Yıl:3 Dönem:2 Sayı:9/21

       

     
  İSLAM AÇISINDAN MUSİKİ VE SEMA*

Musiki Nedir?


"Musiki nedir?" sorusuna çok çeşitli cevaplar verilmiştir. Bu tariflerden ikisini vermekle yetineceğiz. J. J. Rouseu musikiyi şöyle tarif etmiştir: "Musiki, sesleri kulağa hoş gelecek şekilde terkip etmektir." Bir başka tarif de şöyledir: "Musiki, ölçülü sesler vasıtasıyla estetik bir tesir ve heyecan meydana getirme sanatıdır."

Bu iki tariften anlaşılacağı gibi musiki ses ve ölçüden meydana gelmektedir. Ölçü vasıtasıyla sese güzellik, çekicilik ve tesirlilik verilmektedir. Ses ve ölçüden ibaret olan musikinin İslam nazarında değeri nedir?

Bir çok hadis alimi tarafından rivayet edilen bir hadiste şöyle söylenilmektedir: "Allah güzeldir, güzeli sever." Allah'ın güzel olması ve güzelliği sevmesi İslam cemiyetlerinde güzel sanatlara verilen değeri ve güzellik kavramı ile dini inançların nasıl kaynaştığını açıkça göstermektedir. Güzelliği Allah'ın bir vasfı kabul ederek güzellik anlayışını inançlarıyla meczeden İslamiyetin prensip olarak güzel sanatlardan olan musikiyi reddettiğini söylemeye imkan yoktur. Böyle bir hüküm İslam'ın mantığına aykırıdır. Kelam ve fıkıh usûlü alimleri şu hususta ittifak etmişlerdir: "Güzel olan Allah, sadece güzel olan şeylerin yapılmasına emreder veya güzel olan Allah'ın emrettiği herşey güzeldir."


Musikinin İstismar Edilmesi ve Kötüye Kullanılması

İnsanlar; iyi, güzel ve doğru olan herşeyi kendi ihtirasları için istismar etmişlerdir. Din, iktisat, ahlak, namus, siyaset, ilim ve teknik gibi şeylerin muhteris ve ahlaksız kimseler tarafından kendi gayeleri için sömürüldüğü ve kötüye kullanıldığı sık sık görülür. Musiki için de durum böyledir. Dinin istismar edildiğini ileri sürerek lüzumsuz ve zararlı olduğunu iddia etmek ne kadar yanlışsa, istismar edilen ve kötü maksatlar için kullanılan musikinin bu özelliğinden dolayı lüzumsuz ve zararlı olduğunu iddia etmek de o kadar yanlış olur.

Güzel sanatların, bu arada musikinin talihsizliği; ideolojilerin, dinlerin, çeşitli felsefi fikirlerin ve siyasi akımların yayılmaları için çok kullanışlı bir araç olmasıdır. Örneğin Hıristiyanlık; resim, mimari, heykeltraşlık, edebiyat ve musiki gibi güzel sanatları kendi yanlış inançlarının yayılması ve tutunması için, bir propaganda aracı olarak kullanmıştır. Mozart, Beethoven, Pascal gibi sanat ve fikir adamları büyük ölçüde Hıristiyanlığın tesirinde kalmışlar ve bu tesirleri verdikleri eserlerde yansıtmışlardır. Çeşitli ideolojiler ve diktatörler, hedeflerine ulaşmak için sanattan faydalanmışlar hedeflerine ulaşmayı çabuklaştırmak için marşlar bestelemişlerdir.

İslam'ın aleyhinde propaganda yapma gayesi taşıyan sanat eserlerine İslamiyetin müsamaha göstermesi kendi kendisiyle çelişmesi demektir. Bir inançlar manzumesi olan, mü'minlerini belirlediği hedefe ulaştırmak isteyen İslamiyet, iman ve hedefine uygun olmayan, davasının gerçekleşmesini engelleyen sanatları yasaklamıştır.


İslam'ın Doğuşunda Musiki

İslamiyet doğduğu zaman güzel sanatlar ve musiki ilkel dinlerin yayılma vasıtası durumundaydı. Dinle ilgili beste ve nağmeler büyük bir yekün tutmaktaydı. Buna karşılık ilk zamanlarda müslümanların dini besteleri yoktu.

Güzel sanatlar her türlü ideolojik ve dini tesirden uzaklaştırılarak, sanat sadece sanat olduğu için ele alınıp o gaye için kullanılırsa (sanat için sanat) bu meyanda İslamiyetin sanatın aleyhinde bir tutum almayacağı tereddütsüz söylenebilir. Bu bakımdan İslami kaynaklar incelendiğinde İslam'ın sanatı kendi gayesi için bir vasıta olarak kullanmak istediği de görülür. Örneğin Hz. Peygamber zamanının en gözde sanatı olan şiir sanatının İslamiyetin yayılması ve saldırılara karşı korunması için kullanılmasını desteklemekte ve İslam şairlerini şiir söylemeye teşvik etmektedir. Hz. Peygamber'in, şairi Hasan B. Sabit'e: "Benim namıma onları hicvet" demiş olması bu durumu açıkça göstermektedir.

Sonuç olarak: Musiki İslam nazarında mutlak olarak mübahtır. Fakat bunun günah olan bazı çeşitleri vardır. Günah olan musiki ile, günah olmayan musiki arasında herkesin kabul edeceği bir sınır çizmek mümkün değildir. Hangi musiki türünün mübah, hangi musiki türünün günah olduğunu bir kaide halinde ifade etmek oldukça güçtür. Bu konuda şimdiye kadar yapılan tariflerin yetersiz kalması bunu göstermektedir. Yapılacak iş bu konuda tarifler vermek veya kurallar koymak değil, meseleyi geniş bir şekilde incelemektir. Musiki ile ilgili yazı yazan İslam müellifleri, musikinin hükmünü kesin ve açık bir şekilde ifade etmenin güçlüğünü belirtmek için umumiyetle: "Bu konu inceleme ve araştırmaya ihtiyaç gösteren bir konudur." tabirini kullanmışlardır.

--------------------

* Bu metin, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ tarafından kaleme alınan ve Uludağ Yayınları'ndan neşredilen "İslam Açısından Musiki ve Sema" adlı kitaptan sadeleştirilerek ve kısaltılarak alınmıştır. Gelecek sayıda bu kitaptan "Kur'an'a Göre Musiki" konusu işlenecektir.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV