Yıl:2 Dönem:2 Sayı:4/16

       

     
  YENİ ÇIKAN KİTAPLAR


GEL SUSALIM BERABERCE

Mehmet Emin Kazcı
Birey Yayınları



Mehmet Emin Kazcı'nın, günlük hayatta insanımızın karşılaştığı olayları, sıkça yaptıkları birçok davranışı ironik bir dille ele aldığı artık herkesçe bilinmekte. Dikkatimizi yaşadığımız garipliklerin arkasındaki nedenleri anlamaya çekmeye çalışan Kazcı, kimi zaman köydeki kimi zaman ise şehirdeki inananlarımızın tuhaflıklarına değiniyor. Gerçek şu ki hepimiz uzun süredir gergin ve asık suratlı bir toplum halinde yaşamaya alıştık. Halbuki tahammül ve hoşgörü az ötede bizlere seslenmekte. İşte bu kitap bize o adresi işaret etmektedir. Uzun süre unutamayacağınız yazılarla tanışmaya ne dersiniz?



BİR SİNEMACININ ANILARI

Atıf Yılmaz
Doğan Kitapçılık



Hayatı boyunca ne günlük tutmuş ne filmleriyle ilgili bir şeyler biriktirmiş; evinde, çektiği filmlerden birinin bile video kaseti yok... Türk sinemasının büyük ismi Atıf Yılmaz, sinema alanında elli yıldır ayakta durabilmesini, nostalji kavramıyla uzak yakın hiçbir ilgisi olmayışına, geçmişte olan her şeyi kafasından silip atma eğilimine ve hep ileriye, geleceğe dönük yaşamayı seçmesine bağlıyor. Ama gene de geçmişe bakmaktan, hatırladıklarını bizlerle paylaşmaktan kendisini alamıyor. İyi ki de öyle yapıyor. Ucundan bal damlayan kalemiyle hayatına renk ve yön veren kadınları, sinemacı olarak çektiği çileleri anlatıyor tatlı tatlı.



SONSUZ GÜL

Jorge Luis Borges
İletişim Yayınları



Borges, uzun süre yazmaya ara verdikten sonra 1974'te kaleme aldığı şiirlerini, 1975'te ilk kez yayımlanan Sonsuz Gül'de bir araya getirdi. 1974'te Arjantin'de iki ölüm Borges'i çok etkilemişti; 1 Temmuz'da Peron'un ölümüyle Peronist düzen nihayet çökmüş, yerine geçen Isabella'nın yönetiminde antikomünist gerillaların cinayetleri eskiye göre birkaç kat artmış, desaparecidos (kayıplar) dönemi başlamıştı. Borges bu dönemde bile ülkesini 'yürekli' diye ansa da, sonradan yaptığı açıklamalarda, sözünü ettiğinin eski Arjantin olduğunu söylemiştir. Kasım 1974'te yeğen çocuğu Angelica boğularak öldü. Borges Angelica'nın Anısına adlı şiirde bu erken ölüme ağıt yakar: Kimbilir ne çeşit yaşamlar gelip gitmiş olmalı. Bu acınası ve ufacık ölümle birlikte kitaptaki diğer şiirlerde, pars, bizon, tılsımlar, kitaplar, aynalar, Nordik mitler gibi Borges'ten aşina olduğumuz izlekler yer alıyor. Sonsuz Gül, Borges'in son öykü kitabı olan Kum Kitabı'yla aynı yıl yayımlandı.



HAYEK'İN HUKUK VE ADALET TEORİSİ

Sururi Aktaş
Liberte Yayınları



1970'lere kadar egemen sol ve sağ kollektivist akımlar karşısında adeta unutulmaya mahkûm edilen Hayek, 1974'te Nobel İktisat Ödülü'nü aldıktan sonra geç de olsa hakettiği ilgi ve şöhrete kavuşmuş bir filozoftur. Tabiî önemli olan Hayek'in şöhrete kavuşması değil, fikirlerinin ekonomik, sosyal ve siyasî hayatın akışı içinde doğrulanmasıdır. Hayek'in temel iddialarının hemen hemen hepsi 1975-2000 yılları arasında yaşanan olaylarla ispatlanmıştır. O yüzden filozof, üzerinde durulmayı haketmektedir. Bu kitabın konusu olan adalet ve hukukla uğraşan herkes, istese de istemese de, sevse de sevmese de Hayek'e gitmek, ondan yararlanmak veya onunla hesaplaşmak zorundadır.



İKİNCİ PERDE

Haldun Dormen
Oğlak Yayınları



"... Sonra hep birlikte yürüyerek, daha doğrusu yılankavi bir çizgi çizerek öne doğru ilerledik ve bizleri ayakta alkışlayan seyircimizi selamladık. Bir daha tekrarlanması çok güç, mucizevi bir andı bu. Görenlerin unutamayacağı, her zaman gözyaşları ve heyecan içinde hatırlayacakları bir 'happening' gerçekleşmişti o dakikalarda AKM'nin emektar sahnesinde. Dile kolay kırk koca yıl geçmişti Amerika'dan Türkiye'ye dönüp şu işe başladığım günlerden bu yana. Acılarla mutlulukların karıştığı, alkışların hayal kırıklıklarını bastırdığı, tutkuların bana güç verdiği, özverilerle yoğrulmuş kırk yıl... Geriye baktığım zaman hiçbir şeye değişmeyeceğim, hiçbir paranın satın alamayacağı saygınlık dolu kırk koca yıl. (...) Her yaşın kendine göre bir güzelliği yoktur."

Yaşamayı bilenler her İkinci Perde, birinci perdesi de, antraktı da başarılarla dopdolu bir hayatın, tiyatro ve TV oyunculuğuyla, yönetmenlikle, öğretim üyeliğiyle, sanat danışmanlığıyla başarıdan başarıya koşan bir ustanın, Haldun Dormen'in anıları. Bitirdikten sonra Üçüncü Perde'yi de merak edeceksiniz.



KAYBOLMALAR

Paul Auster
Varlık Yayınları



Kökler kıvranır solucanla saatin
eleyip dokuması paylaşır serçenin yüreğini
Dalla sarmak arasında siz
Küçümser yuvasını, tohum, daha düzayak
Sınırların sarsıp salladığı tohum konuşmaz.
Çöken yalnız yumurta.



KÜRESELLİĞİN FAY HATTI

Akif Emre
Yöneliş Yayınları



Soğuk savaş döneminin bitişini ilan eden Berlin duvarının yıkılışı ile Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkılışı arasında geçen kısa sürede dünya 'yoğunlaştırılmış bir yüzyıl'ı yaşadı. Bu on yıl içinde neredeyse bir yüzyılı kapsayacak yoğunlukta gelişmelere tanık olundu. Küreselliğin Fay Hattı, dünya ile beraber Türkiye'nin içinden geçtiği yoğunlaştırılmış soğuk savaş sonrası dönemi, bir yüzyılın bitip yeni bir yüzyılın başladığı dönemi kapsıyor. Bu kitapta yer alan yazılar, dönemin dünyasını tanımaya ve tanımlamaya yönelik bir çabanın ürünü. Bu yazılar aynı zamanda dünya ölçeğinde yaşanan yeni kavramsal tartışmaların, uluslar arası düzen arayışının bir muhatabı; üzerinde yaşadığı coğrafyanın anlamına ilişkin sorumluluk sahibi bir bireyin sorgulaması olarak da okunabilir.



ORYANTALİSTLERİN İSTANBULU

Semra Germaner
İş Bankası Yayınları



İstanbul'u Galata köprüsünden seyrettiğim zaman, bu düşünce sık sık zihnime takılıyordu (...) bu şehir bir veya iki asır içinde ne olacak? Ne yazık! Güzellik medeniyete kurban gitmiş olacak.

Gelecekteki İstanbul'u korkunç ve gamlı haşmetiyle dünyanın en güler yüzlü şehrinin harabeleri üzerinde yükselecek Şark'ın Londra'sını görür gibi oluyorum. Tepeler düzleştirilecek, korular yerle bir edilecek, rengârenk küçük evler yıkılacak; ufuk, koynundan binlerce kocaman fabrika bacasının ve ehram şeklindeki kule çatısının yükseldiği, saray, işyeri, imalathane dizileriyle her taraftan kesilecek; uzun, dümdüz, birbirine benzer sokaklar İstanbul'u birbirine muvazi kocaman yollara ayıracak; telgraf telleri gürültülü şehrin damlarının üzerinde büyük bir örümcek ağı gibi iç içe geçecek; Galata köprüsünün üstünde siyah bir silindir şapka ve bere selindeki başka bir şey görülmeyecek; esrarlı Sarayburnu bir hayvanat bahçesi, Yedikule bir hapishane Hebdoman bir tabiat tarihi müzesi olarak görülecek; herçeş sağlam, kendesî faydalı, kurşuni ve kasvet verici olacak. (...)



MEDYA TARİHİ

Frederic Barbier - Catherine Bertho Lavenir
Okuyan Us Yayınları



Bu kitap, 1751'den internetin ve bilgi otoyollarının gelişimine kadar olan dönemdeki medyalar tarihini içeriyor. Elbette ki medyalar dediğimizde kitap ve basının yanı sıra 20. Yüzyılda geliştirilen görüntü ve ses medyalarını kastediyoruz; yani 1940 öncesinde sinema ve radyo, ayrıca televizyon ve hatta video; 20. Yüzyılın ikinci yarısında da elektronik oyunlar, telemakit araçlar ve bilgi şebekeleri... Somut ve şeffaf bir tarzda yazılmış, rakamlar ve tarihlerle zenginleştirilmiş olan bu kitap, her dönemin atmosferini canlandırmaya yönelik alıntılarla ve anekdotlarla zenginleştirilmiş...



ASİ RUHLAR

Halil Cibran
Kaknüs Yayınları



Özgürlük tahtı önünde ağaçlar, meltemin dokunuşuyla titriyorlar. Özgürlüğün heybeti karşısında güneş ve ay ışığıyla seviniyorlar. Serçeler, özgürlüğü işitmek için ötüşüyor, çiçekler özgürlük ortamında nefeslerinin kokusunu yayıyor... Yeryüzündeki herşey, özgürlük şeref ve sevinciyle dolu tabiat kanunlarıyla yaşıyor... Oysa insanlar bu nimetten ne kadar yoksun! Çünkü insanlar, evrensel ilahi ruhlarına sınırlı kanunlar koydular. Bedenleri ve ruhları için acımasız kanunlar çıkardılar. Eğilim ve duyguları için korkunç ve dar zindanlar yaptılar. Kalpleri ve akılları için derin ve karanlık mezarlar kazdılar. Aralarından birisi kalksa, toplumsal kurallara ve kanunlara karşı çıksa, hemen onun isyankar, aşağılık, toplumdan sürülmeye layık, rezil ve ölümü hak eden birisi olduğunu söylerler... Ancak sevgiyle yaşamak ve sevgi için yaşamak dururken, bir insan, ömrünün sonuna ya da zaman onu azat edinceye kadar kendi koyduğu geçersiz kanunların kölesi olarak kalabilir mi? Dikenler ve kafatasları arasında kendi bedeninin gölgesini görmemek için gözlerini yere dikerek ya da yüzünü güneşe dönerek sonsuza kadar durabilir mi?



SULTAN HAMİD DÜŞERKEN

Nahid Sırrı Örik
Arma Yayınları



"Nahid Sırrı Örik, II. Meşrutiyet'in ilanından Hareket Ordusu'nun İstanbul'a gelişine kadarki dönemde yer alan toplumsal ve siyasal gelişmeleri, tıpkı Tolstoy'un Savaş ve Barış'ında yaptığı gibi, roman karakterlerinin bilincinde meydana getirdiği dönüşümlerin içine yerleştiriyor; bu dönüşümlerin içine yerleştiriyor; bu dönüşümlerin bireyin duygularında öznelleşmesini öne çıkarıyor. Mehmet Şahabeddin Paşa'nın, bir İttihad ve Terakki hükümeti olasılığından duyduğu korku ve tedirginliğin karşısında, Paşa'nın, bu tehlike savuşturulduktan sonraki iktidar tutkusunu koyarak, bu duygusal dönüşümü ülkedeki nesnel siyasal ve tarihsel koşulların dönüşümünü temellendirmekte kullanıyor."

Hilmi Yavuz



YAZI KİTABI

Carl Faulmann
İş Bankası Yayınları



Tüm Yerkürenin, Tüm Zamanların Yazı Göstergeleri ve Alfabeleri adlı bu çalışma yazı yolculuğunun heyecanını yaşamamızı sağlayan kapsamlı bir referans kitabıdır. Yazı Kitabı ilk olarak Viyana Kayser-Kraliyet Saray ve Devlet Matbaası'nda 1878 yılında basıldı. Zenginleştirilmiş ikinci baskısı 1880 yılında okuyucuya sunuldu. 1878 ve 1880 baskıları Viyana ulusal kütüphanesi, Düsseldorf üniversite kütüphanesi gibi tanınmış kütüphanelerde özel bölümlerde saklanmaktadır. Almanya ve Avusturya'nın ünlü kitap koleksiyoncularında nadiren bulunan ve yüksek fiyatlara satılan Yazı Kitabı, bir asırdan fazla bir zaman tekrar yayınlanmadı. Nihayet 107 yıl sonra 1985 yılında bir tıpkıbasım gerçekleştirildi. Elinizdeki kitap 1880 yılında yayınlanan zenginleştirilmiş ikinci baskının çevirisidir ve tek tek bütün sayfaları, içeriği ve biçimiyle kitabın orijinal hali korunmuştur. İletişim kurmak ve bilgilere ulaşmak için elektronik yöntemlerin kullanılmasının yaygınlaştığı bilgisayar çağında; mektup yazmanın neredeyse unutulduğu, birbirimizi "cepten" aradığımız, kalem kağıt yerine klavye hatta bilgisayara sesle komut veren dikte aletleri kullandığımız şu günlerin, yazıyı ve yazının geçmişini tekrar gözler önüne sermek için uygun bir zaman olduğunu düşündük.



DOĞUMUNUN YÜZÜNCÜ YILINDA DÜNYA ŞAİRİ NAZIM HİKMET

Nedim Gürsel
Can Yayınları



Nazım Hikmet'in yapıtını ve siyasal kimliğini, Nedim Gürsel, doğumunun yüzüncü yılında yeniden değerlendiriyor. Ayrıca, şairin kaynaklarına yönelen bu kapsamlı araştırmasında, sanatçının geleneksel Türk edebiyatıyla kurduğu ilişkiler yumağını tüm ayrıntılarıyla ele alıyor. Nazım Hikmet'in söylemi, elbette insancıl ve evrenseldir. Ama onun yapıtını, yaşadığı dönemden ve siyasal savaşımından da ayrı düşünemeyiz. Bu yapıtın asıl önemi, Türk şiirinde yol açtığı yenilikçi hareket ve gelişiminin belli bir evresinde geleneksel Türk edebiyatıyla kurduğu bağ çerçevesinde aranmalıdır. Nazım Hikmet, ulusalla evrenseli özgün bir bileşimde kaynaştırabilmiş ender sanatçılardan biridir. Çünkü o, umudun, aşkın ve kavganın, her gün biraz daha küçülen yaşlı dünyamızın en genç şairidir.



ÇILGIN

Benjamin Lebert
Can Yayınları



'Merhaba çocuklar: Benim adım Benjamin Lebert. On altı yaşındayım ve sakatım. Yani bilin diye söylüyorum.' okulun açıldığı gün sınıfın karşısına dikilip bunları söyleyen, bu kitabın yazarı ve Çılgın'ın baş kahramanı Benjamin Lebert. Bu romanı yazdığında on yedi yaşında olan Benjamin Lebert, şaşırtıcı yeteneğiyle umulmadık bir üne kavuştu ve bu ilginç kitap kısa sürede Almanya'da 400.000 baskı sayısına ulaştı, otuz dile çevrildi, filme çekildi. Otobiyografik özellikler taşıyan Çılgın, bir yatılı okulda geçen, hepsi de kendi çapında farklı kişilikler sergileyen, ergenlik çağındaki altı gençin öykülerini işliyor. Yaşamı anlama ve tanıma, yetişkin olma çabasındaki gençleri anlatan Çılgın'da, özürlü bir genç olan Benjamin, okuduğu okulda başarısız olunca, ailesi onu uzaktaki bir yatılı okula gönderir. Pek de olumlu düşüncelerle girmediği bu yeni ortamda kafa dengi arkadaşlar bulunca, onlarla birlikte okul kurallarını çiğneyecek pek çok şey yapar. Günümüz gençlerinin ve ailelerinin sorunlarına, düşüncelerine, dünya görüşlerine bir Avrupalı gözüyle yaklaşan Çılgın, bu genç yazarın mizah dolu ama yalın gözlemleriyle eğlenceli bir gençlik romanına dönüşüyor.



OSMANLI'DAN 21. YÜZYILA EKONOMİK, KÜLTÜREL VE DEVLET FELSEFESİNE AİT DEĞİŞMELER

Ahmed Güner Sayar
Ötüken Neşriyat



Bu toplama yazılarda Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden ekonomik, kültürel ve devlet felsefesine ait mirastaki değişmeler muhtelif konu başlıkları içerisinde incelenmiştir. Bilhassa kadim Osmanlı ekonomik nizamın ruhu olan 'ilm-i tedbir-i devlet' anlayışı Cumhuriyet'le birlikte "devletçilik" olarak sürdürülmüştür. Ancak güçlü dış alem baskısı ekonominin rasyonel bir iktisadi merkezle tamlaşması zarureti ve bunun muhtemel sonuçlarına bu toplama eserde ağırlıklı bir yer verilmiştir.



HAYAL, HAKİKAT, YARATI / ADALET AĞAOĞLU VE ROMAN DÜNYASINA PSİKANALİTİK DUYARLIKLI BİR BAKIŞ

Haluk Sunat
Bağlam Yayıncılık



"(...) bütün bu söylediklerimin; sanatçının, -sağ'ın sol'un beklentilerine değil- kendi varolma sorunsalına kulak veren (sanatçı, kimsenin dalkavuğu değildir!), o sorunsalla yaratma dünyasında hesaplaşan, -o anlamda- içtenlikli ve özgür bir yaratıcı özne olduğunu; yaratmanın böylesi bir bireyselliğe dayanmak suretiyle toplumsallık hüviyeti kazanabileceğini ifade ettiğinin de farkındayım."



TÜRK FİLM ARAŞTIRMALARINDA YENİ YÖNELİMLER-1

Melis Behlil
Bağlam Yayıncılık



Murat Belge, Türk Sineması'nın ortaya çıkışını tarihsel karşılaştırmalarla ve ağırlıkla Türk Edebiyatı'nın geçmişi ile karşılaştırılarak konferansa çıkış noktası verdi. İki yabancı bildiri de vardı, Nevena Dakovic'in Balkanlar üzerine ve John Hill'in Küreselleşme Döneminde Ulusal Sinemalar'ın Hollywood'la nasıl yaşayacaklarını önerdiği çalışması. Diğer bildiriler sinemada Türkiye imgesini, Türk Sineması'nda 'kitsch' ve 'camp' kavramlarını, Yeşilçam'da Hollywood etkilerini, Türk Sineması'nda kadının temsilini, sinemasal imgelerin dönüşümünü, 60'lar Türk Sineması'nı, Türk Sineması'nda kimlikleri tartıştı. (Deniz Derman)



GREK FELSEFESİ TARİHİ

Eduard Zeller
İz Yayıncılık



Bu kitapta güttüğüm amaç öncelikle akademik dersleri için öğrencilere, elbette ders verenin işine karışmaksızın ya da ona sınırlamalar getirmeksizin, hazırlanmalarını kolaylaştıracak ve olguları kaydetmek için kaydedilen zamandan tasarruf ettirecek bir yardım sağlamaktı. O nedenle, okuyucularıma çeşitli felsefî sistemlerin muhteviyatına ve bütün aslî özelliklerini ihtiva etmesi gereken tarihî gelişmelerinin doğrultusuna dair bir fikir vermeyi ve aynı zamanda ellerine daha önemli referanslar ve kaynaklar sunmayı görev telakki ettim. Fakat son tahlilde kesin olarak gerekli olanın ötesine geçmediğim gibi, tarihsel izah bakımından da kural olarak oldukça kısa bir biçimde genel mahiyetteki tarihsel mülahazaların yahut özel açıklamaların ve araştırmaların bağlantılı olduğu ya da daha önceki eserimi tamamlama fırsatını veren kısımlara işaret etmekle yetindim...



KÜÇÜK ŞEYTAN

Lev Nikolayeviç Tolstoy
Can Yayınları



Büyük Rus yazarı Lev Tolstoy, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri. Ölümsüz romanlar yazmış. Kitapları bugün de dünyanın dört bir yanında aralıksız okunuyor. Bu dev yazar, çocukları çok sevmiş. Onlar için de birbirinden güzel kitaplar yazmış. Kendisinin de pek çok çocuğu varmış. Soylu bir aileden gelen bu büyük yazarın yaşadığı dönemde Rusya'da çarlık yönetimi varmış. Tolstoy bu yönetime karşı büyük tiksinti duyarmış. Devletin başındaki çarlar da, doğal olarak onu sevmemişler. Ama Rus halkı bu dev yazarı çok sevmiş. Kendisi de varlıklı biri olduğu halde romanlarında büyük toprak sahiplerine karşı ezilen, sömürülen insanları savunmuş. Savaş ve Barış ile Anna Karenina adlı iki dev romanı, onun ününü bütün dünyaya yaymış. Can Yayınları arasında onun çocuklar için yazdığı Erik Çekirdeği adlı bir kitabını çıkarmıştık. Elinizdeki Küçük Şeytan da yine küçük çocuklar için yazdığı masallardan, öykülerden oluşuyor. Bu sevilen yazarın sizler için yazdığı başka kitaplarını da yakında yayınlayacağız.



İSLAM'DA SİYASAL DÜŞÜNCENİN OLUŞUMU

W. Montgomary Watt
Birey Yayınları



Yirmibirinci yüzyılın bir medeniyetler çatışmasına sahne olacağı iddiası İslam'ın yeniden mercek altına alınmasını zorunlu kılmaktadır. Daha sağlıklı yorumlara sahip olmak için İslam'ın ilk dönemlerine bakmakta yarar vardır. İslam düşüncesi üzerine yaptığı birçok çalışmasıyla bilinen çağımızın önemli simalarından Montgomary Watt bu kitabıyla hem geçmişe hem de günümüze ışık tutmaya çalışıyor. Hz. Muhammed'in siyasi başarıları, ilk İslam Devleti olan Medine Anayasası, İslam'da hilafetin yapısı, İslam toplumunun yapısı, modern siyasette İslam'ın rolü bu kitapta öncelikle ele alınan konulardır.



SEBEPSİZ SERÇE

Suavi Kemal Yazgıç
Birey Yayınları



gül öldü kim kaldı
kim bildi yaralarımızı
suskunluğumuzu kim okudu
rüyalarımızı hayra yoran kim

gül öldü bağçe perişan
dudaklarımızda yarım kaldı bûselik
kimliklerimizi gömdüğümüz tarih
unutturuldu astarda
bizi yalnız yağmur tanıdı
yağmur yazdı toprağa hâlimizi

soldu yüz
sözler sözde kaldı
gül öldü
öldü gül



MİSTİK İSLAM

Julian Baldick
Birey Yayınları



Modern dünyanın, insanî ve ruhî değerleri zedeleyen gelişmelere yol açması, insanları yeni arayışlar peşinde koşmaya sürüklemiştir. Dünyevî olan herşeye karşı, her zaman ölçülü olmayı öneren ve insanın ruh dünyasını onarmayı amaçlayan Sufilik, çağımız insanları tarafından da merakla izlenen bir yol. Julian Baldick'ın sufizmin doğuşunu, yapılanma biçimini, modern dünyaya gelinceye kadar sufizmin gelişimini ve felsefesini ele alan Mistik İslam isimli çok önemli ve titiz çalışmasını Türkiye'li okuyucular için büyük bir kazanç olarak görüyoruz.



İSLAM'IN KLASİK ÇAĞINDA FELSEFE TASAVVURU

İlhan Kutluer
İz Yayıncılık



Bu kitap özellikle kendini İslam felsefe geleneği içinde konumlandıran entelektüellerin felsefeyi bir "hikmet" ve "ilim" olarak nasıl kavradıklarını incelemektedir. Süreklilik, özgünlük ve ilmilik fikrinin şekillendirdiği bu "felsefe tasavvuru" elinizdeki kitabın temel konusunu oluşturmaktadır.



TEK PARTİ DÖNEMİ

Doç. Dr. Şükrü Karatepe
İz Yayıncılık



Türkiye'de kurulan tek parti yönetiminin en önemli güvencesi ordu ve bürokrasidir. Devletin resmi kademelerine hakim olan bu iki kuvvet, tek parti düzeninde tasfiyeye yönelik girişimlerden her zaman rahatsız olmuşlardır. 1950'den bu yana yapılan değişikliklerle bürokrasi, tek parti ideolojisine bağlı mütecanis bir kitle olma niteliğini yitirmiştir.



İNSAN TİPLERİ

Eduard Spranger
İz Yayıncılık



Doğa bilimlerinin açıklamacı yönteminin kültür bilimleri üzerindeki etkinliğini iyiden iyiye hissettirdiği bir dönemde Spranger, "hayat her yerde ancak bir kontekst içerisinde ortaya çıkar" anlayışı yönündeki Dilthey'la birlikte 'yaşayarak anlamayı' ilke edinerek bir geisteswissenschaft olarak tin bilimin temellerini atmaya çalışır. Onun bu kitabı öncelikle, klasik kültürün ve ona eklemlenen Avrupa kültürünün insan unsurundan yola çıkarak, insan tiplerini, Klasik kültürdeki gelenekle tam örtüşmece de ona büsbütün yabancı da kalmaksızın, tasnife eğildiği emsalsiz bir çalışmadır. Temel problematiği tek bir cümleyle, belki şu şekilde hülasa edilebilir: Ahlâkla birlikte tarihin ve kültürün insan tavırları üzerindeki etkileri.



METAFİZİK NEDİR?

Ahmet Aydoğan
İz Yayıncılık



Külli prensiplerle ilgli olarak daha Greklerde kendisini hissettirmeye başlamış olan yetersizliklerin modern felsefede metafizik karşısında vahim boyutlara ulaşmasının, toptan reddedici veya inkarcı bir tavra dönüşmesinin nedenleri, ve "kesin bir bilim" hüviyetine büründürülürken felsefenin kaybettikleri... Metafiziğin esoterik doktrinler perspektifinden insan dünyasında tuttuğu yerin anlamı ve önemi...



ATEŞ DENİZİNDE YOL ALAN GEMİ

Afet Ilgaz
İz Yayıncılık



Ateş Denizinde Yol Alan Gemi, Afet Ilgaz'ın çok ilgi gören yazılarından olmuştur. Bu yazılar kitaplaşınca Ilgaz tiryakileri, onları kesip saklamaktan artık kurtulmuştur, üstelik derli toplu bir kaynağa kavuşmuş oluyorlar. Günümüz Dünya ve Türkiye'sini anlayabilmek için gereken bilgi ve yorumları bu kitapta en güzel bir Türkçe ve üslupla bulacağınızdan eminiz. Ayrıca kitabın edebî niteliğinin çok yüksek olduğunu görerek bir edebiyat ve/veya sanat eseri okumanın hazzını alacağınızdan da hiç kuşkumuz yok.



ÇOCUK VE NAMAZ

Melek Çe
Timaş Yayınları



Namazın ne denli zor bir disiplin olduğunu belirli bir yaştan sonra namaza başlayanlar gayet iyi bilirler. Pek çok insanın o kadar istemesine rağmen namaz kılamaması, ya da onu düzenli bir ibadet olarak hayatına aksettirememesi bundandır. Zekat, hac gibi mali bir ibadet değildir namaz, oruç gibi belirli bir aya münhasır kılınmış da değildir. Çok az mazeretin kabulüyle birlikte buluğ çağından itibaren bütün müminlere günde beş vakit olmak üzere farz kılınmıştır. Beş vakit namazı hayata aks ettirmenin en kolayı, "İslam fıtratı üzerine yaratılan" çocuğun daha fıtratı bozulmadan namazı bir disiplin olarak benimsemesidir. Zaten dinimizin emrettiği şey de çocukların 7 yaşından itibaren namaza ısındırılmaları, 10 yaşlarına geldiklerinde ise artık hiç aksatmadan bütün erkanına riayet ederek namaz kılmalarıdır. Bu öğreti 7 yaşına kadar namaza dair teferruatın çocuğa teorik olarak benimsetilmesini, 7 ile 10 yaş arasında ise bu teferruatın tatbik ve disiplinini gerektirir.



DERİN DEVLET CEHENNEMİNDE DÜŞÜNMEK CAN BAHASI

İsmet Bozdağ
Tekin Yayınevi



Derin Devlet, "Vatandaş"ın uçurumudur!
Vatandaş, istediği kadar masum olsun;
İstediği kadar Vatansever, akıllı, dikkatli olsun;
Derin Devlet'in çıkarına denk düşmedi mi,
Koca dünyada, ayağını basacak yer bulamaz.

İşte bu kitap; masumiyetin nasıl suçlanabildiğini, Yasasız Derin Devlet'in ne korkunç bir vatandaş cehennemi olduğunu; 
Yasalı şematik Devleti nasıl silip yok ettiğini anlatıyor.



ASMİN

Yaşar Seyman
Sodev Yayınları



ARKA KAPAK

Asmin, İstanbul - Hakkari sanat köprüsü yolculuğunda yüreğimde açan çiçek. En az 3000 metre yükseklikte yetişen lacivert bir dağ çiçeğinin adı Asmin. Hakkari'nin dağlarının adı da çiçek adı. Sümbül dağı gibi. Dağ çiçeklerinin adı gelinlerin kızların adları. Bir de Münije var. Eflatun renkte bir çiçek. Süsün var, Beybün ve Levize var... Tümü bu dağlarda yetişir...

YAŞAR SEYMAN


"Yaşar Seyman, ASMİN adlı kitabında yine kadınla ilgili konuları, 'Kadın ve Siyaset', 'Kadınlarımız', 'Kent ve Kadın', 'Anneler', 'Sevgili Anam', 'Doğuda Kadınlar', 'Kadın Emeğinin Korunması' başlıklı yazılarında ele alıyor. Kitapta hepimizin ilgisini çekeceğini umduğumuz başka konulara da yer veriliyor. Bunların başında Türkiye'nin kanayan yaraları olan; Güneydoğu, cezaevleri ve emekçilerin sorunları geliyor.

Her fırsatta Anadolu kültürünün bir ürünü olan türkülerimizin sahiplenilmesini ve yaşatılmasını savunan Yaşar Seyman, yazılarında da türkülerimizi unutmamış."

ERCAN KARAKAŞ
ESKİ KÜLTÜR BAKANI
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV