Yıl:3 Dönem:2 Sayı:9/21

       

     
  KİTAP HAFIZASI:

Sevgili okurlar,

Gündemin bunca siyaset olması hasebiyle, biz edebiyat-kültür-sanat ile uğraşanlar olarak size siyasete bir de buradan bakasınız diye bu ay 'Kitap Hafızası'nda çok çok önceden sanki bugüne bugünden sesleniyormuşçasına taze bir metinle selam vermek istedik. Derde derman olmasa da sadra şifa olur dileğiyle yayımlıyoruz:



OL ZAMANDA PADİŞAHLAR...

«Ol zamanda padişahlar tamahkâr değillerdi. Her ne ellerine girerse halka harcarlardı. Hazine nedir bilmezlerdi. Hemen kim Hayreddin Paşa kapuya geldi, padişahlarla aç gözlü danişmendler sohbet eder oldu, böylece takvayı koyup fetvaya yürüdüler. "Hazine dahi padişah olana gerektir," dediler. Ol zamanda padişahları kendilerine dönderdiler. Tamah, zulüm peyda oldu. Elbette tamah olduğu yerde zulüm dahi olsa gerek. Bu memleketlerde ne kadar zulüm ve fesat var ise sebeb ol müderrislerdedir. Eğer anlar ilimle amel eyleseler ümmi halk dahi anlara tabi olurlardı derler. Amma bunun üzerine bir hikâyat geldi:

Anadolu'da Yenişehir yöresinde Akbıyık dedem vardı. Bir gün Bursa'da Mevlâna Yegân'la otururken Akbıyık dedem eğitti: "Ey Mevlâna, bu ümmi kavim ne kadar günah işlerse hep ilim ehli sebeptir. Onların günahların Allah sizden sorsa gerektir," dedi. Bu kez Mevlâna Yegân etti, "Ne sebebten ötürü bizden sorar?" dedi. Andan Akbıyık dedem etti, "Andan ötürü kim sizler zina ettüğünüz, akçeyi faize verdüğünüz, haramı ve helâli fark etmedüğünüz, ümmi kavm dahi sizdendir. Anlar da öyle ederler. Anlar dahi size öykünürler. Eğer sizden görmeseler etmezler idi."

Yıldırım Han'a gelinceye dek sohbet ve işret ne idigün bilinmezdi. Yıldırım Han dahi bilmezdi ve şarap sohbeti olmazdı. Osman, Orhan, Murat Gazi Han zamanında şarap içilmezdi. Hem ulemalar vardı kim sözlerin geçirirlerdi. Anlar dahi ulemadan utanıp ne derlerse sözlerinden çıkmazlardı. Ve eğer Âl-i Osman'dan bir günah ve bir zulüm sadır olsa anı men ederlerdi.

Eğer dinlemez olsalar, ol zaman anlardan kaçarlardı. Ol padişah katına bir dahi varan olmazdı. Ulema ol /.amanda müfsit değillerdi. Şimdiki ulema gibi yerinden korkup tek oturmazlardı. Şer'e muhalif nesneyi ettirmezlerdi. Ol kadar kim. bir kadılık nice zaman açık dururdu. Ve cünküm haksızlık yaparız korkusu ile kadılığa yanaşmazlardı, cehennemden korkarlardı. Ve ne zaman kim Osman beylerine Acemler ve Karamâniler yanaşır oldu, türlü türlü günahlar işler oldular. Kaçan kim Çandarh Kara Ali ve Karamanı Türk Rüstem bu ikisi ol zamanda ulular ve âlimlerdi. Akçe yığıp hazine edinmek anlardan kaldı. Sonun hiç düşünmediler, koyup gideceklerini hiç anmadılar. Takvayı götürdüler, fetvayı getirdiler. Bayazit Han dahi anların fesadın bildi ne kadar kadı varsa topladı. Yenişehir'de bir eve koydu dahi "Od urun hep yansunlar," dedi. Ali Paşa anların canın zor kurtardı.

İkinci Murat ve Fatih devrinde takva ehlinin ulu kişisi Ak-şemseddin fetva ehlinin ulu kişisi Molla Giirânî idi. Birisi şeriatı, birisi tarikatı temsil ederdi. Birisi hukuk diğeri ahlâk, birisi düzendi, oluşun iki unsuruydular, akışı sağlıyorlardı.»

Kaynak: Tevarih-i Al-i Osman, anonim. Aktaran: Cahit Tanyol, Düş Yorgunu, 178-179. shf., Gendaş-Kültür, İstanbul 2001
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV