmıştı Özgür ve Bilge" diyor ve bu bir yıl içinde pek çok okuyucunun sade hayat yönünde kendi hayatlarında önemli değişimler gerçekleştirdiğini belirtiyor.
Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için: editor@ozgurvebilge.com
Tel: 0 212 551 32 25 (178) Faks: 0 212 551 26 59
Tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi tüketim kültürü ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Özellikle medyanın etkisiyle insanlarımız tüketim bağımlısı olma noktasına geldi.
Tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi tüketim kültürü ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Özellikle medyanın etkisiyle insanlarımız tüketim bağımlısı olma noktasına geldi. 
