Yıl:3 Dönem:2 Sayı:6/18

       

     
 

KELİMELER VE ŞEYLER

ABDULLAH HARMANCI

abdullahharmanci@mynet.com

 
     
  ÇARŞAMBADAN SONRA CUMADAN ÖNCE

Perşembeler önemlidir.
Perşembeler kendimi suçsuz hissederim. Huzurlu.
Perşembeler münkerle nekirin acısını daha az duyumsarım üzerimde.
"Eninde sonunda kurtulacağız ya, Allah'a iman etmiş kimseler değil miyiz?"
Gün, böyle iyimser cümlelerle kurulur.
İyi şeyler olacağına, güzel sabahlara dair umutlar dağıtır içimdeki şakrak kuş.

Neden?

O gün arkadaşlarla buluşulacak.
Akşam olacak, dört kişi aynı çatı altında toplanacak, cıgaralar ateşlenecek, edebiyatsa edebiyat, Afganistansa Afganistan konuşulacak.
Anılara girilecek.
Aşka.
Kaldırımda yürürken duyulanlara.
Fener'e.
Futbola. Tabii ki öyküye. Tabii ki edebiyat dergilerine. Tabii ki başka ülkelere gitmek planlarına. Tabii ki internette dergi çıkarmanın 'henüz' ne anlamlara geldiğine. Çaylar içilecek, hikâyelerden alışıldığı üzere tavşan kanı deyip geçmeyeceğim, şekersiz ve açık da olsa çaylar içilip bu defa da sinemaya dalınacak. Bu defa da devlet tiyatrosunda izlenen son oyuna. Fıkralara geçilecek. Okunanlara. Sohbet koyulaşacak, başlangıçta çokça susulmasına bakmayın, bol bol söz kesilip, ses yükseltilecek. Kahkahalar çoğalacak, ciddiyet kaybolacak. Fıkralara bir kez daha gülünecek...

Derken esnemeler başlayacak.
Hatta beylerden biri gelip benim dizime yatma cür'etini gösterecek.
Gitsek iyi olur, denecek; fakat gidilmeyecek.
Sohbetin sıcaklığı uykunun güzelliğiyle çarpışacak bir süre.
"Son" denecek de bir cıgara daha ateşlenecek.
Bir fıkraya daha vakit var.
Fakat bu cıgara da nihayete erince...
Neden neden neden sonra istenecek "müsaade".
Ehh, müsaade Allahtandır, diyecek ev sahibi, ya da demiş gibi olacak.
Haydi bakalım, bir başka perşembeye, denilip düşülecek yolara.
Kar mı yağmaktadır, yağmur mu atıştırmaktadır, bir bahar rüzgârı mı sarmalamıştır şehri; önemli değil...
Akıllarda konuşulanlar var, okunacak olanlar...

Yollanacağım.
Hep bir heyecana bürünmüş olarak, hep bir hırs giyinmiş olarak, ne az şeyler yapmakta olduğumu düşünmüş ve utanmış olarak, okumam gerekenlerin çokluğuna ve tembel bir adam oluşuma hayıflanarak, gizliden gizliye okuma planları programları yaparak, yarın sabah olunca bütün bunların, bu heyecanların uçup gitmiş olacağını sezinleyerek, üzülerek... yollanacağım evime.

Uyumaya çalışırken, "Olacak, olacak" diye mırıldanacağım, "Güzel şeyler olacak... Sonunda kurtulan biz olacağız..."
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV