Yıl:3 Dönem:2 Sayı:6/18

       

     
  YENİ ÇIKAN KİTAPLAR


ÜÇ İSA

Aytunç Altındal
Yeni Avrasya Yayınları



"Eleştirel İlahiyat açısından değerlendirildiğinde Hıristiyanlık -başta da Katoliklik- tanımsal olarak bir 'din' değil bir 'kült'dür. Üç İsa'da işte bu yapısal farklılık çıkış noktası olarak benimsenmiştir. Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet'i karşılaştırmalı İlahiyat açısından incelersek, sadece Hıristiyanlık'ta varolan bir olgu bu sistematiğin diğer ikisinden özde ayrıldığını kanıtlar. Bu temel ayrılık noktası şudur: Hıristiyanlık'ta birey, Tanrı karşısında kendi yetkisini kullanarak 'karar vermek' zorunda bırakılmıştır. Çünkü bu sistematikte, İsa'nın Tanrı mı yoksa insan mı, yoksa aynı anda her kişi mi ya da Tanrı'nın Oğlu mu değil mi sorusuna muhatap olan birey'dir. Neye inanacağına 'karar vermesi' gereken odur. Diğer bir deyişle, birey İsa'nın Tanrı olduğuna 'inanmak' isterse İsa'yı Tanrı yapar ve böylece aldığı 'karar' gereğince kabul eder. İstemezse de durum değişmez. bu kez İsa'nın İnsan olduğuna 'karar' verir. Karar'ın niteliği değişse de, 'karar'ı alan değişmez. Çünkü İsa'yı Tanrı ya da O'nun Oğlu ya da İnsan yapıp yapmamak birey'in alacağı 'karar'la gerçekleşir -ve tabiidir ki- sadece neye inanmak ihtiyacının duyuyorsa ona inanmaya karar vermiş olan birey için gerçeklik taşır bu 'karar', o kadar. Hıristiyanlık'ta iman etmeye 'karar' vermek de, 'iman'dan 'kuşku' (şüphe) duymak da 'insan'a ait bir haktır."

"Bu kitap ilk kez 1992'de İngiltere'de ingilizce olarak yayımlandı ve tüm Hıristiyan-Musevi dünyasında büyük bir yankı uyandırıp tartışmalara yol açtı."



İKAROS'UN YENİ YÜZÜ

Cahit Sıtkı Tarancı
Akçağ Yayınları



Cahit Sıtkı Tarancı herhangi bir siyasi angajmana girmeden, Türkçe'nin duru ve temiz ırmağında devrinin "kendi oluş" sorunsalına iddiasız bir biçimde tanıklık etmeye çalışır. Ona göre kendi oluşun ilk biçimi ölüme karşı bir tavır geliştirmekle ortaya çıkar.

Yaşamın kutsallığına yönelmiş tehditleri ölümden önce ve sonra olmak üzere iki kesite ayıran şair, dünyalık ölümleri; alışkanlıkların sıradanlığına batma, farkediş düzeyinden düşme ve unutma/unutulma gibi insani yitimlerle değerlendirirken, dünya yaşamını sona erdiren mutlak ölüm duygusu karşısında ise çaresiz bir İkaros trajedisi yaşar."



DİN-FELSEFE TARTIŞMASI

İbn Rüşd
Cem Yayınları



Din-Felsefe Tartışması, en önemli İslam filozofu sayılan ve Batı skolastik düşüncesini etkilediği söylenen İbn Rüşd'ün kısa bir yapıtı. Ortaçağ'da insanların dinsel inanç denizi içinde yüzdüğü karanlık zamanlarda, birkaç İslam alimi gibi İbn Rüşd de Aristoteles'in Metafizik'i ile tartışıyor ve bu spekülatif düşünceleri yorumluyor. Sonuçta din yönetici çevresi hem İbn Rüşd'ü, hem onun düşüncelerini reddediyor. Günümüzde İslam dünyası felsefe ile yeniden tartışma halindedir. Bu nedenle İbn Rüşd'ün düşünceleri yeniden güncellik kazanmıştır. Bu kısa yapıtı, çevirmeni Hüseyin Portakal geniş bir sunuş yazısıyla bize tanıtıyor ve günümüz dünya görüşü açısından yeniden değerlendiriyor.



TARİH BİLİMİNİN DOĞUŞU

İbni Haldun
Donkişot Yayınları



Asya, Afrika ve Avrupa'nın en önemli uygarlıklarını yaratmış olan Eski Dünya'da, Akdeniz havzasının özel bir yeri vardır. İslam ve Hıristiyan uygarlıkları, Çin ve Hint uygarlıklarına göre birbirleriyle çok daha yakın ilişkiler kurmuşlarsa, bunda Akdeniz'in birleştirici rolünün payı büyüktür. Ayrıca İslam uygarlığının, kendisinden önceki Hellenist uygarlığı, orijinal bir sentezle Hıristiyan dünyasına aktararak Eski Dünya ile Yeni Dünya arasında köprü oluşturduğunu da unutmamak gerekir. İbni Haldun bütün bu birikimlerin doruğunda, İslam uygarlığının, sönmeden önce tüm dünyayı aydınlatan bir feneri gibi parlamaktadır.



MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK VE GÜNLÜKLERİ (2 CİLT TAKIM)

Nilüfer Hatemi
Yapı Kredi Yayınları



Bir ulusun yıkılış ve kurtuluş günlüğü... Modern Türkiye'nin kurucularından Mareşal Fevzi Çakmak'ın kaleminden, "imparatorluğun en uzun on bir yılı"nın (1911-1921) öyküsü... Mareşal Fevzi Çakmak'ın, 1 Ocak 1911'den vefatından bir hafta öncesine, 2 Nisan 1950'ye kadar titizlikle ve askeri bir disiplinle tuttuğu günlükleri ilk kez gün ışığına çıkıyor. Yıllar süren titiz ve yorucu bir çalışmanın ürünü olarak gerçekleşen bu kitap, bugüne kadar varlığı dahi bilinmeyen bu günlüklerin 1 Ocak 1911-31 Aralık 1921 arasındaki 11 yıllık dönemini ve Mareşal'in ölümünden önceki son günlerini kapsıyor...



ANEMON - TOPLU ŞİİRLER (1988-1998)

Lale Müldür
Yapı Kredi Yayınları



"ortasına bırakıldığım bir ülke... eylül ülkesi... Mistikler gibi geçilen belirsiz geceler... Bir alg rüzgarı.. Denizaltı karanlığında ışık ve siyah... Deniz ağaçlarında güzel bir mai aramak... Okyanusların siyah güneşi... Bir yosun müziği... Mani... Melankoli..."



LİSANSÜSTÜ EĞİTİM SINAVI HAZIRLIK

Recep Doğan - Murat Başarır
Çizgi Kitabevi



Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavlarına hazırlık konusundaki bu kitapta, ne yalnız konu anlatımı yolu, ne de soru-cevap tekniği denenmemiş, bu iki yolun ortası uygulanmaya çalışılmıştır. Öncelikle okuyucunun konu hakkında bilgi sahibi olması veya eksik bilgilerini tamamlamak için örnekli konu anlatımı yapılmış, her konunun ardından hemen kendini ölçmesi için testlere yer verilmiştir. Ayrıca her ünitenin ve kitabın sonunda da genel testlerle sınava hazırlanan kişinin tam bir bilgiye sahip olup olmadığı tesbit edilecek şekilde testlere yer verilmiştir. Konuların anlaşılması açısından her konu ile ilgili sorular bulunmaktadır. Kitapta sözel, genel yetenek, matematik ve geometri konuları sırasıyla anlatılmaktadır. Belirli bir sistem içinde hazırlanan bu kitap gireceğiniz sınavlarda başarılar sağlayacaktır.



BAŞKA GÖKLERİN ALTINDA

Selahattin Yusuf
Şule Yayınları



Tükür dünyanın yüzüne, tükür! Hantal bir blöften başka bir şey değil o. Bilge alçakgönüllüler gibi vakarla, yaşayışının sana bahşettiği çekingenlikle ve edeple tükür. Dünyanın bir tanesi dışındaki gerçeklerini bir keşiş yaşamıyla aşağılayıp kendinden uzaklaştırmadan onu tamamen ele geçirmen imkansızdır.



RUS EDEBİYATINDA PUŞKİN GERÇEKÇİLİĞİ

Ataol Behramoğlu
Türkiye İş Bank. Yay.



Aleksandr Puşkin üzerine düşünmek Rus edebiyatının tümü üzerine düşünmekle eşanlamlıdır. XVIII. Yüzyılda da özgün yazarlara ve şairlere sahip olmakla birlikte Batı edebiyatlarının ve özellikle de Fransız edebiyatının etki alanlarında oluşumunu sürdüren Rus edebiyatının bir sonraki yüzyılda evrensel kimlik kazanması Aleksandr Puşkin'in ürünleriyle başlayan bir süreçtir. Bu anlamda Puşkin üzerine düşünmek, XIX.yüzyıl öncesi ve XIX.yüzyıl Batı edebiyatlarının başlıca olgu ve kavramları üzerinde düşünmekle de eşanlamlıdır.



SEKÜLERİZM SORGULANIYOR

Kollektif - Dr. Ali Köse
Ufuk Kitapları



Son yıllarda sosyolojik din araştırmalarının en gündemde ve en canlı konusu haline gelen sekülerleşme teorisi üzerine tartışmalar görünen o ki XXI.yüzyılın ilk yıllarında da canlılığını koruyacaktır. Elinizdeki derleme eser bu teorinin geçerli olmadığının artık bu yüzyılın başında anlaşıldığını, yani modernleştikçe, bilim alanında ilerledikçe dinden uzaklaşılacağı tezinin yanlış olduğunu düşünen sosyal bilimcilerin görüş ve tespitlerini, farklı din sosyologlarının farklı yer ve zamanlarda yayınlamış oldukları makalelerini Türkçe'ye çevirerek Türkiye gündemine yansıtmayı amaçlamaktadır.



EĞİTİMDE ETİK

Felicity Haynes
Ayrıntı Yayınları



"Bu kitabın amacı, etiğin, 'ne yapmalıyım?' ya da 'bu doğru olur mu?' sorusunu soran herkesle ilgili olduğunu ortaya koymak. Etik, başkaları hakkında ahlaki yargılarda bulunan, başka insanların eylemlerini öven ya da kınayan herkesle ilgilidir. Eğitimde özel bir önem taşır; çünkü öğretmenler ve yöneticiler, hem ahlaki sorunlarla kuşatılmıştır hem de öğrencilerinin, yani gelecek kuşağın eğitiminin ve ahlaki iyiliğinin sorumluluğu her zamankinden çok onların ellerindedir." (F. Haynes)



REHBERLİK

Hasan Yılmaz - Ömer Üre
Çizgi Kitabevi



Sizlere eğitimin tanımını ezberlettiler eminim. Öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin ilkinde eğitimin tanımının ne olduğunu öğrendiniz. Şimdi o tanımı hatırlayıp, yukarıdaki olaya bir de o tanımın ana fikrinden bakalım:

Şöyle bir tanım öğrendiniz herhalde: 'İnsanın davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla, istendik yönde, kalıcı değişiklikler meydana getirme sürecidir'. Bu meşhur tanımın veya bütün benzerlerinin ana teması 'davranış kazandırmak' ya da 'davranış değiştirmek'. Eğitimin yöneldiği hedef bu. Tanımda geçen diğer kelimeler bu değişikliğin nasıl olacağını ve ne yönde olacağını anlatıyor. Önemli olan 'davranış kazandırmak'...

(...)

Şimdi 'Rehberlik' dersini öğrenin. Yarıyılın sonunda 'ön söz'ü tekrar okuyun. Sizlere başarılar diliyoruz.



NIETZSCHE - HAYATI, ESERLERİ VE FELSEFESİ

Arthur Danto
Paradigma Yayınları



Nietzsche Batı metafizik düşünce geleneğinin sürekliliğinden hareketle, bir bütün olarak modernizmi Hristiyan ahlak anlayışının sekülerize olmuş şekli olarak görür. Modern devlet ve ideolojiler ise adeta, Hristiyan öte idealinin boş bıraktığı yere yerleşmiş ve modern insan için bir ideal fonksiyonu görmüşlerdir. Bu yüzden gerek modern devlet, gerekse Hristiyan sürü ahlakının sekülerize olmuş formu olan sosyalizm ve gerekse de yapay bir eşitlik ideali ile insanların güçleri arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmaya yeltenen liberalizm, Nietzsche'nin yıkıcı eleştirilerine hedef olmuştur.



DEDE KORKUT HİKAYELERİ

Mürşide Uysal
Uysal Yayınevi



Dede Korkut hikayeleri, Türk İslam kültürünün ve Türk edebiyatının en güzel eserlerinden biridir. 15. Yüzyılda Anadoluda yazıya geçirildiği sanılan bu on iki hikaye, batı Türklerinin esasını teşkil eden Oğuzların destanlaşmış hayat hikayesidir.
Hikayelerde çevre, Doğu Anadolu ve Azerbeycan'dır. Dede Korkut, çok gezip görmüş, herkesin sevip saydığı ve topluma yön veren Oğuzların bilge kişisidir. Dua etmek, kopuz adlı Türklerin milli sazıyla "Oğuzname" söylemekle olayların içinde yer alır.



TÜRKİYE'NİN BÜYÜK MASONLARI

Süleyman Yeşilyurt
Yeryüzü Yayınevi



Osmanlı döneminde Makedonya, Selanik ve Resne'den alevlenen bu hıyanet ateşi, Jöntürkler ve azınlıklarla birleşip koca İmparatorluğu tarumar etmeye yetmişti. Milletlerarası bir menfaat şebekesi olan masonluk, bu türden yıkıcı eylemleriyle kendi üyelerine ikbal kapılarını sonuna kadar açarken, gerçek Türk insanlarının arzuladıkları mevkilere erişmesini her zaman ve her devirde engellemektedir. Bu nedenledir ki, mason localarının varlığına son vermek ülke insanlarımızın asli görevi olmalıdır.



AKIL OYUNLARI

Sylvia Nasar
Altın Kitaplar



Bu kitap Nobel Ödüllü Matematik dahisi John F. Nash'in dramatik yaşam öyküsüdür.

Meslek hayatı çok kısa süren Nash otuz yıl şizofreninin pençesinde kıvrandıktan sonra mucizevi şekilde iyileşir ve Nobel Ödülü'yle onurlandırılır. Akıl Oyunları, otuz yaşında bir efsaneye dönüşen bir dahi John Forbes Nash'in göz kamaştırıcı yükselişini, dünyadaki diğer matematikçilerin "olanaksız" diye niteledikleri bir dizi bugüne dek çözülmemiş problemleri çözerek matematik dünyasını büyülemesini sergiliyor.

Duygusal bir öykü olan Akıl Oyunları, matematik ilminin gizemli dünyası ile deliliğin trajedisini gözler önüne seriyor.

Akıl oyunları bir Rembrandt tablosunda olduğu gibi parlak ışık efektleriyle bezenmiş, çok iyi yazılmış, büyüleyici harika bir kitap...

Kitap beyazperdeye de aktarıldı. 4 dalda Altın Küre Ödülü kazanan film bu yıl 8 dalda da Oscar Ödülü'ne aday gösterildi (Not: 2002 en iyi film Oscar'ını kazandı). Büyük dahinin filme yansıtılmayan çocukluk yıllarını ve önemli birçok ayrıntıyı bu biyografik eserde bulacaksınız...



KOD ADI: KILIÇBALIĞI - 11 EYLÜL SENARYOSU

Mustafa Aydın - Aydoğan Vatandaş
Karakutu Yayınları



Tarihe not düşme ve belge bırakma niyetiyle hazırlanan bu kitap, 11 Eylül 2001 günü ABD'de yaşanan saldırıların perde arkasını sorguluyor. Uluslararası uzmanların açıklamalarının yer aldığı eserde, 2004 seçimleri için Demokrat Parti başkan aday adaylarından Lyndon LaRouche'un saldırılarından 48 gün önce (24 Temmuz 2001) BM çatısı altında yaptığı çağrı pek dikkat çekmemişti. Oysa artık o konuşmaların Ortadoğu'da yaşananlar nezdinde artık bir karşılığı var... Bakın LaRouche kehanet gibi öngörülerde bulunduğu konuşmasında ne diyordu; "Çeşitli nedenlerden dolayı Ağustos, Avrasya'da bir savaş başlatmak için iyi bir ay ve bir savaşın eşiğindeyiz. Savaş artık savaş istemeyen İsraillilerden ve Araplardan çıkmıyor. Savaş temel olarak İngiltere, Avustralya ve Amerika'daki bazı kişiler tarafından planlanıyor. Orta Doğu'da savaş patlamak üzere, İsrailli bir delinin Şaron'u öldürdüğünü ve suçu Araplara attığını varsayalım. Böylesine kızgın bir ortamda İsrail'de yönetime geçecek deli de halihazırda hedef şehirler olan Şam, Bağdat ve Tahran'a karşı toplu imha silahları kullanmakta tereddüt etmeyecektir. Eğer bu, İsrail'in Kudüs'te bir camiyi işgal ettiği bir ortamda gerçekleşirse Avrasya'nın tamamında yankı bulacak ve sonuçlarının nereye varacağı hesaplanamayan bir din savaşı çıkabilir."

Bu kitap Armagedon Sancakları'nın açıldığını gösteriyor... Hz. Mehdi, Hz. İsa ve Deccal'la gelişmelerin ilgisi nedir..? Armagedon: Kanlı Savaş başladı mı? İsrail hayali olan Süleyman Mabedi için neleri yapabilir? Başlanmışın tamamlanması (Annuit Coeptis) için 'düğme'ye mi basıldı? 11 Eylül Senaryosu Kod: Kılıç Balığı'nda bu ve buna benzer birçok sorunun cevabını 
bulacaksınız.



OSMANLI DEVLETİNDE ŞEYHÜLİSLAMLIK

Dr. Murat Akgündüz
Beyan Yayınları



Osmanlı Devleti'nin altı asır boyunca mevcudiyetini devam ettirmesinin en önemli sebebi, köklü müesseselere sahip olmasıdır. Kadim bir gelenekten ve önceki İslam devletlerinin uygulamalarından etkilenerek idari, hukuki, ilmi, askeri ve mali sahalarda pek çok müesseseyi kuran Osmanlılar, en yüksek dini ve ilmi merci kabul edilen Şeyhülislamlığı son dönemlere kadar teşkilatları içinde muhafaza etmişlerdir. Bu çalışma, kuruluşundan XIII/XIX.asır başlarına kadar Şeyhülislamlığın tarihi gelişimini, devlet teşkilatındaki yerini, bağlı bulunan görevlileri ve vazifelerini incelemeye çalışmaktadır.



TUHAF GÜNLER

Fatih Altınöz
Okka Yayınevi



- Tamam tamam. Evet, şey diyordum. Büyüdüm ve bir baktım ve anladım ki, sanki başka bir uygarlık gelip yerleşmiş dünyaya yıllar önce; evleri, arabaları, yolları, apartmanları ve okulu, hastanesi, pastanesi ve bilumum kurumlarıyla... Ben de bu zamana kadar onları insan zannederek onlarla konuşmaya, onlara dokunmaya çalışmıştım.

- Pastanelere dokunmaya çalıştım demek! Pek ellettirmezler diye duymuştum ama...



SEVGİLİ ANNE VE BABACIĞIM, LÜTFEN BU KİTABI OKUR MUSUNUZ!..

Hasan Yılmaz
Çizgi Kitabevi



Biz ne yapacağını bilmeyen ana-babalar kuşağıyız... Dünyanın eski dünya, ülkemizin eski ülkemiz, insanların eski insanlar olmadığını, değişim rüzgarlarının çoktan fırtınaya dönüştüğünü bir çağda çocuk yetiştiriyoruz. Bu kitap; hızlı toplumsal ve teknolojik gelişmenin yaşandığı, iş hayatının değiştiği, nüfus hareketlerinin sürdüğü, aile yapısının ve aile bireylerinin fonksiyonlarında değişmelerin meydana geldiği, kadının çalışma hayatının içine daha fazla oranda girdiği, genç kuşakta sağlık ve gelecek kaygısının arttığı, suç işleme eğiliminde inanılmaz yükselişlerin yaşandığı, madde bağımlılarının ve zararlı alışkanlıklara sahip kişilerin sayısında patlama olduğu, vasıflı insan gücüne duyulan ihtiyaçla birlikte işsizliğin sürekli tırmandığı, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün iç içe girdiği ve değerlerin ters yüz olduğu, eğitim düzeninde niteliğin giderek azaldığı günümüz Türkiye'sinde eski yöntem ve anlayışlara göre çocuk yetiştirilemeyeceğini kabul eden ve kendi ebeveynlik anlayış ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirmek isteyen anne-babalar için iyi niyetli bir çalışmadır.



KOMPLOLAR VE KARŞI KOMPLOLAR TARİHİ

Niccolo Machiavelli
Özne Yayınları



Machiavelli'in karşı komploya yaklaşımı en uygun şekilde "Hükümet etmek, vatandaşların yönetimidir. Böylece onlar ne size karşı olabilirler ne de karşı olma eğilimindedirler" şeklindeki inancıyla özetlenmektedir. Görev, bir orduyu yöneten general(ler) ve üstün politik güce sahip devlet adamı için aynıdır. Bütün önderliklerin temel sorunu, askerlerinden ve tebaalarından itaat beklemenin ve onların kin ve nefretinden sakınmanın yollarının ve araçlarının doğru tespit edilmesidir. İç savaş, karışıklık ve komplo kaçınılmaz bir şekilde yandaşlarının saygısını kazanmakta başarısız olan önderlikten kaynaklanır.



"BİR GÜL BU KARANLIKLARDA"
-TANPINAR ÜZERİNE YAZILAR-


Doç. Dr. Abdullah Uçman - Dr. Handan İnci
Kitabevi Yayınları



1932'den 2001'e kadar geçen yetmiş yıl içinde Tanpınar ve eserleri hakkında aşağı yukarı üç ayrı nezsle mensup 250 dolayında yazar, akademisyen ve araştırmacı tarafından 500'e yakın yazı yazılmış, incelemeler hazırlanmış ve farklı değerlendirmeler yapılmıştır. Bunun için, önce Tanpınar üzerine yazılmış yazılardan oluşan bir bibliyografya düzenlenmiş ve elde edilen malzemeden 75 yazarın 100 yazısı seçillmiştir. Bu yazılardan seçme yapılırken şair, romancı, hikayeci, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, düşünce adamı ve hocalık gibi çeşitli vasıfları bulunan Tanpınar'ın bu cephelerinin değişik bakış açılardan yansıtılmasına özen gösterilmiştir.



PSİKİYATRİ VE SİNEMA

Glen O. Gabbard - Krin Gabbard
Çevirenler: Yusuf Eradam - Hasan Satılmışoğlu
Okuyan Us Yayınları



"Bu kitabın okuyucuları, hem Amerikan filmlerinde ve kültüründe psikiyatrinin yerine dair pek çok şey öğrenecekler hem de film izlemekle eşdeğer bir haz alacaklar."

Dr. Arnold M. Cooper
The American Journal of Psychiatry, Editör Yardımcısı
The International Journal of Psycho-Analysis, Editör
Cornell Üniversitesi Tıp Fakültesi
Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Onursal Profesörü, New York


"Sinema, psikiyatri ve psikanaliz arasındaki aşk-nefret ilişkisi, şiddeti hiç azalmaksızın devam ediyor. Psikiyatri ve Sinema'nın ilkinden 20 yıl sonra yayımlanan bu ikinci baskısında, Glen ve Krin Gabbard filmografilerine yaklaşık 150 film daha eklemişler. Canlı ve açıklayıcı bir anlatımla, sinema meraklıları ve ruh sağlığı alanında çalışanlar için kelimelerden ve fotoğraflardan oluşan bir şölen sunuyorlar. Eğer sinema üzerine yazılan kitaplar için bir ödül heykelciği olsaydı, kazanan hiç şüphesiz Psikiyatri ve Sinema olurdu."

Dr. Arnold Richards
Journal of the American Psychoanalytic Association, Editör
New York


"Psikiyatri ve Sinema'nın ikinci baskısını literatürde görmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Hem filmlerdeki psikiyatristleri konu edinen hem de film eleştirilerinde psikanalitik metotları kullanan bu önemli çalışma şimdi yeni filmleri ve yeni teorileri de içerecek şekilde güncellendi. Sonuçlar gerçekten etkileyici ve bu büyüleyici alanlarla ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap."

Peter Lehman
Arizona Üniversitesi, Medya Sanatları Yüksek Lisans Anabilim Dalı Başkanı


"Psikiyatri ve Sinema, insanların hayallerine yeni yollar çizmek için buluştular. Zaten, eleştirmen Parker Tyler da sinemayı 'çalışan insanın psikanalitik kliniği' olarak tanımlamamış mıydı? Derin bir kavrayışın ürünü olan bu paha biçilmez çalışma, şimdi ikinci baskısıyla, romantik bir çekiciliğe sahip bu kliniğin hem ruh ikizi hem de rakibi olan sinemanın sunum yollarını aydınlatıyor."

J. Hoberman
The Village Voice, Film Eleştirmeni
New York
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV