Yıl:2 Dönem:2 Sayı:3/15

       

     
 

İZLENCE

MEHMET HARMANCI

m.harmanci@40ikindi.com

 
     
  BEN-HUR'U BUGÜN İZLEMEK

Bir sanat yapıtının muhatabı ile buluşması/karşılaşmasının ne anlama gelebileceği biraz da o sanat yapıtının muhatabıyla ne zaman karşılaştığına bağlı olsa gerek. Çünkü okuma, yapıt ile muhatap arasındaki bir ilişkiye dayanmakla birlikte, o ilişki, okumanın ne zaman, nerede ve hangi bağlamda olduğuyla da ilintilidir. Bunun içindir ki hangi türde, sanatın hangi dalında olursa olsun, bir yapıtın kalıcılığını, bir anlamda klasikleşmesini her yeni okumada şartlar nasıl ve nereye evrilirse evrilsin, yeni anlamlandırmalara açık olması da etkiler.

1959 yılının 11 Oskar'lı filmi Ben-Hur'u şimdi seyrederken düşündüklerim bunlar. Filmin kahramanlarının ağzından yapılan yorumları bugünün dünyasında olanlara ve bugünün dünyasında güçler oyununa bakarak izlediğimizde çok açık yepyeni yorumlara götürüyor olması Ben-Hur'un neden değerli ve önemli olabileceği hakkında bazı yorumlar yapmamıza dayanak sağlar kanaatindeyim.

"Yönetmen William Wyler bir sinema dâhisi değildi. Ama iyi bir yönetmen ve usta bir öykü anlatıcısıydı. Wyler, 1930'larla ve sesli sinemayla birlikte yıldızının parladığını gördü. Çok iyi senaryolar seçen ve konuşmalara büyük önem veren sanatçı için bu şaşırtıcı değildi." diyor, Atilla Dorsay. (100 Yılın 100 Yönetmeni, İst. 1997, [II. Basım], 128.shf.) Beni de tam burası ilgilendiriyor. Yönetmenin konuşmalara büyük önem vermiş olması yani. Senaryo bir edebiyat yapıtından ('Ben-Hur, a Tale of the Christ', Lew Wallace [1880]) uyarlama, yani bu yönüyle tarihi bir belge gibi kanıt olarak ele alamayız onu. Almamalıyız. Ancak, tarihin sosyal yanına tuttuğu ışığı ve tekerrür edişine sanatın metaforik kudretini kullanarak yaptığı kılavuzluğu düşünürsek film bize dün-bugün-yarın güzergâhında önemli açılımlar getiriyor. Değişmeyeni ve hep değişmekte olanı, insana ait olanların temel karakterlerini veriyor yani. Bütün bunlara bir bir filmden örmekler getirmeye çalışmayacağımı söylemeliyim. Burada yapmak istediğim, filmden bazı diyalogları aktarmaktır. Ki söylediklerime bir nebze olsun görünürlük kazandırsın.

I.
MESSALA: Yeni valinin yardımcısı olacağım. Valerius Gratius. Yakında iki lejyonla buraya geliyor.
JUDAH BEN-HUR: Öyleyse söylentiler doğru.
MESSALA: İmparator halkını tasvip etmiyor. Yakında bi isyan çıkabilir. Ezmek zorundayız. Ama sen ve ailen için sorun yok. Ben vali yardımcısıyım ve sen benim arkadaşımsın.
JUDAH BEN-HUR: Ben bir yahudiyim.
MESSALA: Romalı gibisin. Sorun yaratan serserilerden çok farklısın.
JUDAH BEN-HUR: Serseriler mi? Onlar halkım. Ben onlardan biriyim.
MESSALA: Akıllı ol Judah! Bu Roma'nın dünyası, yaşamak istiyorsan onun bi parçası olmalısın.
JUDAH BEN-HUR: Değişmişsin.
MESSALA: Büyüdüm. Kudüs'ten ayrıldıktan sonra bütün dünyayı gezdim. Roma'yı gördüm. (...) aaah hayır dünyayı medeni kılmak için bizi kader seçti. Ve başardık. Yollarımız ve gemilerimiz dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Roma hukuku, mimarisi ve edebiyatı insan ırkının şerefi.
JUDAH BEN-HUR: Ben halkımın geleceğine inanıyorum.
MESSALA: Elbette inanırsın. Onlara yardım edebilirsin.
JUDAH BEN-HUR: Nasıl?
MESSALA: Sen bir aristokratsın. Ailenin onurlu bir adamısın. Halkının prensisin Zenginsin. Güçlüsün. Şöhretini bilmeyen yok. İsyana karşı konuşursan halkın seni dinleyecektir. Judah, Roma'ya karşı gelmenin aptalca olduğunu anlat. Bence yapılabilecek en büyük hata bu. Sonunda soyunuzun tamamen yok olacağını söyle onlara.

II.
MESSALA: (...) Günümüz dünyasında tek gerçek var. Batı'ya bakmalısın Judah! Aptal olma da Roma'ya bak artık.
JUDAH BEN-HUR: Hain ya da katil olacağıma aptal olurum.
(...)
JUDAH BEN-HUR: (...) Roma Tanrı'ya hakaret ediyor. Roma halkımı, ülkemi bütün dünyayı sömürüyor.
(...)
MESSALA: Judah, bana mutlaka yardımcı olmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. Ya yanımda olacaksın ya da karşımda.
JUDAH BEN-HUR: Başka seçeneğim yoksa karşında olacağım.

III.
JUDEA VALİSİ: Büyük devletlerde merhamet ve güç, hattâ duygular bile büyüktür. Hatalar da büyük olur. Hatalarımızı azaltmaya çalışıyoruz.(...) Mükemmel özgürlük diye bir şey yok. Yetişkinler yaşadıkları dünyayı bilirler. Ve şu anda dünya Roma'dır.(Ben-Hur'a hitaben) Genç Arius! Ben bundan eminim.
JUDAH BEN-HUR: Ben Judah Ben-Hur'um.



Ben-Hur rolünün başarılı oyuncusu Charlton Heston, bu rolüyle En İyi Aktör Oskar'ını almıştı (1959).

Bunlar her ne kadar tarihi kayıtlar değil, bir kurgu ürünü olsalar da bir sanat yapıtının konusunu nasıl evrensele götürebileceği ve insanlık durumunu derinden ifade etme gücünü yakalayışını göstermekte. Yukarıda yer alan replikler iktidar kavgası, devletler oyunu, zalim-mazlum, gücün anatomisi vb. konularda her zaman geçerli tespitler içeriyor. Orada o günün en büyük devletinin isim hanesine bugünün dünyasında günümüz süper gücünün adını yazdığımızda, "değişen nedir?" sorusuna verecek cevap bulabilir miyiz, acaba?

Tarihin sıfır noktasından bir hikâye anlatan bu filmin ilginç canlandırmalarından biri de Zalim Roma'ya karşı bir arada hareket eden, birlikte yaşayan Arap ve Yahudi unsurların Kudüs'teki yaşamlarından verilen kesitler...

Son olarak yukarıdaki diyaloglarda ya da filmi izleyerek tamamında bazı kelimeleri güncellemek eğlenceli olabilir. Tabii eğlenmek isterseniz. Ne dersiniz?

Kaynakça: Compton's Interactive Encyclopedia, 1998 Edition, The Learning Company; Movie&Video Guide, Leonard Maltin, 2001 Edition, A Signet Book; 100 Yılın 100 Yönetmeni, Atilla Dorsay, İst. 1997 (II. Basım), Remzi Kitabevi.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV