« Anasayfa | Künye | Arşiv 16 Nisan 2024, Salı
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Kulak Arkası
Nurullah Turan
Birkaç "Bir"

Bolâhenk
Ahmet Çalışır
Mevlevî Âyini: Türk mûsikîsinde bir form

[ Müzik -> Ekstra ]

Doğaçlama ve Rock

01.04.2000 - 16:00

Çalgısal doğaçlama becerisine çok az ilgi duyan çoğu rock müziği çalgıcısı ve şarkıcısı da aslında doğaçlama ilkesi diyebileceğimiz bir şey kullanır. Onların malzemesi de, her ne kadar kimi zaman değişse bile, en azından esnek olmalı ve anında uyarlanabilmelidir. Çalıştan üstün ve onu ölçmeye yarayan soyut bir ideal, yazılı bir cetvel yoktur. Bir şey yazılı olduğunda da bu, çalınacak müziğin mükkemmel bir ifadesi olmaktan çok sadece bir başlangıç noktası, rehberidir. "Onu kimin yazdığı önemli değil, yeter ki doğru kişi tarafından çalınıyor olsun." Fakat müziğin yönünü etkileyen veya çalgıcının kendini ifade etme olanaklarını artıran açıkça tanımlı bir güç olarak doğaçlama, rock'da 1967/68'lere gelinceye kadar pek de belirgin değildi. Yukarıdaki alıntının kaynağı olan Yes'in gitaristi Steve Howe'a bu konuyu sordum:

Evet, 1967 yılında psychedelic müzik akımı yarattı bütün bunları. Bütün genç gitaristler ve diğer müzisyenler bu tarzda çalabileceklerini, yani uzun doğaçlama sololar yapabileceklerini hissettiler. Bunu ben de yaptım ve benim gibi pek çok gitarist ve klavyeci de.

Rock'daki doğaçlamanın neredeyse tamamının kaynağı blues'dur. Rock müzisyeninin örnek aldığı kişiler çoğunlukla siyah Amerikalı blues çalgıcılarından çıkar. Bu etkinin dışında kalan az sayıdaki doğaçlama da genellikle deneyseldir ve elektronik müzikten gelir.

İnsanlar yıllarca gitarı blues tarzında ele aldılar ve Hendrix, bildiğiniz gibi, blues ile modern rock' u birleştirdi. Fakat bu tür ve deneysel şeylere ilaveten üçüncü bir rol vardı ki benim en çok arzu ettiğim oydu: Rock'da komple bir orta gitarist olmak, yani hem esas rock' u yapmak hem de bazı daha modern klişeler oluşturmak. Doğaçlama, çok iyi biri ona bir standart getirirse ve aynı zamanda bir stile de sahipse gerçekten etkileyici oluyor. Sanıyorum insanlar doğaçlamalarında bunu yakalamaya çalışıyor.

Bir doğaçlamayı diğerinden daha iyi yapan nedir?

Temelde, onun hakkında bir tür düşünce berraklığına sahip olmaktır. Bazen evde bir şey yapmış ve bir kere çalıp "Tamam oldu" demişimdir. Bazen de yaptığımın üzerinde çalışıp cümle yapılarında klişelerden biraz daha uzak bir yerlere varmaya çalışırım. Bakın bu beni gerçekten heyecanlandırıyor. Sanırım insanların ulaşmaya çalıştığı nokta da bu. Biraz daha kesin olmak. Sonsuza dek böyle dolaşabilirim ve eğer kayıt yapıyorsam çoğu kez neyin peşinde olduğumu bilirim. Bir şeyleri yakalamak üzereyimdir. Bir standart yaratmaya çalışırım. Bir kez doğaçlama bir bölümde iyi çalınca, bu bütün turnenin standardını da yükseltiyor. Doğaçlamanın bir başka özelliği de üzerinde şöyle birkaç sene geçmeden kolay değerlendirilememesidir.

Hiç daha önce yaptığınız bir banttan doğaçlamanızı alıp yeniden çalmayı denedeniz mi?

Bunu bir albüm için yapmam gerekti. Çalışmamız bittiğinde hemen eve koştum ve gitar sololarından iki-üç tanesini öğrendim.

Daha sonra yeniden çaldığınızda ilk andakinden farkı neydi?

Hiçbir zaman ilk seferki kadar büyülü olmuyor. Ama bir yandan da bir müzik parçasına, bir temaya dönüşüyor. Bir ezgi oluyor.

Hiçbir şey değişimi popüler müzikten daha hızlı yansıtamaz ve 1960'lardaki ve 70'lerdeki doğaçlamacı rock çalgıcısının serpilip geliştiği kültürel iklim büyük ölçüde kayboldu. 1990'larda ise onun becerilerinin yerine son teknolojinin ürünleri almış gibi görünüyor. Doğaçlama, her zamanki engel tanımamazlığıyla bu teknolojinin içine sızmışsa da bu muhtemelen işinden atılan çalgıcı için yeterli bir tazminat olmadı.

Buna rağmen, modanın ve zevkin kaprislerinden etkilenmemiş gibi görünen bir Grateful Dead var hala. Çeyrek yüzyılı aşkın zamandır çalmaya devam ediyor ve bu konuda, kendi alanında bile tek örnek değil ama, çalışı doğaçlama fikrine dayanan tek rock grubu. Alışılagelmişin tersine ününün dayanağı değişim beklentisi.

Jerry Garcia ile 1990'da yaptığım bir söyleşiden:

Sihir:

Bu müzik geleneğin bir parçasıdır, müziğin geldiği yerdir. Şu ya da bu tür bir sihir. Bizim için de böyle uzun bir zaman var olmamızı sağlayan bir etkendi bu. Bir bakıma büyük bir enerjiye sahip pek çok şeyin yapıldığı, fakat pek fazla kontrolün olmadığı bu alanla karşılaşmaktı. Böylece bireysel kontrol duygunuz kayboluyor ve bambaşka bir düzeyde çalıyorsunuz. Her şey akıyor sadece.

--------------------

Not: Bu makale Derek Bailey'in Pan Yayıncılık'tan çıkan "Doğaçlama" isimli kitabından alınmıştır.

Çalgısal doğaçlama becerisine çok az ilgi duyan çoğu rock müziği çalgıcısı ve şarkıcısı da aslında doğaçlama ilkesi diyebileceğimiz bir şey kullanır. Onların malzemesi de, her ne kadar kimi zaman değişse bile, en azından esnek olmalı ve anında uyarlanabilmelidir.  
Müzikal SohbetlerTümü »

» Burhan Öçal: Sabah Ezanını Kaydedeceğim, Sıkıyönetim İlan Edin / H. Salih Zengin
» Suzan Kardeş: Balkanlar'da Sahne Almayı Çok İstiyorum / Önder Deligöz
» Daniel Barenboim: İçimdeki Çocuğu Merakımı Canlı Tutarak Yaşattım / Serhan Yedig
» Ömer Özçelik: Ney, İnsan-ı Kâmildir / A. Tuba Bakiler
» Kudsi Erguner: Gazel ve İlahiler Diskotek Müziğine Dönüştü / H. Salih Zengin
Albüm TanıtımlarıTümü »

» İstanbul'a Senfonik Üçleme
» Yıllar Sonra Yeniden
» Dostlar Onu Hatırladı
» İncesaz, Kalbimizdeki Denize Yelken Açtı
» Oralara, Buralara, Uzaklara

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Henüz yorum yapılmamış.

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!