Yıl:3 Dönem:2 Sayı:8/20

       

     
 

İZLENCE

MEHMET HARMANCI

m.harmanci@40ikindi.com

 
     
  SİNEMA 'AÇIK HAVA'

Açık havada film izlemek daha mı etkileyicidir?

'Daha etkileyicilik' ifadesi, filmin yaratmak sevdasında olduğu havaya destek anlamında mı yoksa sanatın kişiye ulaşmasında ve kişiliğe katılması anlamında mı anlaşılmalı?

Çevremizi saran ağaçların hışırtısı, arada bir tatlı tatlı esen rüzgarın ıslığı, üzerimizde salınarak dolaşan bulutların sükûneti eşliğinde gökten ağan renk cümbüşü ve yerden çıkan hararet ile yazlık sinemalarda film seyretmek 'göklerle temasa geçmek' isteyenler için bir fırsat olabilir mi?

Sinema salonlarının tasarlanmış büyüsünden kurtularak, açık havada film izlemenin beklenmedik büyüleyici etkilerine umut bağlayıp sinemaya yönelmek bizi daha üretken kılmaz mı?

Antrakta beş kala salonu saran ve kapitalist pazarlamanın en acımasız tekniklerinden biriyle tüket(tir)mek için kamçılayan 'popcorn' tuzağına düşmeden film izlemek güzel olmaz mı?

Yukarıda bir uçak siluetine kayan gözlerimizle, uzaktan uzağa duyulan bir siren sesiyle uyanan bilincimize uyarak izlersek izlediklerimizi, sinemadan daha fazla etkilenilmez mi?

Her sanat gibi bir yanıyla hakikate yol ararken öte yanıyla hakikate perde olan sinemanın 'racon'unu sökmek için, açık zihin açık havada bulunmaz mı?

Gözümüzün perdeden her kayışında, salonların karanlık ışıklarına bakarken mi, yoksa bir yıldızı kayarken mi görmek daha iyi gelir, perdenin ışığını şerhetmeye?

Filmi şerh etmekte neymiş? Diyenlere benim diyeceğim hiçbişey olamaz. Onlar avuçlarındaki popcorn bitmeden film bitmesin diye dua etsinler. Ancak Türkiye'den bir ülke sinemasına doğru yol alınması doğrultusunda kolları sıvayanlar ya da buna -en azından- özlem duyanlar için yazlık sinemalar önemli olsa gerek?

Azalan, yokolan yazlık sinemalar... Babalarımızın anılarında karşımıza çıkan yazlık sinemalar...

Tabii aslında yokolan yazlık sinemalar değil sadece. Onunla birlikte kaybettiğimiz sinema kültürümüz de...

N'olmuş yokolmuşsa diyecek olanlara yine bişey diyecek değiliz de bunu paylaşanlarla birlikte bir ülke sinemasına, yeni bir ufka, yeni bir anlatışa ulaşmak için kaybettiklerimizin sadece klişe üreten eski filmlerden ibaret olmadığının vurgusunu yapmak arzusundayız.

Bir işe inanırsanız ama o şeyi kötü yaparsanız araştırır bir gün doğrusuna, size ait olan biçimiyle onu başarmaya yönelebilirsiniz belki. Ancak bir şeyi taklit ederseniz onun daha iyisinin nasıl olacağını düşünmek aklınızın ucuna bile gelmeyebilir/gelmeyecektir. Bugün olduğu gibi.

Bütün bunları, hızla yakınımızdan geçip giden yaz günlerinin güzelliğinde bir "sinema <açık hava>" ararken düşünüverdim. Aradığım 'sinema'yı bulamadıysam da özlediğim 'sinema'yı aramaktan vazgeçeceğim sanılmasın, lütfen!

Siz yine de açık havada film izlemek imkanı bulursanız kaçırmayın lütfen! Bana da haber verirseniz sevinirim!
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV