Yıl:3 Dönem:2 Sayı:6/18

       

     
 

DİL AĞACI

İBRAHİM DEMİRCİ

demirci00@hotmail.com

 
     
  TOP, TOPRAK, TOPLUM

"Top yuvarlaktır." derler ve bu sözle topla oynanan oyunlarda beklenmedik sonuçların alınmasına şaşmamak gerektiğini dile getirmiş olurlar.

"Top sende!" dediklerinde sana bir sorumluluk yüklendiğini, söz söyleme ya da iş yapma sırasının sana gelmiş olduğunu hatırlatmış olurlar. Senden beklenen o topu patlatman ya da oyuna son vermen değil; kaleye, potaya, ağın ardına yollaman, böylece takımına "gol, sayı" kazandırmandır. Bunu başaramayacaksan eğer, oyunculardan birine başarılı bir pas verirsin ve top başkasına geçmiş olur. Yapabileceğin işlerden biri de, "topu taca atmak" olabilir. Bu davranışından ötürü, seni kınayanlar da çıkabilir, alkışlayanlar da.

Topsuz alanda yer tutup fırsat kollamak da oyun için anlamlı, gerekli ve yararlı bir davranış olabilir ama ortada top yokken varmış gibi davranmak, aldanışları ve aldatışları getirecektir. Topsuz oyunla yapılacak işin antrenman / temrin / egzersiz / alıştırma değeri taşıyıp taşımadığı bile tartışmaya açıktır, sanıyorum.

Topun yuvarlak oluşu, mecaz anlamıyla her türlü olasılığa zihnimizi hazırlar ama gerçek anlamıyla da küresel, köşesiz, toparlak biçimli olduğunu gösterir.

Top denen silâha bu ad, mermisi "top" biçiminde olduğundan mı verilmiştir?

"Yüce dağ başında bir top gülüm var" dendiğinde "top"un ad olmaktan çıkıp "sıfat" olduğunu görürüz. Birden çok gülün toplandığı, deste/demet olduğu bir durum vardır ortada. Bir top kâğıt denince, Doğan Büyük Türkçe Sözlük'e bakarsanız "beş yüz kâğıt"lık bir toplamı anlamalıymışız. Bu konuda -kâğıt topu konusunda- standardın oluşup yerleştiğine inansak mı acaba? Bir de kumaş topları vardır; belki benzer standartlar onlar için de vardır? "Hangi kumaş?" sorusu anlamlı bir sorudur elbette, tıpkı "hangi kâğıt?" sorusu gibi.

Toptan alım satımlar, daha çok tüccarların işidir; gerçek kullanıcı, son tüketici, perakendecidir. Zihinsel toptancılık da siyaset ve ideoloji tüccarlarının sıkça başvurduğu bir yöntem olmalı: "Bütün başörtülüler rejim düşmanı!" ya da "Bütün açık başlar din düşmanı!"

(Rejimin ya da dinin nasıl tanımlandığı / tanımlanacağı da ayrı bir sorun. En iyisi, bu topu taca atalım ve top toplayıcısı da olmasın ya da uyumuş bulunsun, başka bir alana geçelim.)

Toprak'ın topramak=kurumak eyleminden türediğini okudum bir etimoloji sözlüğünde. Olur mu, olur! Kuruyan, suyu çekilen bir nesnenin büzüşüp toparlandığını görebiliriz. Yaşlanan insanlar da kamburlaşıp yuvarlaklaşmaya başlarlar.

Yerkürenin üçte ikisi sudur ama kalan üçte biri olan "kara-toprak"tır ona asıl kimliğini veren. Çok düzgün olmasa da bir toptur yerküre. Evren denizinde ve belli bir yörüngede yüzecektir kıyamet saati çalıp da patlatılıncaya dek bu top. İsrafil'in sûru: "Stop!"

D. Mehmet Doğan'ın yukarıda adını verdiğim sözlüğü "toplum"u , haklı olarak "uydurma isim" sayıyor. "Uydurma", yani dilin sözcük türetme kurallarına aykırı olarak türetilmiş.

Ah, "kural" da öyle değil mi? Öyle! Sayın Doğan, "kural"ın karşısına "kökü belirsiz, eki kaide dışı kelime" yazmış. Haksızlık etmiş, "kökü belirsiz" mi? Kökün "kur-" olduğu besbelli. Ekin doğruluğu ise, tartışmaya açık. Yani, eylem köküne "-al" eki getirerek ad türetmek doğru mudur? Ad köküne "-al" getirip türetme yapmışız, "top"tan "top-al"a ulaşmışız meselâ. Topalın yürüyüşünde topun devinimini andıran yuvarlanma benzeri bir hareket vardır, değil mi?

Bugün öyle bir noktadayız ki, ne "toplum"u ne "kural"ı kovabiliriz dilimizden. "Galat-ı meşhur" alanında sektireceğiz bu topları ister istemez.

Topluma uzaktan bakarken onun bir topluluk olmaktan daha ileri bir "birlik" içerdiğini düşünebiliriz ama her bireyin ayrı bir değer olduğunu, kişisel özgürlük-özerklik alanlarının bulunduğunu a) ayrımsamak b) benimsemek c) o alanlara saygı göstermek zorundayız.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV