|
BU DEĞİLDİ, TAM OLARAK BU DEĞİLDİ!
YUMUŞAK
- Bütün servetleri yumuşak yüzlülükleri olan nice insanlar gördüm ki bütün dertleri yumuşak yüzlülükleridir.
İKRAR
- İtiraz etmektense susarım; demek ki sükût her zaman ikrardan gelmiyor.
ASLINDA AŞKIN DA
- Aslında aşkın da mantıklı bir yanı vardır: Boy ölçüşemeyeceğimiz bir güzellikle karşılaştığımızda ona aşık olamayız.
MASUMİYET
- İnsanları yemek yerken izlediğimde içimde onlara karşı ne öfke kalıyor, ne garaz...
"Yemek" insanları masumlaştırıyor, kibirlerinden soyutluyor, zavallılığını belgeliyor.
SEBEP
- Aşk, delilik, gençlik, sarhoşluk...
Dördü de "şey"in "şey" gibi görülememesinin bir sonucudur/görülmemesine sebep olur.
BU DEĞİL
- Her faninin son cümlesi, her ölünün ilk cümlesi: Bu değildi, tam olarak bu değildi!
KALKAN
- Karizma : Koruyucu : Kalkan :
Karizma : Koruyucu Kalkan.
TABİAT
- "İyi adam"lık çoğumuz için yumuşak tabiatımızın zoraki çocuğudur.
SEVİNDİRMEK
- Allah sevindirmek için umudumuzun bitmesini mi bekliyor?
ANLAMAK
- Başını onaylama makamında sallayıp duruyordu; dinlemediğini anladım.
ÇEKMEK
- En mutlu olduğumuz zamanlar bilelim ki en çekilmez olduğumuz zamanlardır.
ESKİDEN
- "Eskiden böyle mi davranırdı?!" İşte bir aşığın göğsüne saplanan en zalim duygu!
ZEDE
- Aşk yoktur, diyordu; anladım ki bir aşkzedeydi o!
COŞKU
- Sanat nihayetinde bir ilhamdır;
ilham nihayetinde bir coşkudur;
sanat nihayetinde bir coşkudur!
ARAMAK
- "Bulamadım" diyemediğimiz için "Arıyorum" deriz. |
|