« Anasayfa | Künye | Arşiv 19 Nisan 2024, Cuma
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Müzik Dünyasından ]

Klasik Müzik Orkestraları Ondan Özel Beste İstiyor

25.12.2006 - 10:42


Hollanda'da yaşayan genç besteci Evrim Demirel de onlardan biri. Klasik müzik orkestralarına siparişle beste yapan Demirel'in ilk albümü "Makamsız" geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

Yurtdışında temsil edilmenin pek çok yolu var; Eurovision ve UEFA belki en bilinenleri. Bir de sessiz sedasız, yaptığı işle anılan sanatçılar var. İngilizce albüm yapmadan da insanlara ulaşabilen bu isimlerden biri de çalışmalarını Hollanda'da sürdüren besteci Evrim Demirel. Genç yaşına rağmen Avrupa'nın önde gelen klasik müzik orkestraları için özel sipariş üzerine yaptığı besteleri ile tanınan sanatçı, ilk albümü "Makamsız"ı müzikseverlerin beğenisine sundu.

Adından anlaşılacağı gibi albümün genelinde Türk müziği etkileri var. Demirel, kimliği, sanattaki en önemli unsurlardan biri sayıyor ve kendi kimliğini ararken de Türk ve Osmanlı müzik geleneğinden yararlanıyor. Bu, makamsal özelliklerde hissediliyor en çok. Demirel, "Geleneksel Türk müziği penceresinden bakıldığında bu makamsal durum, makamsız olarak değerlendirilebilir; makamsız bir makamlılık söz konusu." diyor. Sanatçının rotası ise çağdaş müzik. "Günün müziği ancak çağdaş olabilir." diyen Demirel, bunun tartışılacak bir tarafı olmadığını söylüyor. Genç besteci, günün müziğinin sunduğu imkanları değerlendirmeye açık; farklı disiplinlerdeki müzikleri, kendi müziği içinde kullanmaktan yana. "Benim kafamda Batı müziği, Türk müziği diye kesin duvarlar yok. İkisi de incelenmesi, öğrenilmesi gereken müzik disiplinleri. Öğrenip besteleyip çalıştığım sürece bir rota oluşuyor. Nitekim bugüne kadar böyle oldu, büyük bir ihtimalle de böyle devam edecektir."

Osmanlı dönemi saz eserlerinden halk şarkılarına, mehterden sufi müziğine kadar çeşitli etkileri, çağdaş, akıcı, doğal ve anlaşılır bir dille sunan "Makamsız"da Hollanda'nın önemli orkestraları yer alıyor. Albümde en dikkat çekici eserlerden biri hiç kuşkusuz "Anadolu'dan Dört Halk Şarkısı". Çin, İran, Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye ve Hollanda'nın önde gelen müzisyenlerini bir çatı altında birleştiren Atlas Ensemble, bu coğrafyaların enstrümanlarıyla Batılı enstrümanları bir araya getiriyor. Bütün bu yönleri ile "Makamsız" kafamızda Türk müziğinin geleceğine dair soru işaretleri oluşturacak gibi görünüyor.

Türkiye'de senelerdir sorulan "Neden uluslararası düzeyde yeterince besteci çıkmıyor?" sorusuna oldukça dokunaklı cevaplar veriyor genç besteci. Türkiye'de uluslararası arenada yarışabilecek çok fazla besteci ve besteci adaylarının olduğunu; fakat Türkiye'de besteciliğin henüz profesyonel bir meslek olmadığı görüşünde. "Bu şu demek" diyor ve sorularla anlatıyor sıkıntılarını: "Bugün Türkiye'de sanatsal anlamda ciddi müzik besteleyen neredeyse hiçbir besteci, sadece besteleyerek hayatını idame ettiremez. Sanatsal müzik üretimi için ayrılan bir bütçe var mı? Her yıl kaç yeni eser için siparişler veriliyor? Senfoni orkestralarımız her sezon kaç yeni Türk eserinin ilk seslendirilişini gerçekleştiriyor? Devletin çağdaş müzik üretimi için ayırdığı bütçe ne büyüklükte? Böyle bir bütçe var mı? Bütün bu olanaksızlıklara rağmen bu kadar çok bestecimizin olması müthiş bir başarı ve özveri. Türkiye'de büyük bir klasik müzik potansiyeli var, inanıyorum ki 100 yıl sonra Türkiye'deki klasik müzik dünyası çok farklı olacak." Önümüzdeki aylarda Türkiye'ye dönecek ve bundan sonraki müzik hayatına Türkiye'de devam edecek olan Evrim Demirel'in birçok önemli hayali var. Klasik Türk müziği korosu ve bir senfoni orkestrası için büyük çapta bir yapıt bestelemek gibi bir hayali olduğunu öğreniyoruz önce. Ayrıca piyano konçertosu ve kanun konçertosu gibi hayalleri de var. Şu anda Hollandalı bir film yapımcısının bir çalışması için müzik yapan Demirel, bunun müthiş bir zevk olduğunu ve müziğin görselliğe inanılmaz katkıda bulunan bir sanat olduğunu da ışıldayan gözlerle söylüyor.

(Zaman - Ali Pektaş)

Popçularımız yabancı sözlerle yurtdışına açılmaya çalışadursun, özgün işleriyle uluslararası arenada kendine yer bulan müzisyenlerimiz de var.   
Müzik DünyasındanTümü »

» Abbey Road'un Etkisi Sürüyor
» Cazdan Habersiz Kalmayın
» Albüm Kapaklarında Eskiye Dönüş
» Grammy Müzesi'nde Müziğe Dair Herşey
» Nintendo Wii'yle Orkestramı Kurup Yönettim / Hakan Gence
Müzikal SohbetlerTümü »

» Burhan Öçal: Sabah Ezanını Kaydedeceğim, Sıkıyönetim İlan Edin / H. Salih Zengin
» Suzan Kardeş: Balkanlar'da Sahne Almayı Çok İstiyorum / Önder Deligöz
» Daniel Barenboim: İçimdeki Çocuğu Merakımı Canlı Tutarak Yaşattım / Serhan Yedig
» Ömer Özçelik: Ney, İnsan-ı Kâmildir / A. Tuba Bakiler
» Kudsi Erguner: Gazel ve İlahiler Diskotek Müziğine Dönüştü / H. Salih Zengin

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Toplam 1 yorum yapılmış. Yorumların tamamını görüntülüyorsunuz.

TÜRKİYE, BESTECİLİK, MÜZİK..

Türkiye de iyi bir müzik potansiyeli'nin olduğunu düşünüyorum ve buna rağmen,nedense "hep hazırdan yiyoruz,tüketiyoruz"gerçek anlamda sarılmıyoruz bu işi-sahiplenmiyoruz bunun en iyi örneği: "Erkan Oğur..bu ismi diyebilirim ki Dünya biliyor..ama bizler'e sorulduğunda:"o kim?,duymadım?"diyoruz..

volkeman (17.02.2007 - 22:35)

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!