Yıl:3 Dönem:2 Sayı:7/19

       

     
 

KELİMELER VE ŞEYLER

ABDULLAH HARMANCI

abdullahharmanci@mynet.com

 
     
  NEŞELİ, PERVASIZ, UMUT DOLU

Minibüste konuşan iki genç. Memuriyete yeni atanmışlar. Bir şeyleri elde etmenin sevinci. Erinci. Mutluluğu. Bir şeyler başarılmış. "Korkulan" olmamış. Ele güne muhtaç olunmamış. Bundan sonrası artık kolaymış. Zor olan... savuşturulmuş.

Fakülte kantini. Kahkahalar. Ne söylense gülünüyor. Aralarında gizli bir dil oluşmuş. Şifreli sözcükler... Kıkırtılar, kikirtiler, fısıltılar... Öylesine eminler ki. Öylesine umutlu. Öylesine neşeli. Öylesine pervasız. Umursamaz. Önemsemez. Biz asık suratlılara ilişince bakışları, ancak o vakit bir çiçeğin soluverişini anımsıyoruz gözlerinin içinde. Sonra yeniden dertsiz, kaygısız gülüşmeler, eyleşmeler...

Belki de yeni evli ve mutlu bir çift. Belki de üniversiteye henüz başlamış gençler. Belki de ilk şiiri ancak yayınlanmış bir on sekizlik!

Hepsine birden içimde gizli bir kin birikiyor! Öfke! Sakınmadan söyleyeyim, tiksintiye yakın bir çirkinlik kabarıyor ruhumda! Mutlular ve yaşamın her insana mutlaka ödettiği o bedeli henüz ödememişler. Böyle olacak sanıyorlar. Böyle devam edecek. Farklı olduklarını düşünüyorlar. Farklı bir zaman, farklı bir nesil... Ölüm'ün gözüktüğü o an'ı yaşamamışlar daha. Evet, ölüm her insana gözükür. Gençliğin son gecesidir o gece. Sen kendinin de bir fani olduğunu düşündüğün değil, hissettiğin o karanlık gece yokuşu inmeye başlarsın artık... O uğursuz geceden haberleri yok. Yaşamamışlar henüz. Göz bebekleri ışıltısız... değil henüz.

Benim yaşayıp bitirdiklerim, sona erdirdiklerim, diploma, evlilik, kitap, çocuk, ödül, alkış... Ha ha haaa... Yaşadım ve bitirdim(!)... Sizse yaşamadınız ve bitirmediniz. Çömez ve acemi ve şaşkın ve çaylak ve sinir bozucu... buluyorum sizi! Hey! duyuyor musunuz?!

Ve ama senin de yaşamadıkların var, diyor kalbim. Senin de yaşayacakların, öğreneceklerin var. Sen de o çaylaklardan birisin sadece. Yaşayıp öğrenenlere göre... Ve bu tiksinti, senin varacağın duraklardan biridir sadece. Sadece bir menzildir yolunda. Hoşgörmeyi öğreneceksin. Görmemeyi öğreneceksin. Bu halin de bir hal, hallerden bir hal olduğunu öğreneceksin. Ölüm onlara da gözükecek. Onlar da durulacaklar. Onlar da anlayacaklar. Onların da bakışlarında bir öfke azaplanacak. Ve belki o zaman bu yazıyı okuyacaklar... diyor kalbim.

Dinle, diyor, sabret.
Bu hal de hallerden biridir elbet.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV