Yıl:1 Sayı:1  NİSAN 2000

Editörden
Künye
Yazılar - Şiirler
Kültür - Sanat
Mizah
Röportaj
Sağlık
Sizden Gelenler

Ana Sayfa

 

  

 
Bir yılı aşkın bir süredir yayında olan ve birçok konuda internet dergiciliğine öncülük eden sanal dergi Dergibi’nin Editörü Melih Bayram Dede ile elektronik yayıncılık konusundaki tecrübelerini ve internet dergiciliğinin sorunlarını konuştuk. İlk sayımızda böyle bir röportaja yer vermekle bir anlamda bizim de neleri hedefleyerek yola çıktığımızı, ne gibi zorluklarla karşılaştığımızı vs., yine bizimle aynı paralellerde olan ve bu alanda daha fazla tecrübe sahibi bir kişinin ağzından, Melih Bayram Dede'den aktarmak istedik. Buyurun okuyalım... 
 

DERGİBİ DERGİSİ EDİTÖRÜ MELİH BAYRAM DEDE İLE  RÖPORTAJ...

-Dergibi nasıl doğdu?

Dergibi, benim internetle tanışmamın bir sonucu olarak doğdu. İnternette yayıncılık yapmanın cazip oluşu da buna eklenince Dergibi'yi kazandırmış olduk internet alemine... Konu olarak da edebiyatı seçtik. Çünkü, internette Türkçe içerik konusunda sıkıntılar vardı (hâlâ var). Türkçe içerik olarak edebiyat kategorisinde bir görev üstlendik.


-Bu işe başlarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Karşılaştığım zorluklar teknik anlamda oldu. Teknik olarak web tasarımını hiç bilmiyordum. (Hâlâ pek fazla biliyor sayılmam.) Ancak bir dergi çıkarmanın zorunluluğunu hissediyordum. Bu nedenle de, web tasarımı ile ilgili bilgi ve kaynaklar aradım. Bu aşamada çok zorlandım. Deyim yerindeyse, iğne ile kuyu kazarak web tasarımını kendi işimi görecek kadar öğrendim. Başlangıçta, Fortunecity'de açtığım bir sayfa üzerinden yayına başladım. Dergibi'nin ilk web adresi tam 44 karakterden oluşuyordu. Arkadaşlarıma Dergibi'den bahsettiğimde adresini istiyorlardı tabii olarak... 44 karakterlik bir web adresi verince de çok itici oluyordu. Bunun sıkıntısını yaşadım bir dönem. Daha sonra da CJB.NET'i keşfettim. Bu gelişme ile, 44 karakterlik adresimiz, http://dergibi.cjb.net olmuştu. O günü hala hatırlarım ve çocuklar gibi sevindiğimi hiç unutmam.

İlerleyen zaman içerisinde, Fortunecity'nin 'banner'larından sıkılmaya başlamıştım. Ve Urfa'dan Muhammet Taşçılar yetişti imdadıma... Urfa Net olarak Dergibi'nin sponsorluğunu üstlendi. Onun sayesinde, www.dergibi.gen.tr adresini aldık. Ve Urfa Net'in hosting hizmeti ile yayınımızı o gün bu gündür sürdürüyoruz. Muhammet'e bu anlamda çok şey borçluyum. Dileğim, edebiyat alanında yararlı ve seviyeli işlere imza atanlara da firmaların sahip çıkması sponsor olmasıdır. Sponsorluk müessesesinin işletilmesi gerektiğini düşünüyorum.



-Ne tür bir okuyucu kitlesini hedef olarak belirlediniz?

Dergibi'yi çıkarırken, oturup da "Hedef kitlemiz şu olmalı" diye bir düşüncem olmadı. Yayınlarımızın ana konusu kültür, sanat ve edebiyattı ve bu alana ilgi gösteren herkese açık bir dergi planladık. Gerçi, tek başıma tasarım yapmak zorunda oluşum ve yardımcım olmayışı yüzünden, istediğim gibi bir dergi sunamıyorum okurlarımıza, bunun da sıkıntısı var hep içimde. Daha iyisi için aktif çalışacak bir ekip şart. Bunu da oluşturamadık maalesef... Web tasarımı apayrı bir iş. Ekip işi... Yazıişleri, o da apayrı bir iş ve ayrı bir alan. Bir çok konu ile birden uğraşmak, maalesef dikkati dağıtıyor. Çoğu zaman, teknik işlerle meşgul olmaktan, dergi içeriği ikinci plana düşüyor. Bu da hoş bir şey değil. Teknik işlerle uğraşmadan, sadece içerik ve yayın planı ile meşgul olmak, sonra da hazırlanan materyali teknik ekibe teslim etmek daha verimli olur. Ancak, bu şimdilik mümkün değil. Böyle bir lükse sahip değiliz. 

Bütün bu şikayetlere rağmen, "ekip" ruhu ile çalışacak, kalemler oluşmasından memnunum. Yüzyüze görüşemediğimiz ancak, her sayıya ürünleri ile katkıda bulunan bir çok dostumuz var. Bu da büyük bir kazanç bizim için...


-Derginin reklamını nasıl yaptınız? 

Dergibi için reklam yaptığımız söylenemez. Böyle bir girişimimiz olmadı. Ancak, basının içinde yer almamın getirdiği yarar sayesinde, basında yer aldık/alıyoruz. Buna da reklam denemez. Matbu' dergilerin tanıtımları, nasıl gazetelerin kültür-sanat sayfalarında kendilerine yer buluyorlarsa, edebiyat sitelerinin de o sayfalarda kendilerine yer bulmaları gerektiğini düşünüyorum. Ve başlangıçtan bu yana o tavırla devam ettim. Tüm gazetelerin kültür-sanat sayfalarına Dergibi'nin her sayısının içeriği ve tanıtımını yazıp faksladım. Bu anlamda, periyodik bir internet dergisinin kültür-sanat sayfalarında yer almasında öncülük ettiğimizi söyleyebilirim.



-Yazar kadronuzu nasıl oluşturdunuz?

Yazar kodrumuz, çekirdek olarak Yeni Şafak gazetesindeki mesai arkadaşlarımızdan oluşuyor. Ancak, yayın yolculuğumuzda, bizimle internet aracılıyla tanışan ve ürünleriyle bize katılan bir çok dostumuz oldu, ekibimiz genişledi. 


-İnternet yayıncılığının, baskı yoluyla yapılan yayınlardan avantajlı ve dezavantajlı yönleri nelerdir?

İnternet yayıncılığının, avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. İnternetle tanışık olmayan insanlara ulaşamıyoruz maalesef. Ancak internet ile meşgul olan, "web tipi bir yaşam tarzı" benimseyen insanlardan oluşan bir okur kitlesine yayın yapmak da ayrı bir güzellik. Baskı, kağıt, mürekkep, dağıtım, posta gibi masrafların olmayışı ekonomik olarak bir rahatlık sağlıyor. Ayrıca, dünyanın her yerinden okunabilen, her noktadan ulaşılabilen bir yayın da az şey değil. 


-Su üstüne mi yazı yazıyorsunuz?

Su üstüne yazdığımızı düşünmedim hiç bir zaman... Sanırım bu sorunuza kaynaklık eden şey, geçtiğimiz aylarda Dergibi sayfalarında ve Yeni Şafak'ta yayınlanan "İnternette yayıncılık" konulu tartışmamız... Ben internet yayıncılığına uzak duran ve dikkate almayan edebiyat çevrelerini eleştirirken kullandım bu sözleri... "Su üstüne yazmıyoruz!" şeklinde bir çığlıktı bu... 

Yeri gelmişken, bir sorunumuzdan da bahsetmek istiyorum. Dergibi için ürün talep ettiğimiz bazı kimseler, "İnternette edebiyat olur mu?" diye, çok cahil ve bilinçsiz bir şekilde cevap vermişlerdi talebimize. Nedeni ise, internette yayınlanan ürünlerinin kendilerinin çok önem verdikleri "üstad"ları tarafından görülemeyecek olmasındandı sanırım. Çünkü "üstad"ları da kendileri gibi, internetin "i"sinden bihaberdi. Onlar için, iki yaprak çıkan, 100 tane dağıtılan ve edebiyatın köşe başlarını tutmuş kişilere ulaşan bir dergi daha değerli. Çünkü kendilerini böylece gösterebiliyorlar. Diğer yanda, ayda 3000 ziyaretçisi olan bir Dergibi'ye ve onun gibi bir çok elektronik yayına sırt çeviriyorlar. Ancak bunların da aşılacağına inanıyorum ben. Gün gelecek, onlar da internetin büyülü dünyasında yerlerini alacaklar. Ve yaptıklarını hatırladıklarında pişman olacaklar. 


-Yaptığınız işin karşılığını tam olarak alıyor musunuz?

Bizim için, en iyi karşılık okurlarımızdan gelen iki satır sıcak mesajdır. Yoksa maddi olarak bir beklenti ile yola çıkmadık. Ancak, giderlerimizi karşılamak için reklam almak arzumuz tabii ki... Yazarlarımızın hepsine telif ödeyebilmek, Dergibi'nin yıldönümlerinde onlara birer plaket sunabilmek, birer dolmakalemle gönüllerini hoş tutmak tabii ki isteriz. 


-İnternette yayıncılık ve dergicilik yapmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Dergibi'nin çıkışıyla birlikte en azından içinde bulunduğumuz camia için, "sanal dergi" olgusunda bir artış gözlemliyorum. Bana çoğu zaman internet dergisi çıkaran gençlerden 'mail'ler geliyor. Eleştiri ve tavsiyelerimi isteyenler oluyor. Benim onlara tavsiyelerim bir kaç noktada olabilir. Birincisi "dergi" formatında bir yayını esas almalarını öneriyorum. Periyodik (aylık veya iki aylık) olarak yayın yapmalarını ve bu işi çok ciddiye almalarını tavsiye ediyorum. Sitelerine isim bulurken de çok hassas davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Sulu ve ciddiyetsiz isimler yerine, anlamlı isimler kullanmalılar. Bir de yayın dili var. Bazı "dergi"lere bakıyorum. Okurlarına hitab şekillerinin cılkı çıkmış. Örneğin, "Bu hafta işim vardı dergiye fazla takılamadım. Bu hafta bi şeyler yapcam!?" gibi ciddiyetsiz ifadelere rastlıyorum. Bu işe gönül vermiş kişilerin, sitelerine gelenleri sıradan bir ziyaretçi gibi değil "okur" gibi karşılamaları ona göre hitap etmeleri gerekir. İşinizi siz ne kadar ciddiye alır ve ciddiyetle yaparsanız, okurlarınıza saygıda kusur etmezseniz o kadar başarılı olursunuz ve de o kadar ciddiye alınırsınız. Özetle, tavsiyelerimi; periyodik yayınlanma, ciddiyet ve güzel bir Türkçe olarak özetleyebilirim.

 

Ana Sayfa  l  Editörden  Künye  l  Yazılar - Şiirler  l  Kültür - Sanat  l  Mizah  l  Sağlık  l  Sizden Gelenler  E-Mail