Yıl:3 Dönem:2 Sayı:7/19

       

     
 

KÖŞE AÇISI

UĞUR AKÇA

akcaugur@yahoo.com

 
     
  ŞEYTANIN REYTİNGİ İYİDİR

Aslında biz televizyon izlerken en sevdiğimiz şovmenin şeytan olduğunu biliyoruz. Dedikoduyla, şiddetle, riyayla, yalanla süslü programların hepsinin yapımcısıymış gibi cirit atıyor televizyonda.

Türkiye'nin en çok reyting alan programlarını izlerken Eddie Barzoon'u görüyorum. Daha çok dikkat çekmek istiyor, daha ünlü olmak, daha seksi olmak, daha çok para kazanmak istiyor Eddie Barzoon.

"Eddie Barzoon... Eddie Barzoon... Boşanma davalarında koştururken ve resepsiyonist kızı hamile bıraktığında yanındaydım. Tanrı'nın evlatları değil mi? Tanrı'nın özel yaratıkları... Ha... ha! O'nu uyarmıştım Kevin, O'nu attığı her adımda uyarmıştım. O'nun rüzgarda bir sağa bir sola salınışını izledim. Kurmalı bir oyuncak gibiydi. 120 kiloluk kendi kendine hareket eden bir araç gibiydi. Bir sonraki bin yıl köşeden görünmek üzere Kevin. Eddie Barzoon... O'na iyi bak çünkü O gelecek bin yıl insanının en iyi örneği olacak.

Bu insanlar geldikleri yerde bir sır değildirler. Ve sen, insan iştahını öyle bir noktaya kadar keskinleştirirsin ki sadece isteyerek maddeyi atomlarına ayırabilir. Katedral büyüklüğünde egolar geliştirirsin. Dünyayı fiberoptik olarak her ego altının anlayacağı şekilde birbirine bağlarsın. En sıkıcı ve sıradan düşleri bile dolar yeşili, altın fantazilerle bezersin. Ta ki her insan arzularının peşinde bir imparator olana dek. Herkes kendi tanrısı olana dek. Peki ondan sonra nereye gidersin?"*

Eddie parkta diğer insanların ters istikametinde koşmaktadır. Parkta koşanlardan biri onu uyarır:

ADAM: Hey! Yanlış yöndesin!

EDDIE: Hey elbette! Canın cehenneme!

"Bir anlaşmadan diğerine koşup dururken bu dünyayı kimse önemsemez. Hava yoğunlaşır, sular kirlenir, arıların balları bile radyoaktivite tadı alır. Bu her gün ve her an devam eder. Hazırlanmayı deneme şansın bile yoktur. Geleceği satın alır, geleceği satarsın. Ta ki gelecek kalmayana kadar. Yoldan çıkmış bir trendeyiz evlat.

Geleceğe doğru koşan, sayıları milyonlara varan Eddie Barzoon'lar var. Ve her biri Tanrı'nın eski gezegenini biraz daha becermek için hazırlanıyor. Siberuzayda hesaplarını biraz daha fazla doldurabilmek için sibernetik klavyelerinin başına otururken, kendilerini her türlü pislikten arındırmayı da ihmal etmezler. Sonunda gerçek kaçınılmaz olur. Yaptıklarının hesabını vermen gerek Eddie! Özgürlüğü satın almak için biraz geç kaldın."

Parktaki üç serseri bir ağacın yanından geçen Eddie'ye çelme atar. Eddie yere düşer.

SERSERİ: Saatini ver.

EDDIE: Ne! Ben bu saati seviyorum!

Bu diyalogdan sonra serseriler Eddie'yi öldüresiye dövmeye başlar.

"Miden fazlasıyla dolu, derinin üstü artık aşınmış, gözlerin kan çanağına dönmüş ve birinin ona yardım etmesi için bağırıyor. Ama tahmin et ne oldu? Etrafta hiç kimse yok! Artık yapayalnızsın Eddie! Seni Tanrı'nın özel, küçük yaratığı!"

Eddie ölür.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere Eddie.

* Bu replikler yönetmen Taylor Hackford'ın Andrew Neiderman'ın aynı adlı romanından sinemaya uyarladığı Devil's Advucate (Şeytanın Avukatı) filminden alınmıştır. Senaryo Jonathan Lemkin'e aittir.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV