Yıl:2 Dönem:2 Sayı:5/17

       

     
  DÜŞÜNCE VE SANATIN BİRİKİMİ: SANAT VE EDEBİYATTA TEMEL KAVRAMLAR

BURHAN SAKALLI



Bilim, düşünce, sanat ve edebiyatın temel kavramları, bu kavramların bir şekilde teorik ve pratik karşılıkları hem tek tek bireyleri hem de genel anlamda toplumları her zaman meşgul etmiştir. Hatta ilkçağ filozoflarından günümüz aydın ve sanatçılarına kadar birçok insan; bilim, düşünce, sanat ve edebiyatın bu terimleri / kavramları üzerinde kafa yormuş, bu alanda ciddi bir birikim ortaya koymuştur.

İşte Yakup Çelik'in "Sanat ve Edebiyatta Temel Kavramlar" isimli bu kitabı, bu birikimin Türkçe'deki bir kitap hacminin elverdiği ölçüde bir araya getirilmiş en iyi örneklerinden biri, belki de en iyi örneği. Zira bu alanda yapılmış daha önceki örnekler hem sayıca bir elin parmaklarından daha az hem de hazırlayanın ideolojik yaklaşım ve tercihlerinin çok belirgin olduğu çalışmalar. Mahir Ünlü'nün "Kavram ve Boyutları", Emin Özdemir'in "Düşünce Toprağında", bu bağlamda sayılabilir. Yanı sıra bu kitapların hazırlanmış olması da yeni yetişen yerli ve yabancı aydın ve sanatçının da birikimlerinden haberdar olmamızı imkansız kılıyordu.

Nehir Yayınları'ndan geçtiğimiz günlerde çıkan Sanat ve Edebiyatta Temel Kavramlar isimli kitap bu eksikliklerin tümünü telafi etmeyi de amaçlıyor. Büyük boy ve 534 sayfalık çalışma, okumaktan dile, şiirden öyküye, üsluptan eleştiriye, dostluktan ölüme, çevreden kültüre, yirmi üç başlık / kavramla ilgili 143 deneme, makale, fıkra vb. özgün yazının derlenmesinden oluşuyor. Ve bunca yazıya imza atan Mehmet Kaplan'dan Nurullah Ataç'a, Salah Birsel'den Cemil Meriç'e, Berna Moran'dan Rasim Özdenören'e, Kemal Tahir'den Sezai Karakoç'a, Nermi Uygur'dan Nurettin Topçu'ya, Aziz Nesin'den Turgut Cansever'e, J.P. Satre'den Ivan Illich'e, Murat Belge'den Beşir Ayvazoğlu'na, Bacon'dan, Montaigne'e kadar yerli ve yabancı onlarca yazar.

Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da şu: Batı'da "editing" denilen seçme ve bir bütünlük içinde bir araya toplama, ülkemizde, ülkemiz bilim, düşünce ve sanat çevrelerinde henüz gereken önem ve ciddiyeti kazanmış bir çalışma şekli değil. Batı bilim ve sanat çevreleriyle bunca iletişime rağmen bu eksikliğin halen sürüp gidiyor olmasını da anlamak hayli zor. Oysa genelde bütün Batı, özelde de Anglo-Sakson bilim çevreleri ile yayın dünyası editörlüğü, yani çeşitli kaynaklardan seçip bir bütünlük içinde bir araya toplamayı, ciddi akademik ve entelektüel çalışmaların bir parçası sayar. Hatta rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Batı'da editörlük sonucu hazırlanmış bir kitaba imza atmak, baştan sona telif edilmiş bir eser kadar saygı ve itibar kazandırıcıdır.

İşte "Temel Kavramlar"ın önemi ve başarısı burada yatıyor. Bir telif kadar mesai gerektiren bu çalışmada yazar mutlaka seçilen başlıklarla ilgili uzun okumalardan sonra nitelik ve nicelik açısından seçici olmuştur. Bu özellik zaten kendini bütün bir kitap boyunca hissettiriyor. Zira -yazarın da belirttiği gibi- yazıların seçiminde farklı amaçlar güdülmüş. Kimi kavramlarda birbirini tamamlar nitelikte, kavramın değişik boyutları ele alan yazılar bir araya getirilmiş. Kimilerinde ise aynı konuyu birbirine hem ideolojik hem de estetik açıdan karşıt denecek kadar uzak bakış açılarıyla ele alan yazılar yan yana getirilmiş. Bazı başlıklarda da farklı zamanlarda yaşamış farklı düşünsel ve sanat ekollerine mensup yazarların dilinden aktarılmış yazılar var. Bütün bunlar kitabın özgün nitelikleri olarak kendini belli ediyor.

Bütün bunların yanı sıra böylesine bir editörlük çalışmasıyla ortaya konan kitabın "şunlar olmasaydı, şöyle olsaydı" diyebileceğimiz özellikle yok mu? Tabii ki; var. Bunların bir kısmı yazar bir kısmı da yayıneviyle ilgili sanırım. Herşeyden önce yazıları alınan yazar, sanatçı ve bilim adamı yelpazesi daha da geniş tutulabilirdi. Böylelikle okuyucu daha farklı ve geniş bir listeyle karşılaşabilme imkanına sahip olurdu. Yanı sıra alıntıların yapıldığı kitap, dergi, gazete gibi kaynakların isimlendirilmesi, tarihlendirilmesinde daha titiz davranılması gerekirdi. Zira bu ele alınan konularda çalışacak araştırmacılar için oldukça önemli ve anlamlı. Az daha olsa yazarların doğum ve ölüm tarihleri de aynı titizliği gerektiriyor. Ya da şöyle söylenebilir: Keşke derleme yapılan sanatçıların -kısa bile olsa- birer biyografileri de bulunabilseydi. Herhalde bütün bunlar ve göze çarpan tashihe ilişkin kimi hatalar düzeltilmek için 2. baskıyı bekleyecek. Yakup Çelik'in bu çalışması 2., 3. baskılarını yapmalı. Yapmalı, çünkü; ülkemizde bu tür nitelikli çalışmalara o kadar çok ihtiyacımız var ki.

(Sanat ve Edebiyatta Temel Kavramlar, Yakup Çelik, Nehir Yayınları, Tel: 0 212 512 07 49)
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV