« Anasayfa | Künye | Arşiv 29 Mart 2024, Cuma
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Albüm Analizi ]

Nick Cave Lazarus'la Dirildi

Ferhat Uludere

22.03.2008 - 22:44

Efsane şöyle anlatıyor: İsa Peygamber, Beyt-ül Lahm'e vardığında Lazarus dört gündür mezardaydı. Mezar bir mağaranın içindeydi ve mağaranın ağzı bir taş ile kapatılmıştı. İsa, önce "taşı kaldırın" diye buyurdu. Taşın hareket ettiğini görünce gözlerini göğe kaldırarak, "Hey baba, beni işittiğin için sana şükrederim..." diye seslendi ve bunları söyledikten sonra yüksek sesle bağırdı: "Lazarus, dışarı gel!" Ölü elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü bezle sarılmış olarak dışarı çıktı.
Yuhanna'dan alınan bu bölüm, edebiyat ve sanat dünyasında defalarca anlatıldı. Benzerleri yaratıldı. Çünkü bir insanın diriltilmesi, sanatın her dalı için önemli bir konuydu. Aynı efsane şimdi bir Nick Cave albümü olarak karşımızda. Mart ayının ilk günlerinde dünyada ve geçen haftada Türkiye'de yayınlanan son Nick Cave albümü Dig Lazarus Dig, Lazarus'u bir defa daha diriltiyor ve bambaşka bir şekilde yorumluyor...
Aslına bakarsanız bu efsane de Nick Cave için bambaşka anlamlar taşıyor. Çocukluğunda annesinin zoruyla kilise korosunda şarkı söylemeye başlayan ve daha sonra kurama karşı nefretini her şekilde belirtecek olan Cave, kilisede söylediği şarkıların yanında en fazla Lazarus efsanesinden etkileniyor. Senelerce zihninde aynı soru dolaşıyor, "İsa Lazarus'u diriltiyor ama acaba Lazarus bu durumda neler hissediyor", bu düşüncenin son ürünü de bol Lazarus göndermeli son albüm ve albümle aynı ismi taşıyan bol rock'n roll yüklü Nick Cave şarkısı...
Nick Cave'in grubu The Bad Seeds'ten Blixa Bargeld'in ayrılmasından sonra yayınlanan Dig Lazarus Dig'de bir Nick Cave albümü olarak belirgin değişiklikler söz konusu. Öncelikle diğerlerinden daha sert bir albümle, hatta post punk'a yaklaşan çalışmalarla karşı karşıyayız. Bu yüzden Nick Cave'i romantik şarkıların karizmatik yaratıcısı olarak görenleri çok memnun edecek gibi görünmüyor. Gitar tonları biraz çiğ gibi gelse de müzikle ve vokallerle birlikte uyum sağladığı kesin. Bu değişimin temelleri de aslında sadece bu albümle atılmış değil. Bir önceki Nick Cave albümünde de aynı izler vardı... Dig Lazarus Dig değişimin devam ettiğini açıklıkla gösteriyor. Ama bu değişimde çok kesin olan bir şey var. Yine bir Nick Cave albümü dinliyoruz ve Nick Cave yine harika bir iş başarmış.
Yeni başlayanlar için Nick Cave'den biraz bahsedersek öncelikle şunları söylememiz gerekir. Nicholas Edward Cave adıyla 22 Eylül 1957'de Avustralya'nın Wangaratta kentinde dünyaya geldi. Çocuk yaşta müzikle ilgisini fark eden ailesi onu Katolik kilisesinin korosuna gönderdi ve ileride yapacağı müziğin tamamını etkileyecek olan fikirlerin tohumları burada atıldı. Ne kiliseye ısınabildi, ne de dine... Eğitimi için Melbourne'a gittiğinde burada daha sonra ilk grubu olacak The Boys Next Door'un üyeleri Mick Harvey, Tracy Pew, Phil Calvert'le ve hayatının aşkı olacak ve yıllar sonra bu aşka ithaf ettiği bir roman yazacağı Anita Lane ile tanıştı.
The Boys Next Door kolejlerde konser veren bir grup olarak tanındı. Fakat bu şöhretlerini 1979 yılında gruba, Rowland S. Howard katılmasıyla birlikte yazdıkları World Panic and Masturbation Generation ve benzeri şarkılarla daha da yükseğe taşıdılar.
1979 mayısında grup henüz müzik piyasasında yeni olduklarının bir göstergesi olan, içinde pop şarkılarının bulunduğu Door Door albümünü çıkardı. Grup üyeleri albümün canlı performansını sergilemek için verdikleri konserlerde gösterdikleri dengesiz davranışlarla, çaldıkları kulüplerden atılıp polis tarafından rahatsız edilmeye başlandı.
Grup daha sonra Avustralya'dan Londra'ya taşındı. Burada adlarını kendi yaptıkları bir parçadan esinlenerek The Birthday Party olarak değiştirdiler. The Birthday Party'nin ilk albümü 1981 yılında yayınlandı. Prayers on Fire'yle birlikte bekledikleri başarıyı da yakaladılar. Ama daha bu başarının hazzını yaşayamadan ayrılığın temelleri atıldı yavaş yavaş.
Nick Cave Berlin'de bir konser sırasında Einstürzende Neubauten adlı grubun solisti Blixa Bargeld'le tanıştı, ikili daha sonra uzun bir süre birlikte çalışacaklardı. Ama işte bu tanışma The Birthday Party'nin dağılma sebebi oldu.
1984 yılında ilk albümleri From Here to Eternity adlı albümün yayınlanmasından sonra, Nick Cave ve grubunun kariyeri birden yükselişe geçti.
1996 yılına kadar birçok albüm yapan grup, şarkı sözlerinde sürekli kötüden ve kötüyle olan ilişkilerden söz etti. Ölüm çok alışıldık bir temaydı, cinayet sıradan, seri katiller ise önemli insanlardı. Aynı yıl Murder Ballads adlı albümü piyasaya çıktı. Bu albümde konu olarak cinayeti işliyor ve albümde Nick Cave'in; PJ Harvey ve Kylie Minogue'la yaptığı düetler yer alıyordu. Bu albüm onu ve grubu The Bad Seed'i en tepeye taşıyacaktı. Nick Cave, bu albümle 1996 MTV Müzik Ödülleri'nde "en iyi erkek sanatçı" ödülünü kazandı. Fakat Cave bu ödülü, sanatın ödüllerle kısıtlanamayacağını düşündüğü için kabul etmedi. Bu albümün sonrasında yaptığı her çalışmayla rock müziğin efsaneleri arasına girmeyi başardı.
Dig Lazarus Dig, Nick Cave&The Bad Seeds, Mute, 2008.
(Taraf)

Yuhanna'da geçen Lazarus efsanesi, şimdi bir Nick Cave albümü olarak karşımızda. Mart ayının ilk günlerinde dünyada ve geçen haftada Türkiye'de yayınlanan son Nick Cave albümü Dig Lazarus Dig, Lazarus'u bir defa daha diriltiyor ve bambaşka bir şekilde yorumluyor.  
PortreTümü »

» Hiç Yaşlanmayacak Efsane: Michael Jackson / Nazlı Erdol
» Bir Mitoloji, Bir Ses: Şivan Perwer / Bejan Matur
» Kopuz'dan Perdesiz'e Özgürlük Arayışı: Erkan Oğur / Selçuk Küpçük
» Anouar Brahem ve Müzikal Keşifler / Ömer Osmanoğlu
» Zaman Makinesiyle Gelen Adam: Mustafa Özkent / Murat Beşer
Müzik DünyasındanTümü »

» Abbey Road'un Etkisi Sürüyor
» Cazdan Habersiz Kalmayın
» Albüm Kapaklarında Eskiye Dönüş
» Grammy Müzesi'nde Müziğe Dair Herşey
» Nintendo Wii'yle Orkestramı Kurup Yönettim / Hakan Gence
Müzikal SohbetlerTümü »

» Burhan Öçal: Sabah Ezanını Kaydedeceğim, Sıkıyönetim İlan Edin / H. Salih Zengin
» Suzan Kardeş: Balkanlar'da Sahne Almayı Çok İstiyorum / Önder Deligöz
» Daniel Barenboim: İçimdeki Çocuğu Merakımı Canlı Tutarak Yaşattım / Serhan Yedig
» Ömer Özçelik: Ney, İnsan-ı Kâmildir / A. Tuba Bakiler
» Kudsi Erguner: Gazel ve İlahiler Diskotek Müziğine Dönüştü / H. Salih Zengin

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!