Yıl:2 Dönem:2 Sayı:5/17

       

     
  YENİ ÇIKAN KİTAPLAR


ANADOLU ALEVİLİĞİ'NİN TARİHSEL ARKA PLANI

Mustafa Ekinci
Beyan Yayınları



Aleviliğin aslı esası nedir, hangi kaynaklardan beslenmiştir, asıl gücünü nereden almıştır, ne tür inançları vardır? Osmanlının ilk dönemlerinde Güney Azerbaycan'ın Erdebil şehrinde kurulmuş bulunan Erdebil Tekkesi Aleviliğe ve Türkmen oymaklarına acaba ne derece tesir etmiştir? Alevilik üzerinde etkili olan merkezler, tarikatlar ve tekkeler şu ana kadar hakkıyla araştırılmış değildir. Aslında konu detaylı bir şekilde ele alındığında Aleviliğe tesir eden en önemli merkezlerden birinin Güney Azerbaycan'da bulunan Erdebil Tekkesi olduğu görülecektir.



İSTİKLAL MAHKEMELERİNDE
-SEBİLÜRREŞAD'IN ROMANI-


Eşref Edip - Fahrettin Gün
Beyan Yayınları



Hatırat kitapları "günahlarıyla" "sevaplarıyla", "zaaflarıyla", "kuvvetleriyle" bir tür "nefis müdafaasıdırlar." Özellikle de hatırat yazarının hadiselerin yakın tanığı oluşu, hatıratların en cezbedici yönü oluşturur. Hele de bu hatırat, Eşref Edip Fergan gibi İslamcı bir entellektüelin "İstiklâl Mahkemelerinde, tek kişilik hücrelerde, ölü kemikleri ve kafatasları arasında yaşanıp da" kaleme alınmışsa, daha bir anlam ve önem kazanır. Nitekim bu doğrultuda Eşref Edib'in çile, acı, korku, ıstırap ve sevinç sürecini içeren tutukluluk günlerini ve yargılanma sürecindeki olayları hikaye ederken yıllar sonra yaptığı şu tahlil, hem muharririn İstiklal mahkemelerine dair hatıratını niçin yazdığına açıklık getirmekte, hem de hayat ve hadiseler karşısında tavrımızın nasıl olması gerektiğine dair bize istikamet vermektedir.



ROUSSEAU SÖZLÜĞÜ

N. J. H. Dent
Sarmal Yayınları



Sözlükte Rousseau'nun düşüncesinde önemli yer uttan kavramların bir açıklaması da yer almaktadır, bunlar arasında, zor ya da tartışmalı olanlar hakkında, sahip oldukları önemin bir göstergesi olarak bir değerlendirilme eklenmiş, o kavramın Rousseau'nun eserlerinde nerede yer aldığı belirtilmiştir.



YENİ DÜNYA DÜZENİNDE YALANLAR VE GERÇEKLER

Noam Chomsky
Sarmal Yayınları



Yaklaşık 30 yıldır Chomsky'nin görüleri, iktidarın gerçek yapısını dünya kamu oyununun gözleri önüne sermektedir. Chomsky'nin karar verme ve politika yapma süreçlerinden halkların nasıl dışlandığına ilişkin çözümleri günümüz yani yeni dünya düzeni'nin temelinde yatan sorunlara derinlemesine bakma olanağı salamaktadır.



YENİ EKONOMİ
STRATEJİ
REKABET
TEKNOLOJİ YÖNETİMİ


H. Bahadır Akın
Çizgi Kitabevi



Modern iş dünyasındaki moda kavramlara son eklenenlerden biri olarak "Yeni Ekonomi" ABD'de belli aralıklarla piyasaya sürülen gelip geçici nitelikteki bir çok yönetim kavramı gibi iş hayatı ve akademik çevrenin vazgeçilmezleri arasına girmiş durumda. Bu nokta kitap sadece internet, bilişim teknolojileri ve beraberinde ortaya çıkan değişimi incelemekle kalmıyor, iş dünyasındaki gelişmeler yanında "Yeni Ekonomi" olarak adlandırılan olgunun ortaya çıkışında etkili olan dinamikler kapsamında küreselleşme bilişim teknolojileri yenilik ve teknoloji yönetimi kavramlarını da detaylı olarak ele alıyor. "Yeni Ekonomi" iş hayatından yöneticiler, akademik çevreden araştırmacılar, yasa yapıcı ve politikacıların yanı sıra konuya ilgi duyan sade okuyucuların da ilgisi çekebilecek şekilde kaleme alınmıştır. Bu ölçüde kapsamlı bir çalışmanın bir yandan ayrıntıya boğulmadan akademik dilin ağırlık ve popüler dilin sığlık tuzaklarından mümkün olduğunca uzak durarak ortaya çıkarılması, böylesine güncel bir konuda hissedilen kaynak eksikliğinin bir nebze olsun giderilmesine katkıda bulunacağına inanıyoruz.



İSLAM VE KAPİTALİZM

Maxime Rodinson
Akyüz Yayıncılık



Bu yapıt geleceklerini daha iyi belirlemek isteyen Müslüman ülkelerin aydınları ile geri kalmış/bırakılmış dünyanın bu özgül alanını daha fazla tanımak isteyen Avrupalı okurlar için eşsiz, vazgeçilmez nitelikte bir başvuru kaynağıdır. M. Rodinson İslam dininin büyük ekonomik sistemlerle ilişkilerini; Marksist toplumsal teoriyi, uzmanlaşmışlığın derin bilgisiyle birleştirerek tanımlıyor/açıklıyor. İslam'ın ekonomiye ilişkin buyruklarını ve bunların ortaçağ toplumsal yaşamı üzerindeki etkilerini betimleyip İslam ideolojisi ile ekonomik sistem arasındaki etkileşimi, Yahudilik ve Hıristiyanlıkla karşılaştırarak inceliyor. Ayrıca kapitalizmin İslam ülkelerinde içsel bir süreçle mi yoksa Batı'nın baskısı ve taklidi ile mi geliştiğini, İslam'ın kapitalistleşme sürecini engelleyip engellemediğini, Müslüman tarzı bir kapitalizmin olup olmadığını inceliyor.



AVRUPA YALANI

Tamer Çerçi
Tez Yayınları



"Biz, toplumumuza nasıl bir gelecek istediğini ve Avrupa'da kendisine bir yer görüp görmediğini sormadık. O nedenle ben kitabımın çıkış noktasını insanlardan hareket ederek belirledim. Sonuç; Türkiye-AB ilişkilerine 1992-2001 arasında damgasını vuran insanların hikayesini anlatmak oldu. 1995 yılında bu kitabı yazmaya karar verdim. O nedenle rutin gazetecilik temposunun yanı sıra birçok iş adamı, bürokrat, diplomat ve bakanla saatler, bazen de günler süren görüşmelerim oldu.... Türkiye-AB ilişkilerini takım tutma anlayışından uzak, insanların merceğinden ve Türkiye'nin siyasi yapısı ile ekonomik dengelerini fon alarak aktarmaya çalıştım. Çünkü, siyaset ve ekonominin, iş dünyası meslek kuruluşları ile diplomasi pazarlıklarının iç içe geçtiği bir dokuz yılın ardından bugüne geldik."



DICKENS VE SİDNEY - İNGİLTERE'DE ULUSAL EDEBİYATIN KURULUŞU

Deniz Şengel
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları



Her ikisi de pek çok incelemenin konusu olmuş, 21.yüzyılın başında yapıtlarının araştırılmamış çok az yönünün kaldığını rahatlıkla varsayabileceğimiz Sir Philip Sidney ve Charles Dickenes'ın eserleri arasında nasıl bir bağlantı vardır?Charles Dickens'ın Büyük Umutlar'ı ile Sir Philip Sidney'in Astrophil ve Stella isimli sone dizisi arasında ne tür bir ilişki vardır? Deniz Şengel bu bağlantı ve ilişkilerden yola çıkarak, İngiliz edebiyatının ölümsüzleşmiş iki yazarını, onların başlıca yapıtlarını ve İngiltere'de ulusal edebiyatın kurulmasıyla ilgili şaşırtıcı ayrıntıları inceliyor.



ŞİFACI

Terry Pratchett
İthaki Yayınları



Bir sekizinci oğlun, sekizinci oğlu vardı. Son derece doğal olarak da, bir büyücüydü. İş orada kalsa iyiydi. Ama -ayrıntısına girmek pek hayrımıza olmaz- yedi oğlu oldu. Ardından da bir sekizincisi... büyücünün karesi... bir büyü kaynağı... bir Şifacı. Şifacı'da Rincewind ile Sandık'ın dönüşüne ve Diskdünya'nın karşı karşıya kaldığı en büyük -ve en komik- tehlikeye tanıklık edeceksiniz. Fantastik edebiyatı ironi ile birleştiren Pratchett, bu Diskdünya romanında da yine pırıltılı zekâlara muhteşem bir edebi şölen sunuyor.



DÜNYA BANKASI'NIN LAİK İMPARATORLUĞUNDA KUMARHANE KAPİTALİZMİ

Alpaslan Işıklı
Otopsi Yayınları



Toronto Üniversitesi'nde İlahiyat dalında sunulan "Dünya Bankası'nın Bağnaz İlahiyatı" konulu doktora tezine göre, Dünya Bankası'nın izlediği yol, İncil'in bağnaz yorumlarına çok benziyor... Dünya Bankası'nın laik imparatorluğu'nun bir "Tanrı"sı, bir "din"i, Hıristiyan misyonerlerin yetiştirildiği seminerleri anımsatan eğitimlerden geçirilmiş "rahipleri" ve "Hıristiyan rahiplerin müminler ve gayri müminler arasında bağ kurmasına benzer bir biçimde çalışan "misyoner"leri var... Dünya Bankası'nın egemenliği altında, Keynes'in yıllar öncesinden "casino capitalism" (kumarhane kapitalizmi) adını verdiği, üretmeyen, iş alanları yaratmayan, faiz, repo, borsa oyunları, döviz ticareti, vb. gibi değişik kılıklarda ortaya çıkan spekülatif sermaye, dünyayı dev bir kumarhaneye çevirmiş bulunuyor... Türkiye bu evrensel dönüşümün dışında değil; 6 bankanın 6 aylık karlarının toplamının, en büyük 100 şirketin yıllık kazançlarının toplamından daha büyük olduğu gerçeği "kumarhane kapitalizmi" denilen olgunun Türkiye'de ne boyutlara tırmandığını gösteriyor.



İŞLETMECİLER VE İKTİSATÇILAR İÇİN MATEMATİK

Doğan Uysal
Çizgi Kitabevi



Matematik, bütün bilim dallarında olduğu gibi iktisat ve işletme biliminde de sıkça kullanılan bir bilimdir. Ancak her bilim dalında olduğu gibi, iktisat ve işletme biliminde kullanılan matematik, pür matematik olmayıp, matematiğin iktisat bilimine uygulanması şeklindedir. Bu bağlamda, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin ders programları içinde yer alan matematik; iktisat ve işletmelere yönelik uygulamaları kapsamaktadır.



YÜKSEK OKULLAR İÇİN MATEMATİK

Kasım Akay - Nadir Akbaş
Çizgi Kitabevi



Mesleki ve Teknik eğitim yapan okullarda matematik dersi, meslek derslerine yardımcı olacak biçimde olması gerektiği düşünülerek, öngörülen konular ve kavramlar yeterli sayıda örnek ve alıştırmalarla takviye edip, öğrencilerimizin anlayabileceği biçimde işleyip, bu kitabı hazırladık. Pek çoğu meslek lisesi çıkışlı olan öğrencilerimizin orta öğretim döneminde görülen matematik dersine ek olarak bir yıl boyunca Temel Matematik konularında somut örneklerle öğrencilerin çabuk kavrayabileceği bir anlatım tekniği ile konuları düzenledik. (Kasım Akay - Nadir Akbaş)



BÜTÜN ŞİİRLERİM / II. KİTAP

Özdemir İnce
Adam Yayıncılık



"Nazım Hikmet'in dilinde yazıyor. Ama çok farklı. Anlatıyor ve taşıyor, gidiyor ve geri dönüyor ve bize havanın soğuduğu gibi ısındığını söylüyor, ayrıntılar yer değiştiriyor ve şiir bir evrensel şarkı olarak yükseliyor. Yayık ayranı. Yani ağızda yazma mutluluğunun tadı." (Henri Deluy / Revolution, 14.10.1983)



BÖYLE BİR DÜNYA

Bilgesu Erenus
Adam Yayıncılık



Bu kitap, emek, barış ve düşünce özgürlüğünün savunucusu Avukat Gülçin Çaylıgil'i anlatıyor. Çaylıgil 12 Mart döneminde Deniz Subayları Davası, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının İstanbul'daki davaları, Aydınlık Davası, Madanoğlu Davası, TKP Türkiye Komünist Partisi Davası, Bomba Davası, Kültür Sarayı Yangını Davası; 12 Eylül döneminde de, DİSK Davası, Barış Davası, Türkişe İşçi Köylü Partisi Davası (TİKP), Aydınlar Dilekçesi Davası, THKP-C Davası, Devrimci Sol Davası, vb. davalar üstlendi. Bilgesu Erenus, "düşünce suçluları" savunucusu Çaylıgil'in kendi doğallığı içinde yaşayan bir insan olarak yaşamını anlatırken, sürekli darbeler altında yaşayan toplumumuzda, her insanın, isterse, insana yaraşır bir yaşam oluşturabileceğini de gösteriyor.



İDEOLOJİNİN YÜCE NESNESİ

Slavoj Zizek
Metis Yayınları



Kant'ı Sade'la, Hegel'i Lacanl'la, Marx'ı Freud'la, Lacan'ı Hitchcock'la: Zizek, İdeolojinin Yüce Nesnesi ile başlayan eserlerinin bütününde, "metinlerarası" okumanın devrimci, altüst edici gücünü sergiliyor. Hegel'in diyalektiği icat eden ama idealist bir filozof olmanın ötesine gidemeyen, "modası geçmiş" bir düşünür olmadığını onu böyle Lacan ile birlikte okuduğumuzda anlıyoruz. Marx'ın eserinin politik iktisattan ibaret olmadığını, psikanalize ışık tutan, hatta onu var kılan "semptom" kavramını Marx'ın icat etmiş olduğunu da gene Lacan'dan öğreniyoruz. "Anlaşılmazlığıyla", dil oyunlarına gömülmüşlüğüyle ünlü Lacan'ı "popüler' Hollywood filmleriyle birarada okuduğumuzda, esrar perdesi kalkıyor birden. "Ahlakçı" Kant, sapkınlığın düşünürü Sade ile birlikte yeni bir anlam kazanıyor. Freud Marx'a ışık tutuyor, Amerikan karton filmleri de Sade'a. Ve hepsi birden içinde yaşadığımız çağı biraz da olsa anlamlandırmamıza yarayabilecek, neyi, nasıl, niçin değiştirebileceğimize dair ipuçları veriyorlar elimize.



İLETİŞİM VE ETİK

A. Rıdvan Bülbül
Nobel Yayın Dağıtım



İletişimin tanımı konusunda fikir birliği sağlanamamakla birlikte, ortak özellikler gözönünde tutularak şöyle bir çevreye çizilmiştir: "Herhangi bir konu hakkında kişi ya da kitleye bilgi vermek, öğretmek, fikir empoze etmek, irkiltmek, kendi tezimizi savunmaya ikna etmek vb. için yazı, söz ya da sembollerle yapılan karşılıklı bir alış-veriş işlemidir."



YALNIZLAR

Erhan Bener
Remzi Kitabevi



Yalnızlar, içinde yaşadıkları dar çevreyle çatışan küçük kent aydınlarının bunalımlarını ve yalıtılmışlıklarını anlatıyor. Roman kahramanları, yalnızlıklarından kurtulmak için kuracakları karmaşık ilişkilerde bir kez daha kaybolurlar; çünkü, toplumun ezici çarkları acımasızdır. Erhan Bener, Yalnızlar'da psikolojik çözümleme ve kurgu ustalığını bir kez daha kanıtlıyor.



HOŞÇAKAL MAYUMİ

Erdal Güven
Remzi Kitabevi



Ertuğrul firkateyni, Sultan Abdülhamid'in hediyelerini ve dostluk mesajını Japon İmparatoru'na götürdükten sonra dönüş yolunda batan; misyonuyla değil de, batışıyla, şehit Türk askerleriyle efsaneleşmiş bir gemi... Erdal Güven, romanında Ertuğrul'un hüzünlü öyküsünün yanı sıra, gemi personelinden Teğmen Nureddin ile Geyşa Mayumi arasında Japonya'da filizlenen aşkı da anlatıyor. Romanda ayrıca, Japon kültürü, geyşalık olgusu ve dönemin İstanbulu, zengin ayrıntılarla işleniyor.



BİR BEN VARDIR BENDE BENDEN İÇERİ

Emine Işınsu
Ötüken Neşriyat



Bilenler derler ki, tasavvufu anlamak için derviş olmak lazımdır... Emine Işınsu'nun "Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri"si okuyana, tasavvufu, yaşarmışçasına hissettiren bir eser. Kültürümüzü anlamak için tasavvuf, tasavvufu anlamak için de Yunus'u anlamak gerek. Ancak, tasavvuf, dervişlik, okuyarak veya konuşarak öğrenmeliyiz. Tasavvufu yakından bilmenin tek yolu, onu yaşamaktır. Edebiyatta, bir hayatı ilk elden yaşamaya en yakın şekil, muhakkak ki roman türüdür. Bu yüzdendir ki derin sezgiye dayanan mesajları, büyük duyuşları, büyük aşkları iletmek isteyen yazar, daha çok romanı tercih etmiştir. Bu romanda Emine Işınsu'nun güçlü kalemi, binlerce yıllık sufi kültürüne dayanarak bize bir Yunus Emre anlatıyor. İnsan olarak, derviş olarak, ermiş olarak Yunus'un yolculuğunu adım adım izliyoruz. Yaşamıyoruz... Bu mümkün değil. Ama "yaşamış kadar" oluyoruz.



IMF TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Hasan Alpago
Ötüken Neşriyat



Dillerden düşmeyen "ekonomik krizler"in içyüzü... Onunla birlikte yaşamaya çoktan alıştığımız IMF ile ilgili A'dan Z'ye her türlü bilgi ve belge... Türkiye ekonomisinin 1923'ten 2002'ye varan inişli-çıkışlı serüveni... Her gün TV ve gazetelere yansıyan Türk ve dünya ekonomisinin arka planı... Ekonomi ve siyasi tartışmalara bilinçli bakmamızı sağlayacak rehber bir kitap... Halen doktora çalışmalarını sürdüren uluslararası ekonomi uzmanı Hasan Alpago, bu çalışmasıyla, herkesi çok yakından ilgilendiren "kriz"i karmaşık ekonomik çözümlemeleri bir yana bırakarak sade bir dille gözler önüne seriyor.



SİYASAL KATILMA VE YEREL DEMOKRASİ

M. Akif Çukurçayır
Çizgi Kitabevi



"Demokrasi ülke çapında ne ise, yerel düzeyde de hemen hemen odur. Hastalıkları yukarıdan aşağıya doğru inildikçe azalmaz. Hatta, artabilir de, her ikisinin de kalitesini hamurun niteliği yani halkın duyarlılığı ve bilinci belirler. Bu nedenle, çağımızın yurttaşlık ve kentdaşlık (hemşehrilik) gibi kavramlara yüklemiş olduğu yeni işlevler, demokrasinin sağlıklı bir yörüngeye oturtulmasına katkı yapabilecek bir önem kazanmıştır. Bu bağlamda, yerel yönetimlerde katılımcı uygulamaların geliştirilmesinde yeni ufukların açılmasından, henüz emekleme evresinde bulunan yerel demokrasimizin büyük yararlar sağlayacağına kuşku yoktur..."



SANA DÜNYAYI ANLATIYORUM

Mecbure İnal
Bilge Yayıncılık



İsmin, cismin henüz belli değil. Kız mısın, oğlan mısın, onu da bilmiyoruz. Sarışın mı olacaksın, esmer mi? Güzel mi olacaksın, çirkin mi? Bu soruların cevabını şimdilik sadece Allah biliyor. Biz sana hayatımızda bir yer açtık. Çünkü sen, rabbimizin bize güzel hediyesi, emanetisin...

Allah kısmet eder de doğarsan, bir süre sonra teşrif edeceğin dünyayı sana anlatmak istiyorum yavrum. Bu düşünce, benim sana bir şeyler anlatma, seninle daha doğmadan iletişim kurma arzumdan kaynaklandı. Eminim ki sen şu an, dünyada geçireceğin günlerden çok daha kaygısız, huzurlu ve mutlusundur.



ZENCİ GÜLDESTESİ

Mine Alpay Gün
Beyan Yayınları



Nasıl zor sizden ayrılmak, çok yakınımdaki kardeşim? Bir gün özlemleriniz gerçekleşirse, özgürlüğünüze kavuşursunuz, putları kırıp dağlarınıza ulaşırsanız dilerim gerçek çözüme de kavuşur, aramıza sınırlar bırakmazsınız. Tüm yeryüzünü insana açılması gerekirken, yakın yerlerimizi uzak etmeyiniz bize. Kaldırınız sınırları, bölgeleri, ayrılmaları. Şimşekler de kalmadı. Yağmurlar havalardan sonra çıkan gökkuşağı da...



ELÇİ

John Pollock
İnkılap Kitabevi



Çağdaşlarının Pavlus hakkındaki görüşlerini öğrenmeye başladım. Hakkındaki düşünceleri o kadar çoktu ki. Nietzsche ondan şöyle söz etmişti: "Var olan en hırslı adamlardan biri, boş inancı yalnızca kurnazlığıyla eşdeğerde olan. Çok işkence görmüş, çok acınılacak bir adam. Hem kendisi hem de diğer insanlar için olağanüstü rahatsız edici biri." Viktorya döneminin dekanlarından biri olan Farrar, onu "mağrurca üstünlük taslayan, hor görülen, ölümlü zayıflıklara ve olağanüstü tutkulara sahip mermer gibi donuk ve duygusuz bir kutsal" olarak tanımlamıştı. Basil Matthews onu "erkek çocukların kahramanı, kaslı bir Hıristiyan" halinde düşünmüştü. Sholem Asch'ın, "Elçi" isimli dikkate değer romanındaki Pavlus'u bile gerçeğine benzemekten uzaktı.



TEŞKİLAT-I MAHSUSA'DAN GÜNÜMÜZE GİZLİ SERVİSLER

Emin Demirel
IQ Kültür Sanat Yayıncılık



İnsanlık, varoluşundan itibaren bu tip ordulara ve bu ordularda savaşabilecek özelliklere sahip savaşçılara ihtiyaç duymuştur. Onlar, kimi zaman gönüllü bilinmeyenler, kimi zaman isimsiz kahramanlar, kimi zaman da kendilerine en yakın olan eşlerinin bile farkında olmadıkları birer ölüm makinasıdırlar. Fakat hemen hemen her pozisyonda geri planda kalıp kendilerini saklamayı bilmişlerdir. Çoğu zaman bırakın ödüllendirmeyi, tam tersine cezalandırılmış, sürgüne gönderilmiş, hatta belki de kurşuna dizilmişlerdir. Casusluk, karşı casusluk, ajanlık, espiyonaj faaliyetleri, psikolojik savaş, nizami olmayan savaş ve özel harp yaşadığımız gezegende binlerce yıldır hayatını sürdürmektedir. Her geçen gün yeni yeni yöntemler de eklenerek bu konunun boyutları genişlemekte, aklın ve mantığın ötesine taşmaktadır.



HALKLA İLİŞKİLER - ANA ÇİZGİLERİYLE

Mete Çamdereli
Çizgi Kitabevi



Medyayla ilişkiler halkla ilişkiler süreci halkla ilişkiler kavramı halkla ilişkilerin örgütlenmesi halkla ilişkiler, reklam ve diğerleri halkla ilişkilerin güncel hizmet alanları halkla ilişkilerin deontolojik yasaları halkla ilişkiler yöntem ve araçları kriz dönemlerinde halkla ilişkiler halkla ilişkilerin gelişim öyküsü halkla ilişkilerde hedef kitleler sponsorluk ve lobicilik medyayla ilişkiler halkla ilişkiler süreci halkla ilişkiler kavramı halkla ilişkilerin örgütlenmesi halkla ilişkiler, reklam ve diğerleri halkla ilişkilerin güncel hizmet alanları halkla ilişkilerin deontolojik yasaları halkla ilişkiler yöntem ve araçları kriz dönemlerinde halkla ilişkiler halkla ilişkilerin gelişim öyküsü halkla ilişkilerde hedef kitleler sponsorluk ve lobicilik medyayla ilişkiler halkla ilişkiler süreci halkla ilişkiler kavramı halkla ilişkilerin örgütlenmesi halkla ilişkiler, reklam ve değerleri halkla ilişkilerin güncel hizmet alanları halkla ilişkilerin deontolojik yasaları halkla ilişkiler yöntem ve araçları kriz dönemlerinde halkla ilişkiler halkla ilişkilerin gelişim öyküsü halkla ilişkilerde hedef kitleler sponsorluk ve lobicilik medyayla ilişkiler halkla ilişkiler süreci halk.



BATI'NIN YENİ STANDARTLARI

Noam Chomsky
Everest Yayınları



24 Mart 1999'da, NATO'nun Sırbistan'ı bombalamasıyla "yeni bir çağ" başlıyordu. Nitekim Tony Blair bu saldırıyla birlikte, "Hattı yeni bir kuşak çiziyor," diye ilan etmişti. "Yeni bir kuşak" tarafından başlatılan bu "yeni çağ", varlığı kendinden menkul "uluslar arası topluluk", kaynağı ulusal sınırları aşan "terörizm", standartları duruma göre ayarlanan "insan hakları" gibi gerekçelerle büyük güçlerin, öncelikle ABD'nin çıkarlarını, bütün dünyanın selameti gibi göstermekten başka bir yere çıkmıyordu oysa. Yeni aydınlanma çağının ve bu çağın yüksek ilkelerinin "doğru" tercümesi buydu. ABD, her zaman kendi algıladığı çıkarları doğrultusunda hareket edecekti; ABD'nin çıkarlarına ters düşen durumlarda ise, başka ülkeler yükü sırtlamak ve faturayı ödemek durumundaydılar... Bu doğrultuda, insan haklarını savunmak adına bazı ülkelerin egemenliği de ihlal edilebilirdi. Ama bunu sadece "aydınlanmış devletler" yapabilirlerdi; başka ülkelerin böyle bir şeyi akıllarından geçirmeleri bile mümkün değildi. Bütün dünyanın tanıdığı muhalif aydın Noam Chomsky, Batı'nın Yeni Standartları (Kosova, Doğu Timor ve Dünyaya Hükmeden "Yeni Kuşak") başlıklı bu kitabında, Kosova ve Doğu Timor örneklerini ayrıntılı verilerle irdeleyerek, yeni kuşağın önderliğinde belirlenen Batı'nın yeni standartlarını bütün çıplaklığı ve ürkütücü sonuçlarıyla birlikte gözler önüne sermektedir.



KÜRESELLEŞME - KOORDİNATLARI OKUMAK

Kadir Koçdemir
Ötüken Neşriyat



Kitap, yaşanan değişim ve dönüşümlere, bizim koordinatlarımızdan bakıyor. Gelişmeleri, kırkayaklar ile kırkağızların, görünürde birbirleriyle çatışan gerçekte aynı amaca hizmet eden gündem ve kavramlarına mahkum olmadan ele alıyor. Küreselleşme projesini tarihi perspektif içinde ele alan yazara göre yaşadığımız dönem 1914 öncesi ile önemli benzerlikler göstermektedir. İkinci sanayi devrimi yaşanmaktadır ve güç paylaşımını bu belirleyecektir. Birlikte yaşamak için her zamankinden çok daha güçlü sebepleri olan bu toplum, aidiyet ve milli kimliğin idraki, meşruiyetin temini ve ikinci sanayi devrimine hazırlanmak için güçlü bir devlete muhtaçtır. Koordinatları okumak, yeni perspektiflere açılmak, çaresizlik ve can sıkıntısından kurtulmak isteyenler bu kitapta bir şeyler bulacaklardır.

Hepimize sirayet eden çaresizlik ve can sıkıntısının sebebi, soruları belirleyenlerin kavramlarıyla düşünmekten kurtulamamaktır. Bu kavramların en etkilisi küreselleşmedir. Muhalif hareket kadar dahi küresel bir süreç olmayan küreselleşme, bir kader değildir. Olan bitenin engellenmesi ve etkilenmesi mümkün olmayan bir ‘kader’e bağlanması bazılarını sorumluluktan kurtarsa da, küreselleşme perspektifleri kolonileştiren, belli menfaatlere meşruiyet kazandıran, irade oluşturma, karar alma ve icra süreçlerinden millî devletleri ve insanları dışlayan, insanların kendilerini ilgilendiren konularda söz hakkını gasp eden bilinçli bir projedir. Kitap, yaşanan değişim ve dönüşümlere, bizim koordinatlarımızdan bakıyor. Gelişmeleri, kırkayaklar ve kırkağızların, görünürde birbiriyle çatışan, gerçekte aynı amaca hizmet eden gündem ve kavramlarına mahkûm olmadan ele alıyor. Küreselleşme projesini tarihi perspektifi içinde ele alan yazara göre yaşadığımız dönem 1914 öncesi ile önemli benzerlikler göstermektedir. İkinci sanayi devrimi yaşanmaktadır ve güç paylaşımını bu belirleyecektir. Birlikte yaşamak için her zamankinden çok daha güçlü sebepleri olan bu toplum, aidiyet ve milli kimliğin idraki, meşruiyetin temini ve ikinci sanayi devrimine hazırlanmak için güçlü bir devlete muhtaçtır. Koordinatları okumak, yeni perspektiflere açılmak, çaresizlik ve can sıkıntısından kurtulmak isteyenler bu kitapta bir şeyler bulacaklardır. (Arka Kapak)



ŞİİR DEFTERİ

Dr. Hasan Ali Kasır
Denge Yayınları



BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE

Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil

Erenler gelip geçtiler dünyayı koyup göçtüler
Havaya ağıp uçtular bunlar hümadır kaz değil



KUDÜS'ÜN KUTSALLIĞI

Dr. Halit Erol
Kişisel Yayınlar



Bu kitapta Kudüs'ün neden Sami Dinleri olarak kabul edilen, her üç din (Musevilik, Hristiyanlık, Müslümanlık) için kutsal kabul edildiğini, bunun sebeplerini ve bugünkü konumunu tartışacağız. Tabii ki yer yer dini bilgiler verip, kutsal kitaplarıda kaynak olarak göstereceğim, ama bu kitap, din üzerine bir kitap değil sadece Kudus'ün kutsallığı üzerine yazılan bir araştırma ve denemedir.



HİTİT MİTOLOJİSİ

Güngör Karauğuz
Çizgi Kitabevi



[Merhemli rahip Kella] (şöyle) söyledi: (Başta) yılan Illu [ianka Fırtına Tanrısı'nı] yendi ve [onun kalbini ve gözlerini] çıkardı ve Fırtına Tanrısı [ondan korktu(?)] Böylece O, fakir bir adamın kız çocuğunu karısı olarak aldı ve bir oğlu oldu. (Çocuk) büyüdüğünde, O yılan Illuianka'nın kız çocuğunu karısı aldı. Fırtına Tanrısı ona sürekli olarak şöyle emreder: "Karının evine (yaşamaya) gittiğinde (başlık parası olarak) kalbi(mi) ve gözleri(mi) onlardan iste." O gittiğinde, O onlardan kalbi istedi. Ve onlar ona (onu) verdi. Sonradan O, gözleri onlardan istedi.

Ve onlar onları da (ona) verdi. O babası Fırtına Tanrısı'na onları götürdü. Ve Fırtına Tanrısı kalbi(ni) ve gözleri(ni) geri aldı. Vücudu tekrar eski şekline (kavuşunca), O dövüşmek için tekrar denize gitti. Onlar daha kavgaya tutuşur tutuşmaz, O, yılan Illuianka'yı yenmeye başladı ve Fırtına Tanrısı'nın oğlu yılan Illuianka'nın tarafındadır. (O) gökyüzündeki babasına bağırdı: "Beni de dahil et. Bana acıma!" (Böylece) Fırtına Tanrısı yılan Illuianka'yı ve oğlunu öldürdü.



TÜRK ROMANINDA İŞGAL İSTANBULU

Yrd. Doç. Dr Mehmet Törenek
Kitabevi Yayınları



Mütareke dönemi Türk tarihinin en karanlık safhalarından biridir. Dört yıla yakın bir süreci varlık-yokluk mücadelesi içinde geçirmenin sıkıntısı ve bunalımları yanında, kabul edilmesi çok güç bir yenilginin faturasını Türk insanına ödettirme gayreti, vatansever her Türk'e işkencelerin en büyüğünü tattırmıştır. İnsanımızın o günlerde çektiği sıkıntıları, gösterdiği kahramanlıkları, işbirlikçilerin yaptığı ihanetleri, en ayrıntılı bir şekilde ele alan metinler romanlardır. Bu çalışma romanların dünyasından Mütareke dönemine ışık tutmayı hedeflemekte, bugünün okuyucusuna yaşananlar hakkında yeni değerlendirmeler yapma imkanı sunmaktadır.



PAPAZLAR, FAHİŞELER VE PİÇLER

Yosif Kalinikov
Tümzamanlar Yayıncılık



"Papazlar, Fahişeler ve Piçler" günahın kışkırtıcı gizemini ve şehveti kamçılayan gücünü anlatmaktadır. Bu kitap, arka sokakların, mahremiyetin, tabuların ve uhrevi dünyanın romanıdır. Her tarihsel altüst oluş dönemi, bir yanıyla da toplumsal, ruhsal ve dinsel değerlerin çözülüşünü ifade eder. Bu çözülüş kendini en yalın biçimde kaldırımlarda, sokakta, kapalı kapılar ardında gösterir. Kaldırımlarda fahişe ve pezevenklerle tanışırız, piçler ortada gezmektedir. Kapalı kapılar ardında ise yasak duyguların anaforu yaşanmaktadır. Artık şehvet sokaklara inmiştir. Dinsel retorik ve ritüel cinselliğin yıkıcı hazlarıyla birleşmiştir. Her şey çarpıcı, sarsıcı ve yok edicidir. Yosif Kalinikov bu romanıyla bizlere, devrim öncesi ve sonrası Rusya'ya ilişkin esrarengiz bir tablo sunmaktadır. Romanda papazların yatak odaları ve mistik haz dünyaları bizi sarar, rahibelerin dizginsiz şehveti "ruhumuzu" fetheder, piçler ve pezevenkler yakın tanıdıklarımız haline gelir. Karşımıza çıkar. Bu kitap statükoları bozucu etkisinden dolayı, Rusya'da yasaklanmıştır.



HİTİT DEVLETİNİN SİYASİ ANTLAŞMA METİNLERİ

Güngör Karauğuz
Çizgi Kitabevi



Boğazköy-Hattusa'da 1906 yılında H. Winckler tarafından başlatılan kazılandan bu yana, Hitit tarihini ve kültür dünyasını aydınlatan, dini, tarihi ve mitolojik metinler gibi çeşitli konuları içeren çivi yazıları tabletler hâlâ gün ışığına çıkartılmaktadır. Bu amaçla Hitit devletinin diğer vasallar ve krallıklar ile yaptıkları antlaşma metinlerini, okuyucu için kolaylıkla sağlayacağına inandığımız şekliyle, çeşitli guruplara ayırarak, tercüme ettik. (Kitaptan)



BATI BATIDIR

Latife Mardin
Oğlak Yayınları



İngiltere'de başlayıp Kırım Savaşı nedeniyle Doğu'nun bütün güzelliklerini -İstanbul'unkiler dahil- arka planda sergileyen büyük ve maceralı aşk zinciri, bu kez Batı ülkelerinde devam ediyor... Fırtınalı bir aşkın peşinde roman okurları da Londra, Venedik, Asolo, Paris, San Remo, Viyana, Rodos, eze, Villa Franca, Marsilya ve Akdeniz'den geçerek yine İstanbul'a, İzmir'e ve Kahire'ye ulaşıyorlar... Latife Mardin, Doğu Doğudur'dan sonra, Batı Batıdır'da da bireylerle farklı toplum kuralları arasında doğan çatışmanın dramını, yumuşak üslubuyla ve hızlı bir film şeridi gibi geçen olaylarla gene aşk ilişkisinin içinde sergiliyor. "Doğu Batı Dörtlemesi"nin ikinci kitabı ama başlı başına da sürükleyici bir roman.



GÖSTERİŞÇİ DİNDARLIK

Ejder Okumuş
Pınar Yayınları



Modern insan, yapay ve gösterişçi bir toplumsal ilişkiler ağının ortasında yaşamaktadır. İnsanların, stres içinde yaşadıkları, bunalımla içiçe oldukları, pek çok problemle boğuştukları ve bütün bu olumsuzluklar içerisinde ortaya koydukları davranışlarında, birbirleriyle ilişkilerinde gösterisel ve gösterişsel bir tezahür barındırdıkları görülmektedir. Modern toplumlarda gözlemlenen gösteri, gösteriş ve buna bağlı olarak gelişen yapaylık, moderniteyle birlikte toplumsal hayatta etkin bir şekilde varlık sahnesinde yerini alan sekülerlik ve sekülerleşme ile bir paralellik arzeder. Gösteriş ve gösterişçilik, modern sosyal hayatta sadece, ekonomik, siyasal vb. alanlarda değil, din ve dindarlık alanında da kendini göstermektedir. Nitekim bu çalışmada dini alanda varlık gösteren gösterişçilik, başka bir ifadeyle gösterişçi dindarlık ele alınmaya, gösterişçi dindarlığın sosyolojisi yapılmaya çalışılmıştır.



AHLAK

Hilmi Ziya Ülken
Ülken Yayınları



Yapıt genel olarak şu sorunları gözden geçiriyor: Ahlaksal eylem, içinde karşıtları barındıran bir bütünlük taşır. Bu bütünlüğü önce niyetlerle istekler, sonra isteklerle eylemler oluşturur. Ahlaksal eylemin son amacı toplumdur, ama bu amacın etkinlik alanı olan vicdan her şeyden önce bireyde eyleme geçer. Bu eylemin amacı olan toplum dar bir topluluktan bütün insanlığa kadar değişebilir. Birçok bireysel eylem bir araya gelip siyasal bir eyleme dönüştüğünde başarı amacı ortaya çıkar. Dinsel ahlak'ın istediği şehit, laik ahlak'ın istediği kahraman ve kurban, başarıyı hiçbir zaman eylemlerinin ölçüsü olarak almazlar. Ahlaksal etkinlikte ölçü olarak yalnızca bir fikrin, bir ordunun zaferi aranacak olursa, ahlaklılık ülküsü yitirilmiş olur.



İMAJ VE TAKVA

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu
Timaş Yayınları



"Kamusal Alanda Başörtülüler" adlı röportaj kitabıyla geniş kitlelerin ilgisini çeken sosyolog Dr. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu "İmaj ve Takva" isimli son kitabında Müslümanların kamusal alandaki değişen tutum ve davranışlarını tahlil ediyor.

Barbarosoğlu, 1997'den ve 2001'e kadar yaşanan zaman diliminde, İslamcıların alternatif kamu arayışı esnasında, kamusal alanı takvaya uygun olarak dönüştürme girişimlerinden vazgeçişlerini; hakim kamuya eklemlenme ve imaja sığınma sürecini yakın plan fotoğraflar eşliğinde tahlil ediyor. Tahliller; ateşi içinden umut çıkarmaya uğraşan bir kalbin mesuliyet taşıyan bakışı olarak dikkat çekici ve tarihi bir öneme sahip. Bu önem Barbarosoğlu'nun bir kadın olarak "kadın bakış açısı" içinde hapis olmama dirayetinden de kaynaklanıyor aynı zamanda. "Sözü yormadan" meselesine tümüyle vakıf bir kalemin, berrak ifadesi olarak İmaj ve Takva hem imaj hem takva dileyenler kadar, daima takva diyenlerin de vazgeçemeyecekleri bir kitap.



BÜLENT ORTAÇGİL - "AYRI DÜŞMÜŞÜZ YANYANA"

Orhan Kahyaoğlu
Çivi Yazıları



Ortaçgil, Türk pop müziğinin yarım yüzyıla yaklaşan tarihi içinde özel bir yere sahiptir. 1974 yılında yayımlanan ilk albümü "Benimle Oynar mısın", pop geleneğinin temel albümlerinden biri oldu. Hatta en önemlisi de denilebilir. O güne kadarki Türk pop serüveninin iki temel çizgisi olan Aranjman ve Anadolu Pop türlerine eklemlenemeyen belki de ilk albüm. Türkiye'de pop ve popüler müziğe dair örneğine az rastlanan çalışmalardan biri olan elinizdeki kitap bir biyografi kitabı değil, yarım yüzyıllık bir serüvenin tarihi olarak tanımlanabilir.



DOSTLUKLARIN SON GÜNÜ

Selim İleri
Doğan Kitapçılık



'Kaç hayatı bir arada yaşıyoruz, her an bir başkası gibiyim.' cümleleri bütün hikayelerde bir leitmotif olarak belirginleşiyor. Kollara bölünmüş bir aile dağınıklığından gelen Kemal, bu hikayelerde çocukluğunun anılarını ve şimdiki gençlik yaşantılarını anlatıyor." (Behçet Necatigil)



KÜRESELLEŞMENİN ÖTEKİ YÜZÜ YOKSULLUK

Fikret Şenses
İletişim Yayınları



İnsanlık, muazzam bir zenginlikle korkunç bir yoksulluğun olağanüstü kutuplaştığı bir zamanı yaşıyor. Çarpıcı açlık ve düşkünlük manzaralarına, sadece yoksulluğun gitgide derinleştiği ve kitleselleştiği "azgelişmiş" ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de rastlanıyor. Buna karşılık yoksulluk konusu, neoliberal küreselleşme söyleminin baskısı altında, hayli uzun bir süre kayıtsızlıkla karşılandı. Ancak son yıllarda uluslar arası mali kuruluşların, hatta sermayenin ilgi alanına girmiş bulunuyor. Yoksulluğun tanımlanmasıyla, ölçeklerinin ve somut biçimlerinin/yapılarının belirlenmesiyle, nedenlerinin saptanmasıyla ve onunla mücadele yollarının tarif edilmesiyle ilgili tartışmalar, akademik ve politik açıdan önemli bir mücadele düzlemini oluşturuyor.Fikret Şenses'in titiz incelemesi, yoksulluğun tanımlarına, kavramlarına, ölçeklerine açıklık getiriyor. Bunu, geçerli tarifleri ve ölçekleri sorgulayarak yapıyor. Dolayısıyla, yoksulluğa yaklaşım biçimlerinin eleştirisine de yöneliyor. Yoksulluk, tarihsel dinamiği içinde, mekansal bir örneğe odaklanmaksızın global bir olgu olarak ve "statik" iktisat anlayışının ötesine geçerek ele alınıyor kitapta. Vargısı, karanlık ama gerçekçi: Yoksullaşma, yakın dönemde önüne geçilmesi olası görünmeyen kalıcı bir eğilimdir ve ağır bir dünya ve insanlık sorununa işaret etmektedir.



ANILAR VE GÜNLÜKLER - MARTIN HEIDEGGER

Frederic De Towarnicki
Yapı Kredi Yayınları



Towarnicki'nin Heidegger'i ziyaretleri filozofun yaşamındaki dönüm noktalarını aydınlatmakla kalmıyor, Alman düşün dünyasının ve görüngübilimin başyapıtlarından Varlık ve Zaman'daki kavramsal gereçlere ve yapı taşlarına da ışık tutarak Heidegger felsefesi için yeni açılımlar sunuyor. Düşünür Heidegger'in, tekniğin gelişimiyle biçimlenen dünya eleştirisi ve modern dünyada insana ve düşünceye düşen görevler konusundaki düşünceleri, Profesör Heidegger'in konferansları ve derslerinden alıntılarla açıklanıyor. "Varlık sorusu", "özgürlük", "göçebelik", "tanrılık" gibi temel kavramlar için filozofun önemli yapıtlarına başvuruluyor. Kant, Hegel ve Husserl'le ilişkileri, Hannah Arendt, Karl Jaspers ve Jean-Paul Sartre gibi çağdaşlarıyla söyleşimleri tanıklıklar ve belgeler aracılığıyla aydınlatılıyor. Sonuçta tartışılan filozofun yaşamının belli başlı evrelerinin, siyasi görüşleriyle felsefesinin geniş kapsamlı ve yüzeysellikten uzak bir görünümü çıkıyor ortaya.



AKLI BİR KARIŞ HAVADA

Susanna Tamaro
Can Yayınları



On iki yaşındaki Ruben, öğretmeni Oskar'ı yanlışlıkla öldürdüğünü sanarak büyük anneannesiyle oturduğu evden habersizce kaçar. Bulduğu ilk trene atlayan Ruben'in amacı Amerika'da yaşayan amcasının yanına sığınmaktır. Ancak, yolculuğu aksiliklerle dolu bir dizi serüvene dönüşür. Önceki kitaplarında genellikle sıradan olanın, gündelik can sıkıntısının ve insana özgü acıların altını çizen Susanna Tamaro, bu kitabında, düşle gerçek arasında, gerçeküstü öğelerle dolu bir masal anlatıyor okurlarına. Küçük Prens'in iyimser havasıyla yazılmış olan ve içimizde küçücük de olsa bir coşku duymamızla mutlak körlükten kurtulacağımızı söyleyen bu kitap, yazarın öteki kitaplarından oldukça değişik; hayal ve eğlence dolu.



ETİĞE GİRİŞ

Ahmet Cevizci
Paradigma Yayınları



Etik, bireysel ve sosyal yaşamın çok büyük bir hızla akıp değiştiği; yaşama tarzlarına layıkıyla ölçüp biçecek, onları gerektiğinde eleştiri süzgecinden geçirirken, gerektiğinde temellendirecek değer sistemleri ya en kötüsü yanlış bir temel üzerine inşa edilmiş oldukları ya da en hafifinden değişimin hızına ayak uyduramayıp kolayca yıkıldıkları için, ağır bir değer bunalımı içinde olan günümüzde tanımlanması herhalde en zor olan terimlerin başında gelmektedir. Buna rağmen, etik belli bir ahlaklılık idesine sahip, belli bir yaşama idealini hayata geçirmek için mücadele eden bireyin yaşayışı açısından, ikinci olarak da, çağının gidişatını, üyesi olduğu toplumun yaşayışını ya eleştiren, hatta mahkum eden ve dolayısıyla, mevcut değerler silsilesi yerine alternatif değerler, yaşama kuralları veya ilkeler vazetmeye kalkışan ya da onu açık seçik olarak tanımlamayıp, içerimlerini gözler önüne sererek meşrulaştırmaya veya haklılandırmaya kalkışan filozofun tavrı bakımından ve nihayet ahlaklılığın dilini analiz eden, ahlaki kavram ve yargıların niteliğini tartışan, kısacası tıpkı olgusal dünyayı konu alan fizikçi gibi, kendisine değer dünyasını konu edinen teorik bir araştırma içine giren felsefecinin çalışması açısından, en azından şimdilik ve uzlaşımsal olarak, değeri konu alan, kapsamında insanın değer biçici deneyimi, kısacası hayata anlam katan herşey bulunan düşünüş tarzı, ahlaki ilkeler teorisi veya felsefe disiplini diye tanımlanabilir.



TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİ - KİMLİK, DEMOKRASİ, GÜVENLİK

Derleyenler: Şaban H. Çalış - İhsan D. Dağı - Ramazan Gözen


"Kimlik, demokrasi ve güvenlik alanlarının Türkiye'nin dış politikasında nasıl sorunlar yarattığını ve dış politika yapımında bu sorunların nasıl bir rol oynadığını tartışan makalelerden oluşan bu kitapta, hem teorik açılımlara hem de örnek olaylara yer verilmektedir. Yalnız iç dinamiklerin değil, küresel oluşumların da bir sonucu olarak Soğuk Savaş sonrası dönemde Türk dış politikasının açmaza düştüğü yeni alanlardır, demokrasi, güvenlik ve kimlik sorunları.... Ve yirminci yüzyılın son yıllarında iç siyasetin ve iktidarın egemenlik alanlarının küresel/yerel taleplerde ne denli daraltıldığının da göstergesi... Hem içeride yaşadığımız sorunlar, hem de dışarıda karşılaştığımız engeller. Dolayısıyla, içeride, iç dinamiklerle aşılamadığı sürece, dışarıda Türkiye'yi yalnızlaştıracak, küresel gelişmelerden ve dinamiklerden koparacak bir sorunlar dizgesi..."



PETERSBURG ÖYKÜLERİ

Nikolay V. Gogol
İş Bankası Yayınları



Nikolay Vasilyeviç Gogol, bu kitapta yer alan "Bir Delinin Güncesi", "Kaput" (Palto). "Burun", "Fayton ve Neva Caddesi" adlı öykülerinde (tümü birden Petersburg Öyküleri diye anılmaktadır) küçük insanın ezikliğini alaycı bir dille sergiler. Gogol'ün yapıtlarına acı gülücükler, gözyaşları arasında beliren gülücükler egemendir. Dostoyevski "Biz hepimiz 'Kaput'tan çıktık" diyerek küçük insanın yazgısını dile getiren Gogol'ün Rus edebiyatındaki yerini vurgulamaktadır.



DİN FELSEFESİ YAZILARI I

Doç. Dr. Zeki Özcan
Alfa Yayınları



Dinlerle ilgili açıklamalar, XIX. Yüzyıla gelene kadar ya bir savunma söylemiydi, ya da felsefî spekülasyonlardan ibaretti. Bu yüzyılda insan bilimlerinin ortaya çıkışıyla, dinleri her tür dini dikkate alarak, fenomenal bir çerçeveye yerleştirme düşüncesi uyandı. Buna bugün din bilimleri diyoruz. Din bilimleri dogmalardan ve metafiziklerden değil; tarihsel ve aktüel her tür veriden ve bütün insan bilimlerinin sonuçlarından yararlanarak homo realigiosus'u (dindar insan) açıklamaya çalışır. Bunu yaparken tasvirci bir tutum takınır. O yüzden ulaştığı sonuçlar genel ve objektiftir. Bu kitapta söylediklerimizin ayrıntılı kanıtlarını bulacaksınız.



NARZISS VE GOLDMUND

Hermann Hesse
Yapı Kredi Yayınları



Narziss ve Goldmund, kişilikleri ve dünya görüşleri çok farklı iki insan arasındaki sıradışı dostluk ekseninde, yaşam, ölüm, sanat, us, aşk, tutku ve cinselliğin izini sürüyor. Bir yanda bilge Narziss, öte yanda sanatçı Goldmund; ikisi de kendi yolunda, "kendini gerçekleştirme" yolunda mükemmel'e karşıt yönlerden yaklaşmayı başarabiliyorlar ancak. Karşıtlıkların iki insanı birbirinden koparmadığı, tersine, birbirlerini bütünlemelerini sağladığı bu roman, ortaçağda geçmesine karşın güncelliğini hep koruyacak, bugün olduğu gibi yarın da çağdaş dünyaya önemli mesajlar vermeye devam edecek.



TARİHTE NUSAYRİLİK

Dr. Ömer Uluçay
Gözde Yayınları



Tarihte Nusayrilik; batıni, İslami bir dini akidenin tarihteki seyrini, rolünü, özelliklerini, özgünlüğünü açıklayan belgesel bir eser. İnsan toplumlarına özgü; düşünce ve inanç fark ve ayrılıklarının, herşeye karşın var olageldiğini, yaşadığını gösteren bir eser. İnançla sebatın adı, tarihte Sokrates olmuştur. Oysa ki daha nice insanlık onuru davranışlar sergileyen insanlar-karakterler vardır. Bunların direnişidir ki, insanları "farklı fakat birlikte yaşamak" için mecbur ikna etmiştir. Düşünmek inanmak haktır. Aynı ve farklı olmak da bunun sonucu. Yelpaze geniştir. Kanatları kırmayalım.



KOZMOPOLİS - MODERNİTE'NİN GİZLİ GÜNDEMİ

Stephen Toulmin
Paradigma Yayınları



Bu kitap, bir zihin değişiminin tarihsel kaydını yapıyor. Oraya koyduğu keşifler, bilimsel oldukları kadar şahsî keşiflerdir de. 1930'ların sonlarında ve 1940'ların başlarında matematik ve fizik eğitimi aldıktan sonra, İkinci dünya Savaşı'nın ardından Cambridge'de felsefeye geçtim; Modern bilimi, ilk devi Isaac Newton olan entelektüel akımı ve Descartes'in başlattığı refleksiyon düşünme yöntemini modern düşüncenin kurucu ilk temel direği ve modern dönemin kendisiyle iftihar ettiği katı "rasyonalitenin başlıca örneği" olarak görmeyi öğrendim.



KEMAL SUNAL - FİLM BAŞKA YAŞAM BAŞKA

Feriha Karasu Gürses
Sel Yayınları



Kemal Sunal'ın Küçükpazar'dan tiyatroya, tiyatrodan Yeşilçam'a, Yeşilçam'dan şöhrete katettiği yolculuğun hikayesi... Okul arkadaşlarının, tiyatro ve sinema sanatçılarının, yönetmen ve yapımcıların, sinema yazarları ve eleştirmenlerin tanıklığıyla...

Maalesef küs ayrıldı, öldüğünde konuşmuyorduk.
Tarık Akan

Zaman zaman çok kötü oynadı.
Metin Akpınar

Ye oğlum, ye oğlum, ye diye diye oldu.
Kadir İnanır

Propaganda'da Rafet El Roman'ı istemedi.
Sinan Çetin

Kafasını Türkiye üstüne yoran adamdı.
Fatih Altaylı

Genç yaşta kalpten gitmesini içe kapanıklılığa bağlıyorum.
Hıncal Uluç

Sinemada yeterince doğru kullanılmamıştır. Bir başka ülkede olsaydı, çok daha farklı yerlerde olurdu. 
Zeki Alasya



TANRI'NIN ANLAMI

Robert H. King
İnsan Yayınları



Tanrı terimi, bütün dinî anlatım biçimlerinin odak terimidir. Aşkın bir Tanrı hakkında konuşmanın imkanını içeren, savunan ve doğrulayan bir argüman, bütün Aşkın Tanrı inanışına sahip dinler için önem taşıyabilmektedir. Tanrı'nın bütün beşeri ve sonlu varlık düzleminin ötesinde bulunuşuna zarar vermeden, Onun hakkında anlamlı bir söz ediş boyutuna ulaşılması İslam Kelam'ının da temel problemleri arasındadır ve Hıristiyan teolojisi kadar Kelam'ında ilgi alanına girmektedir.



ALTERNATİF DÜŞÜNCELER SÖZLÜĞÜ

İnsan Yayınları


Halihazırda kesinliğini hiç bir şekilde tartışmıyor olduğumuz bir çok kanun ve paradigma, dile getirildiği ilk zamanlar alay edilen varsayımlar veya es geçilmiş teorilerdi. Bu noktadan bakıldığında mevcut paradigmalara alternatifler üretme adına esnek zihinlerce meydana getirilen her türden temelli düşünce eyleminin dikkate ve kayda değer kabul edilmesi gerekliliği açıkça ortaya çıkmakta. Kişisel ve toplumsal bilincin salt akli olmayan bu yeni coğrafyasında daha rahat gezinebilmek adına çeşitli el kitaplarına olan ihtiyaçlarımız da sanırız artacak.



DOĞU METİNLERİNE PSİKOLOJİK YAKLAŞIM

C.G. Jung
İnsan Yayınları



Doğu düşüncesi hakkındaki yazıları, geniş bir okuyucu kitlesinin ilgisine mazhar oluşuyla birçok kimse için Doğu'nun anlaşılmasında önemli bir psikolojik köprü oluştururken, diğer yandan Jung'un kendi takipçilerinin bazıları, bu eserleri onun sözde 'mistik' eğiliminin örnekleri olarak gözardı etme temayülü gösterir. Böyle bir derleme, bu yazıların Jung'un psikolojik düşüncesiyle ilişkisi ve bugün bizim için taşıdıkları ehemmiyet konusunda yeni düşüncelere açılım sağlayacaktır.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV