Aşk ve ıstırap... Sadece bu iki kelime kendi ifadesi ile varlığının temel unsurları. "Aşk ıstırapsız olmaz" vecizesinin hakikat olduğunu ispatlarcasına yaşanılan bir ömür. Doğduğunda sanki taşıdığı ruhun inceliği bilinircesine ad olarak kıymetli bir cevherin ismi verilir kendisine; "Diyamandi" (elmas). Ehl-i dünyanın, adını aldığı cevhere gösterdiği muhabbeti O, asıl değerli olanlara göstermiş. Sevdikleri her anıldığında gözyaşlarına boğulmuş , her aklına geldiklerinde ise ayaklarının dermanı kesilmiş.. Bu muhabbeti ve heyecanına nispeten ona mesnevi şerhi dinlediği hocası tarafından bir isim daha verilmiş, Yaman Dede..
Mustafa Demirci, Yaman Dede'nin ruh halinin kurgulanması kadar zor bir işin üstesinden gelmiş, Timaş Yayınları'ndan çıkan Aşkın Sönmeyen Ateşi adlı romanıyla. Sesindeki duruluğu ve onu kullanmadaki ustalığını kalemine de yansıtmış. Yaman Dede'nin hayatındaki kırılma noktalarına birer birer şerh düşülmüş sanki... Yaman Dede'yi hakkında yazılan diğer kitaplardan tanıyanlar için kısa bir hatırlatma risalesi, onunla ilk defa tanışanlar için ise Mesnevi-İ Manevi'nin bahsettiği insan-ı kamilin etten kemikten vücud bulmuş halini kavrayabilmek için akıcı bir roman. Bölümler arasındaki kurgu kopukluğu haricinde bu romanın kaleme alınışında bir kusur göremedim...
"Dahilek ya Resulallah" naatını bizlere hediye eden, Mesnevi'den hakkıyla feyizlenen, peygamber nasıl sevilirmiş, peygamberi seven nasıl sevilirmiş tüm hayatına işleyen Yaman Dede'yi bizlere tanıtan daha nice kitapların kaleme alınması dileğiyle...
Aşkın Sönmeyen Ateşi Yaman Dede, Mustafa Demirci, Roman, 160 sayfa, Timaş Yayınları, Ağustos 2007.
Aşk ve ıstırap... Sadece bu iki kelime kendi ifadesi ile varlığının temel unsurları.