Yıl:2 Dönem:2 Sayı:3/15

       

     
 

DOÇ. DR. SÜLEYMAN İRVAN İLE POPÜLER KÜLTÜR ÜZERİNE...

MEHMET KAMAN

 
     
  Pop nedir? Popüler kültür nedir?

Pop, halk arasında yaygın olan, beğenilen, genelin zevkine uygun olan anlamına gelir. Popüler kültür ise ticari, gösteriye dayanan, kalıcılığı olmayan, gündelik, kültür endüstrisi tarafından üretilmiş kültürdür. Neyin popüler olacağına, halka sormadan, tamamen kendi olanaklarıyla kültür endüstrisi karar verir. Bir ürün daha piyasaya sürülmeden bu endüstri mekanizması çalışır ve hangi ürünün ne kadar satacağı bu endüstri tarafından hesaplanır. Ürün, ondan sonra piyasaya sunulur. Mesela televizyon ve radyolarda top 10 listeleri yayınlanıyor. Her televizyonun listesi, diğerinden farklı. Bu fark televizyonun anlaşmalı olduğu firma ve sanatçılardan; yani ticari bir takım ilişkilerden meydana geliyor. Yani bu seçim tamamen ticaridir. Popüler kültür, tamamen ticari bir kültürdür; yani metalaşmış bir kültürdür. Popüler kültürde her şey satılabilir ve alınabilir bir meta haline ve gündelik tüketime sunulabilir hale getirilmiştir. Diğer bir anlamda popüler kültürü halk kültürü olarak alırsak, hiçbir kültür halkın beğenisini kazanmadan yaşayamaz, yaşaması için halkın o kültürde kendine ait bir şeyler bulması gerekir. Yoksa bu kültür kalıcı olamaz. Popüler kültürün olumlu yanı ise bireylerin sisteme karşı inançsızlıklarını, hoşnutsuzluklarını dışa vurmalarında bir tür araç işlevi görür. Bir tür direnç üretimi söz konusu. Kuşkusuz bir dayatma var ama bu her şey tepeden dayatılıyor anlamına da gelmiyor. Nihayetinde kültür endüstrisi tarafından bir tüketici kitle de yaratılmış durumda. Bu kitle tüketirken bunda kendilerine ait bir şeyler buluyor. Bu kültüre ait özelliklerin içlerini boşaltarak popüler kültür haline getirebiliyor. Örneğin sisteme başkaldırı öğeleri içeren protest müziği alıp popüler endüstri içerisinde yeniden ürettiğiniz zaman müzik kendi bağlamından koparak pop müzik haline getirilebiliyor. İçini boşaltıp yeniden dönüştürerek bir meta haline getirilebiliyor. Bu anlamda sistemi yeniden üretme, sistemle bütünleştirme, marjinal grupları sistem içine çekme işlevi de görüyor.


Popüler kültür hangi ortamlarda ve yaş çevrelerinde daha kolay yaşanma ve yayılma şansı buluyor? Bu yayılma ve yaygınlaşma hangi yollarla sağlanıyor?

Bu yayılma ve yaygınlaşma medya yoluyla sağlanıyor. Sonuçta popüler kültür tüketime dayalı bir kültür. Gençler ise tüketim alışkanlıkları bakımından yenilikçi olduklarından değişmeye en yakın yaş grubunu temsil ediyorlar. Bu aynı zamanda modernleşme olgusuyla da bağlantılı. Medya tarafından yapılan propagandanın da gençliğin gündelik tüketimine yönelik olması bunda etkili oluyor. Bir başka neden de o ülkenin ideolojisiyle ilgili bir şey, "nasıl bir toplum yaratmak istiyorsanız"la da ilgili bir şey. Dünyanın genelinde bu sorun var. Gençler, daha ciddi sorunlarla ilgilenmek yerine "sabun köpüğü" meselelerle ilgileniyorlar. Kendileri böyle bir şey istemese bile gerek siyasal sistem gerekse eğitim sistemi onları böyle bir yöne zorluyor. Popüler kültür, gençlerin "delikanlılığını" söndürerek, radikalliklerini yumuşatarak onları sistemin içine dahil eden bir özelliğe sahip. Bu anlamda popüler kültürün yaygınlaşması sistemin işine de gelmektedir. Başka şekillerde de ifade edebilecekleri düşünce ve enerjilerini popüler kültür vasıtasıyla törpülemiş oluyorlar. Popüler kültürü bir tür emniyet sübabı olarak da düşünebiliriz.


Popüler kültürle medya kültürü arasındaki bağlantı nedir?

Medya olaylara ve düşüncelere ticari meta açısından yaklaşmakta. Medyanın amacı: "acaba ne yapmalıyım ki daha fazla para kazanayım". Böyle düşündüğü için de kendi kültürünü yani medya kültürünü yaratıyor. Yani medyanın derdi gençleri memleketine hizmet eden iyi birer yurttaş yapayım değil, medya hep daha fazla kazanmak için çabalıyor. Mesela bir yarışma düzenliyor, iş burada bitmiyor ardından yarışmacılara abuk sabuk sesler çıkarttırıyor, sonra bir kaset çıkartıyor, tişörtler, kupalar... Sanatçı olmaları düşünülemeyecek kişileri kullanarak yeniden, hep yeniden üretiyor. Bu bir endüstri halini aldı. Buna artık böyle bakmak lazım. Bu tam anlamıyla bir küresel sömürü düzeni. Bir kuşatılmışlık var ve medya bunu alabildiğine kullanıyor. Medyanın kaliteli müzik diye bir kaygısı yok. Medyanın amacı iyi satan müzik, gaye satma üzerine kurulmuş.


Medya kültürü ile meta kültürü arasındaki bağlantıyı biraz daha açıklar mısınız?



Doç. Dr. Süleyman İrvan'ın, John Fiske'den tercüme ettiği "İletişim Çalışmalarına Giriş" ve "Popüler Kültürü Anlamak" kitaplarının yanı sıra derleme yazılardan oluşan "Medya Kültür Siyaset" isimli kitabı Ark Yayınevi tarafından okuyucuya sunulmuş, makaleleri çeşitli dergilerde yayınlanmıştır.
Bu iki kavram birbirinden tamamen bağımsız değil. Medya, kültürü metalaştırıyor. Yani medya, her şeyi satılabilir kılmak için çalışıyor. Sanat medya için önemli değil, önemli olan satılabilir olması yani daha önce de belirttiğim gibi iş tamamen "duygusal". Neyin satılacağına da medya karar verdiği için bizler beğenmek zorunda kalıyoruz. Topluma, "bu sanatçı iyidir" deniyor, bizler de onu dinliyoruz. Popüler kültür en başta insanları düşünmekten ve sorgulamaktan uzaklaştırıyor. Bunu medya vasıtasıyla yapıyor. Ayrıca medya neyin, nasıl tartışılacağını da belirtiyor. Biz de, ülke ciddi ekonomik krizdeymiş, işsizlik artmış, üretim düşmüş bunları bırakıp; mankenlerin soyunarak mı ünlü olduklarını yoksa, soyunmadan mı ünlü olduklarını tartışıyoruz. İşte bizim bütün meselemiz bu oluyor. Burada da görüldüğü gibi medya kendi ürettiği mankeni metalaştırarak onun üzerinden para kazanıyor.


Popüler kültür bağlamında imaj nedir?

Popüler kültürde her şey imaj üzerine kuruludur, kim olduğu, ne söylediği önemli değil. Televizyona çıkıp sürekli beyanat verenlere pierre bourdieu (fast-thinker / hazırcevap) diye bir nitelemede bulunuluyor. Artık sizin imajınız ne söylediğinizin, tutumlarınızın önüne geçiyor. Medya, ekonomide, siyasette, sporda ve sanatta yıldızlaşan imajlar yaratıyor. Eğer bir konu tartışılacaksa ne konuşacakları belli olan bu starlara söz veriliyor. Bu kapitalist sistemin medya mantığının bir uzantısıdır. Bu sistem devam ettikçe bu böyle devam edecek. Artık gerçeklerin bir önemi yok; her şey sahte, her şey taklit.


Popüler kültür ile milli kültüre yabancılaşma arasındaki bağlantı nedir?

Popüler kültürü tüketenlerin yaş itibariyle genç olmalarıyla alakalı. Popüler kültür kuşaklar arasındaki bağların gevşemesine neden olmakta ama popüler kültür çok da havada bir şey değil. Bazen geleneksel türkülere popülarite katılarak popüler kültürün bir malzemesi haline getirilebiliyor. Küresel kültür penceresinden bakıldığında da böyle bir yabancılaşma var. Ulusal kültürlerin neredeyse yok olmasına kadar gidecek bir süreç devam ediyor. Bütün dünyada hegomonik (dayatmacı) bir şekilde yaygınlaşan bir McDonalds kültürü var. Bu yerel kültürleri çökerten bir süreç. Bunu bir yabancılaşma olarak değil de kültür endüstrisinin saldırısı olarak değerlendirebiliriz.


Egemen Amerikan ideolojisine karşı bir direnç söz konusu mu? Neler yapılıyor?

Bu kısa vadede çok zor gözüküyor. Batıda küreselleşme karşıtı hareketler var bunlar örgütlü ama bu biraz farenin dağa ne yapabileceğiyle ilgili gibi geliyor bana. Seslerini duyuruyorlar ama bu, demokratikleşmeyle, sivil toplum örgütlerinin gelişmesiyle ve sermaye ile alakalıdır. Bu işin temeli sermayeye dayanıyor. 1970'li yıllarda UNESCO Amerika'ya karşı kararlar aldı. Ama UNESCO'nun parasının büyük bir bölümünü Amerika karşıladığı için bu kararlar yürürlüğe konulamadı. Kültürel düzensizliğin sürüp sürmemesi ekonomik düzensizliğin durumuna bağlı olarak değişmekte.


Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Popüler kültürün etkisinin kalkması mümkün gözükmüyor. Yaşadığımız sürece bu bizimle devam edecek. Önemli olan bunun bir küresel tahakküme yol açıp açmayacağıdır. Popüler kültür hayata bazı kolaylıklar getirmekte. Bir toplumun refah düzeyi ve kendini ifade edebilme gücü arttıkça kültürel bağımlılık da azalacaktır.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV