İçindekiler
Fihrist
Yayınlar
Künye
İletişim
Arama
 

Yedi İklim'in kendi web sitesine ulaşmak için tıklayın.

ÇIKIŞ

'Çıkış yok' yargısı kimi zaman bireylerin olduğu gibi toplumların da zihnine gelip yerleşir. İmanî anlamda tehlikeli bir sonuçtur bu. Çünkü içine düşülen ye's hali inkâr çizgisiyle sınırlı olan bir durumdur. Oysa inanmış insanların bile; Tanrı'ya imanın getirdiği umut muhafaza edilmekle birlikte insan gücüyle sorunların içinden çıkılamayacağını düşündükleri zamanlar olmuştur. Böyle anlarda zihnimizin bir köşesine sönük bir lamba gibi 'çıkış yok' cümlesinin asılıp kaldığını görüyoruz.

Bu durumu ülkemiz açısından; ekonomik zorluklar, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, açlıktan çöplüklere saldıran insanlar, çocuklarını alıp trenin altına atlayan ya da çocuklarıyla birlikte kendini zehirleyen kadınların cinnet görüntüleriyle izah etmeye çalışanlar olabilir. Ancak bütün bunlar toplumun yaşadığı bir zihni kaosun yarattığı cinnet durumunu su yüzüne çıkartan vesilelerdir. Asıl önemsenmesi gereken de bu durumdur.

Ülke içinde insanın en doğal hakkı olan ibadet özgürlüğü mekân ye zaman olarak sınırlandırılmaya, denetim altına alınmaya çalışılıyor. İnsan buyruğu Tanrı buyruğunun önüne alınıyor; özgürlükler ve demokrasi adına en önde konuşanlar güç adına ve gücün yanında yer alarak susuyor.

Öte yandan tüm dünya medyasının yönlendirmesiyle İslâm ve terör kelimesi yan yana getirilerek ve yapay üretimlerle desteklenerek, zaaf, kuşku, tedirginlik ve korku yaratılmaya çalışıyor. Böylesi durumlarda insanların içine düşebileceği kaos aslında bu karmaşayı yaratanları da kuşatır. İnsanlığın geçmiş deneyimleri göstermiştir ki yapay olarak yaratılan canavar onu yaratanları da yer bitirir. İnsani ve ahlaki olmasa da her zaman bu yöntem uygulanmıştır yeryüzünde. Buna hazırlıklı olmak ve süzgeçten geçirerek zihni bir zaafa düşmeden saldırıyı doğru algılamak gerekir. Kültürel tabanı zayıf; geleneksel yapısı, daha genel anlamıyla uygarlık bağı güçlü olmayan toplumlar bu tuzaklara çabucak düşerler.

Bu yüzden sloganlarla yetinmeden kültürel zenginliğin, zihinsel dinginliğin peşine düşmeliyiz. Zihni duruluğumuzu yitirdiğimiz ve zihni kaosun içine düştüğümüz zaman hasta bedeni mikrobun kemirmesi gibi çok kolay olur eritilmemiz. Sağlam bir zemin ise ancak sağlam kültürel yapıyla oluşabilir.

A.G. (Yedi İklim, sayı 73)



İHTİYAÇ

Psikolojideki ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramı insanın ihtiyaçlarının; yeme, içme, barınma gibi doğal ve fiziki ihtiyaçlar en altta olmak üzere toplum tarafından kabul edilme, saygı görme ve nihayet kendini gerçekleştirme gibi bir sıra izlediğini öne sürer. Kendi toplumumuza yönelik üstünkörü bir gözlemle bu tezin büyük ölçüde doğruyu yansıttığını da söyleyebilirsiniz. Ancak tarihi boyutu olmayan eksik bir gözlemdir bu. Toplumun çözüldüğü; birey için devletin kuşatıcılığı, hukukun koruyuculuğu duygusunun ortadan kalktığı bir panik, bir bozgun dönemi psikolojisi. Denilebilir ki, toplum geçmişte, devletin fiilen ortadan kalktığı ara dönemler de yaşamış, ama bireyler hiçbir zaman kendilerini bu kadar sahipsiz hissetmemişlerdir. Tarihi bir gerçeklik olarak doğru ancak eksik bir saptamadır bu. Devletin ortadan fiilen kalktığı ara dönemde bile kültürel bütünlük, küçük birimlerin örgütlenmeleriyle de olsa hukuki yaptırım gücü ve bütün toplum katmanlarına açık eğitim kurumları varlığını sürdürmüşlerdir. İçinde bulunduğumuz dönemdeyse bunun tam karşıtı olarak varlığı bizatihi problem haline dönüşmüş bir yapı, kimsenin haklı ya da haksız taraf olarak içinde bulunmayı arzu etmediği bir hukuki çerçeve sözkonusudur. Bu durum çözülmeyi her gün biraz daha artırmakta, bireylerin kendi sorunlarının ötesinde bir problemin kalmadığı çaresizlik alanları oluşturmaktadır.

Edebiyat, sanat ilgisi ve uğraşı; insanı, salt insan olması dolayısıyla yüklendiği varoluşsal sorumlulukla yüzyüze getiren sahici bir ihtiyaçtır. Bu anlamda ihtiyaçlar hiyerarşisinden değil, ihtiyaçların paralelliğinden söz etmek doğrudur.

(Yedi İklim, S. 91, Ekim 1997)

Haynet İnternet Sistemleri A.Ş.


Kırkikindi Elektronik Yayıncılık

© Kırkikindi Elektronik Yayıncılık