KEŞKE
Ahmet
Emre
Ne varsa hep çocuklukta
var… Ne hayatın ağır yükü omuzlarda henüz… Ve
ne de gelecek kaygısı yüreklerde…
Uçurtmalarını özgürce uçurmanın sevinç ışıltıları,
kardan adamlarındaki kömürden gülüşlerdir yüzlerindeki,
çocukların… Ve bir de… "Büyüyünce ne
olacaksın?" sorusu vardır kafalarında… Çünkü
çocuklar hep büyümek isterler. Kocaman bir adam ya da
şefkatli bir anne olmak… Fakat nedendir bilinmez,
kimsecikler söyleyemez çocuklara büyümenin her şey
demek olmadığını… Kimse diyemez onlara büyüyünce
çocukluklarını özleyeceklerini… Ve bilmezler çocuklar,
büyüklüğün zor olduğunu… Çünkü çocuktur
onlar daha… O pembe hayallerle dolu, saf ve temiz bir
dünyanın çocukları…
Evet, bir hengâmedir almış başını gidiyor hayatımızda…
Sürekli bir yaşam savaşı içerisindeyiz sanki…
Bencil bir yaşamın savaşı… Herkes kendisi için yaşıyor,
herkes kendi geleceği için çalışıp çabalıyor.
Herkes kendisini düşünüyor yani… Bir şeyleri
kazanma uğruna birçok değerimizi yitiriyoruz. Hayatı
kazanacağız derken komşularımızı, arkadaşlarımızı,
kısacası insan olduğumuzu unutuyoruz. Ve böylelikle
robotlaşıyor hayatımız, monotonlaşıyor, bencilleşiyor.
Kaptırıp kendimizi dünyanın albenisine, farkında
olmadan neleri yitiriyoruz neleri… Ah bir bilsek…
Acaba kazanıyor muyuz biz, yoksa kaybediyor mu? Sahi,
biz ne için yaşıyoruz?
Keşke diyorum, hep çocuk olarak kalsaydık. Hiç büyümeseydik
keşke… Ve içimizdeki gelecek kaygısı yerine,
annemizin akşam olunca bizi sokaktan eve çağıracağı
anki kaygı olsaydı.
Keşke…
|