İnsanlar gülüyordu de! Trende, vapurda, otobüste! Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle! Hep kahır, hep kahır! Bıktım be!..
Sanatçı Cem Karaca, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 59 yaşında aramızdan ayrıldı.
5 Nisan 1945 tarihinde tiyatro sanatçıları Toto ve Mehmet Karaca'nın tek çocuğu olarak İstanbul'da doğan Cem Karaca, Anadolu Rock'ın öncüsü olan Apaşlar grubuna katıldı. Karaca'nın sosyal sorunlar ve Anadolu ezgilerini temel alan müziği, onu müzikseverlerin kalbinde ayrı bir yere oturtmuştu. Tüm Türkiye onu; fötr şapkası, siyah gözlüğü ve Süleyman Demirel'e göndermelerde bulunduğu Raptiye Rap Rap isimli parçasından tanıyordu.
Vatandaşlıktan çıkarılmasına kadar uzanan siyasal söylemiyle bir döneme damgasını vuran Karaca, çalışmalarının çoğunda bozuk düzene isyan etti. Gençliğinde CHP teşkilatında çalışan Karaca; giderek politikleşmiş, 12 Eylül 1980 sonrası vatandaşlıktan çıkartılmıştı. 8,5 yıl Almanya'da yaşadıktan sonra 27 Haziran 1987'de Türkiye'ye geri dönerek yeniden Türk vatandaşlığına alınan Karaca, Turgut Özal'ın elini öptüğü için döneklikle suçlanmış, "Ben Döneksem Döndüm Diye Memleketime, Döndüm Baba Döndüm İşte Oh Be", diyerek kendisini savunmuştu. Tamirci Çırağı, Resimdeki Göz Yaşları, Namus Belası... gibi parçalarla ismini geniş kitlelere duyuran Karaca, Hürriyet Gazetesi'ne verdiği bir mülakaatta hayat görüşünü "Marksist olmak çok kolay bir şey değil, Marx'ı okudum, onayladığım çok tarafı var, Diyalektik benim rehberimdir. Ama Diyalektik Materyalist değilim, çünkü inancım var. Bir zamanlar ateist olduğumu da zannettim ama sonra mukadderat denen şeyin insan hayatındaki önemini yaşadım." sözleriyle ifade etmişti. Özellikle din konusunda değişen görüşleri çok tartışılan Karaca, yeni dünya görüşünü ortaya koyan eserler yapmaya başlamıştı.
6 Haziran 1999 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanan röportajda, yolda giderken insanların ona el sallayıp, 'Barış öldü sen ölme' diye bağırdıklarını aktarıyordu. Yine aynı röportajda, "Ölümün nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ama karşımdan gelsin, arkamdan gelmesin. Hem Azrail de bir melektir. Hastalık haktan gelir ama salak bir şoför gelip beni ezmesin." diyordu Cem Karaca. Tam da istediği gibi, ölüm onu hasta yatağında yakaladı. Ruhu şad olsun.
Çocukluğu, sanatla iç içeydi
Çocukluğunda sanatla iç içe büyüyen Cem Karaca, Robert Koleji'nde okurken yolunu belirlemiş, müzisyen olmaya karar verip, ilk konserini Site Sineması'nda vermişti. Anadolu müziğinden habersiz, Rock'n'Roll tarzı çalışmalar yapan Karaca, askerliği sırasında hayatın gerçekleriyle karşılaşıp, memleket türküleriyle haşır neşir olmuştur.
Türkülerle askerde karşılaştı
Askere gitmeden hemen önce evlenen Karaca, eşinin hasretini çekerken, asker arkadaşlarının çaldığı bağlama ile bambaşka alemlere dalmış, ders kitaplarında gördüğünden başka bilgisi olmadığı Anadolu ile hemhal olma fırsatını bulmuştur.
Doğu müziği ile batı müziğini sentezledi
Askere gitmeden önce ilkel ve sıkıcı bulduğu müziğin kendi duygularını anlattığını keşfeden Cem Karaca, 1967 yılında askerlik dönüşü Apaşlar grubuna katılarak grubun vokalistliğini üstlendi. Grubuyla birlikte, batı müziği ile doğu müziğini sentezleme çabasına giren Karaca, "Resimdeki Gözyaşları" isimli parçayla büyük başarı elde etti. Apaşlar'la olan beraberliği 1969'un sonlarına kadar sürdü. 1969 yılında "Apaşlar Grubu"ndan ayrılan Karaca, basçısı Seyhan Karabay ile birlikte "Kardaşlar Grubu"nu kurdu. İlk 45'likleri "Dadaloğlu" ile büyük bir başarı elde eden grup, 1972 yılında Cem Karaca ve Seyhan Karabay arasındaki tartışmaların sunucunda Cem Karaca ile yollarını ayırdı.
Dervişan Grubu ile politik-rock yaptı
Moğollar grubu ile buluşan Karaca, bu grupla çıkardığı "Namus Belası" isimli albümü ile hedef kitlesini daha da genişletti. Cahit Berkay'ın İsviçre'ye gitmesiyle dağılan gruptan sonra, en radikal parçaları seslendirdiği, "Dervişan" adlı grubu kurdu. Bu grupla, politik-rock yapan Cem Karaca, "Yoksulluk Kader Olamaz" isimli ilk stüdyo albümünü çıkardı.
Almanya'ya gitti, 8 buçuk yıl geri dönemedi
Dervişan'ın da dağılmasıyla "Edirdahan" isimli grubu kuran Karaca, "Safinaz" adında bir albümle sevenlerine geri döndü. Bu albümle beklediği ilgiyi göremeyen Karaca, Almanya'ya gitti ve 1987 yılına kadar Türkiye'ye dönmedi, dönemedi. 1989'da Uğur Dikmen'le çalışmaya başlayan Karaca, "Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar", "Töre", "Yiyin Efendiler", "Nerede Kalmıştık?" isimli albümlerle dinleyicilerine geri döndü.
1999'da "Bindik Bir Alamete" isimli albümünü yayınladı
1990 Yılında katıldığı Altın Güvercin Şarkı Yarışması'nda "Kahya Yahya" bestesi ile birinci oldu. Özel bir televizyon kanalında bir süre sohbet programı yapan Karaca, 1999'da Uğur Dikmen'le birlikte, rock müziğine dönüş yaptığı "Bindik Bir Alamete" isimli bir albümle sevenlerini buluşturdu.
En son "Kahpe Bizans" filminde rol almıştı
En son "Kahpe Bizans" filmi için 3 parça kaydedip, ufak bir de rol alan Cem Karaca, Türk rock tarihinde önemli bir kilometre taşıydı. Halkla iç içe bir insandı. Çıkarttığı albümlerde; ezilenlerin, hapishaneye düşenlerin, haksızlığa uğrayanların sesi durumundaydı. Bir çok parçası uzun yıllara rağmen hâlâ ilgi görüyor ve bu onun büyük bir sanatçı olduğunun en büyük kanıtı.
İnsanlar gülüyordu de!Trende, vapurda, otobüste! 
