« Anasayfa | Künye | Arşiv 29 Mart 2024, Cuma
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Müzikal Sohbetler ]

Erdem Helvacıoğlu: "Yurtdışıyla İlgili Bildiklerimiz Faso Fisoymuş"

21.04.2008 - 21:56

Erdem Helvacıoğlu'nun 'Altered Realities' albümü Türkiye'de (A.K. Müzik'ten) henüz çıkmamışken New York'ta yayımlanmış ve bize de ara ara başarı haberleri geliyordu. All About Jazz, Textura ve Cyclic Defrost dergileri tarafından 2007'nin en iyi 20 albümü arasına seçildi. Albüm New York'ta dünyanın en saygın çağdaş müzik plak firmalarından New Albion Records'tan çıkmıştı zaten. Saygın müzik dergilerinden Gramophone ise 'Altered Realities' albümünü 'türünde dünyada yayımlanmış en iyi örneklerden biri' olarak değerlendirdi.

Rashit grubundan da tanıdığımız Helvacıoğlu'nu son Bienal'deki 'Sessiz Duvarlardaki Hatıralar' adlı ses entalasyonundan da tanıyanlar olabilir. Helvacıoğlu, dünyanın önemli yerlerinden övgüler aldığı solo akustik gitar ve canlı olarak üretilen elektronik sesleri içeren; çağdaş klasik müzik, ambient, elektroakustik ve folk sound'larını sentezlediği albümünü 23 Nisan'da (Türkiye'de ilk kez) garajistanbul'da çalacak.

Yurtdışıyla bağlantıların nasıl oldu?
Önce İtalya'da bir ödül oldu. Ondan sonra Amerika'da festivallerde çalındı albüm. Sonra yavaş yavaş ilerledi. Daha çok teklif almaya başladım.

Yurtdışında başarılı olmak için bizim kafamızda yarattığımız bazı şeyler vardır. Bunları yaşadın mı?
İlla şu makamlar, şu sesler kullanılacak diye bazı önyargılarımız vardır. Artık böyle şeyler yok. Dünyanın hiç bir yerinde kalmadı. Onu yapmak isteyen varsa yapsın tabii. Ama uluslararası bir şey olacaksa, önemli olan özel bir sound olması ve insanlara bir şey ifade etmesi. Samimi olması lazım. Onun dışındaki herşey kendi kafamızda yarattığımız şeyler. Esasında bu albüm bir çok şeyi de kırıyor o anlamda da. Çünkü bizim 10 sene önce daha teenage zamanımızda bize söylenen bazı şeyler var. Eğer yurtdışında başarılı olmak istiyorsanız Türkiye'de çok satmanız lazım. İlla oryantalist birşeyler yapılması lazım. Bu albüm bütün bunların bir fasa fiso olduğunu ortaya koymuş oldu. Burada yüz binlerce satmadım ve albüm oryantalist değil. Bu nasıl oluyor? Nisan sayısında İskandinavya'nın en çok satan gitar dergisinde iki sayfalık bir röportajım var. O kişiler için problem yok. Onlara ilginç gelen her şeyi kabul ediyorlar.

Ama bir rock albümü çıkarsaydın işin bu kadar kolay olmayacaktı?

Ama yine orda ne yaptığın önemli. Orada yine kendine özgü bir şey yapıyorsan yani kabul edilebilirsin. Ama bir Amerikan rock albümü yayınlamak istersen bu olmaz tabii ki. Ama bunun olmaması da çok doğal değil mi zaten?

Aslında temelde her tür müzikte aynı şeyin geçerli olması gerekmez mi?

Evet önemli olan kendine has bir sound'unun olması. Orada direkt Amerikan sound'uyla rock yapıyorsan, onların yaptığını yüzüncü kez tekrar ediyorsun. O zaman seni kabul etmesi çok daha zor. New York'ta bir plak şirketinin başında olduğunu düşün. Sana yüzlerce, binlerce demo geliyor. Sen New Yorklu bir grubu mu yayınlamak istersin? Yoksa beş elemanı da Türkiye'de yaşayan, isimlerinin hepsi Türkçe olan grubun albümünü yayınlamak istersin? Ticari bir şey yapıyorsun. O klasman çok farklı.

Evet önemli olan kendine has bir sound'unun olması. Orada direkt Amerikan sound'uyla rock yapıyorsan, onların yaptığını yüzüncü kez tekrar ediyorsun. O zaman seni kabul etmesi çok daha zor. New York'ta bir plak şirketinin başında olduğunu düşün. Sana yüzlerce, binlerce demo geliyor. Sen New Yorklu bir grubu mu yayınlamak istersin? Yoksa beş elemanı da Türkiye'de yaşayan, isimlerinin hepsi Türkçe olan grubun albümünü yayınlamak istersin? Ticari bir şey yapıyorsun. O klasman çok farklı.

Ama bazı müzik türlerinin piyasası bambaşka tabii. Ulaştığın insanlar bambaşka.

Ama yine özel olması gerekiyor. Kendi sound'unu yaratmış olman gerekiyor.

Ama yine özel olması gerekiyor. Kendi sound'unu yaratmış olman gerekiyor.

Mesela Rashit'le aynı başarıyı elde edebilir miydin sence?

Çok çok zor olurdu. Çünkü problem de şu. Ordaki müzikte belli şehirlere bakıyorlar. New York, Chicago, Montreal, Paris, Londra. Ama İstanbul yok. İstediğini yapsan bile buraya bakmadıkları için işin zorlaşıyor. Ünlü müzik dergilerinde hiç bir özelliği olmayan gruplar 'the best band of the world' diye sunuluyorlar. İnsanlar oraya bakıyorlar çünkü. Belki buraya baksalardı Duman ya da Mor ve Ötesi 'the best band' olacaktı.

O zaman şuanda senin yaptığın müziğin kendi pazarının farklı olması da sana avantaj sağlamıştır. Sonuç olarak sen de Türksün ve soyadın Helvacıoğlu gibi zor.

Benim yaptığım müziğin türünün farklı olmasının bir avantajı kesinlikle var. Dediğin gibi eğer o ülkelerden değilsen uluslararası bir şeyler yapmakta bence en iyi fikir elektronik müzik. Farklı tınılar yaratmak önemli. Çok daha özgür olduğun için insanlar uzun vadede sana gelecek. Çok avantajı da var. Her türlü şeye yakın. Video game müziğine yakın, sinemaya yakın, tiyatroya yakın, görsel her şeye yakın. Tek bir şeyden açılmıyorsun. Tek bir şeyden bir çok şeye açılıyorsun.

Müzik teknolojisi okumuşsun. MİAM'ın nasıl bir etkisi oldu sende?

MİAM'ın da çok büyük yeri var. Ondan önce bu tarz eğitim veren kurum yok. Bilgi ve Yıldız var. Ama 2000'de MİAM'ın kurulması çok önemli. Oradan çok iyi öğrenciler çıktı. MİAM'a o zaman tonmaister olarak girenlerin belki de yüzde yüzü rocktan gelen ve birşeyler arayan insanlardı ve bir çok insan üniversiteyi bitirmişti. (Ben endüstri mühendisiyim mesela) Bir çoğu mühendistir. Marmara'da İşletme master'ımı yapacağız yoksa müziğe mi devam edeceğiz derken bir çok insan MİAM'a girdi. Bir kuşağı eğitmiş gibi oldu.

MİAM'ın da çok büyük yeri var. Ondan önce bu tarz eğitim veren kurum yok. Bilgi ve Yıldız var. Ama 2000'de MİAM'ın kurulması çok önemli. Oradan çok iyi öğrenciler çıktı. MİAM'a o zaman tonmaister olarak girenlerin belki de yüzde yüzü rocktan gelen ve birşeyler arayan insanlardı ve bir çok insan üniversiteyi bitirmişti. (Ben endüstri mühendisiyim mesela) Bir çoğu mühendistir. Marmara'da İşletme master'ımı yapacağız yoksa müziğe mi devam edeceğiz derken bir çok insan MİAM'a girdi. Bir kuşağı eğitmiş gibi oldu.

Teoman ve Rashit Rock'n Coke projesinde de vardın değil mi? Sence nasıldı o proje?

En son onu yaptık evet. Keyifliydi. Teoman'la yapmak keyifliydi.

* * *

'Bu sound çok az'

'Altered Realities' akustik gitar ve canlı elektronik sesler içeriyor. Teknik olarak neler kullanıyorsun?

Canlı olarak akustik gitarın işlenmesi. Sadece gitar olmak zorunda değil. Progressive rock için de bunu yapanlar var. AudioMulch adlı bir program kulanıyorum. Avusturyalı bir progragramcının yaptığı bir şey. Onun dışında kullandığım başka ekipmanlar var. Akustik gitardan gelen sinyal ana bir miksere gidiyor. Mikserden hem bilgisayara gidiyor hem bahsettiğim hardware effects processor'lerine gidiyor. Sonra işlenip hepsi tekrar miksere gidiyor ve ordan ana kayda gidiyor.

Sahnede performans sırasında sana aynı şeyleri yapma imkanı da veriyor değil mi?

Hem çalma o anda ve hem de işleme o anda. Birebir konserde de yapılabiliyorsunuz.

Yurtdışında çok önemli yerlerden olumlu eleştiriler aldın. Albümü türünün en iyi örneklerinden biri yapan sence ne?

Albümdeki o soundları o şekilde yapan çok fazla insan yok. Çünkü ya minimal elekronik ya da daha çok caz improvizasyonuna yakın işler var. Ya da tamamen tını üzerine yoğunlaşıyorlar. Diyelim ki bir nota çalıyor ve onun işlenmesi gibi işler. Özellikle son beş senede sadece tını üzerine giden işler var. Öbür taraftan prograssive rock'ta belli sound var. O sound'u bulduktan sonra o sound'da çalıyorlar. Textura dergisi akustik gitarlılar içinde yapılmış en iyi albümlerden birisi olarak yorumladı 'Altered Realities'i.

(Radikal)

Erdem Helvacıoğlu'nun dünyada övgüyle karşılanan albümü 'Altered Realities' Türkiye'de de yayımlandı. 23 Nisan'da Garajistanbul'da albümünü ilk kez Türkiye'de çalacak olan Helvacıoğlu, yurtdışında başarılı olmanın kendi ülkende çok satmak ve oryantalist olmak gibi önkoşullara bağlı olmadığını söylüyor.  
Müzikal SohbetlerTümü »

» Burhan Öçal: Sabah Ezanını Kaydedeceğim, Sıkıyönetim İlan Edin / H. Salih Zengin
» Suzan Kardeş: Balkanlar'da Sahne Almayı Çok İstiyorum / Önder Deligöz
» Daniel Barenboim: İçimdeki Çocuğu Merakımı Canlı Tutarak Yaşattım / Serhan Yedig
» Ömer Özçelik: Ney, İnsan-ı Kâmildir / A. Tuba Bakiler
» Kudsi Erguner: Gazel ve İlahiler Diskotek Müziğine Dönüştü / H. Salih Zengin
EkstraTümü »

» Cohen Nihayet Geliyor / Sadık Yalsızuçanlar
» 'Tom Amca Cazı' Tutmadı, Siyah Müzik Köklerine Dönüyor / Halil Turhanlı
» Neriman Hanım'ın Ölümü / Gökhan Özcan
» Zaman, Mekân ve Müzik / Rengin Soysal
» Ey Vefasız Yolcu! / Gökhan Özcan

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!