Yıl:2 Dönem:2 Sayı:5/17

       

     
  İŞKENCEYE GİRİŞ

HASAN BATI



Dostum, bugün nasılsın?.. Neler yaptın?.. Ben her zamanki gibi. Kekeme. Ayak parmaklarım üşüyor. Gene kasım ayındayız, gene pencerem açık, gene hava soğuk. Pencereyi kapatacak mecalim yok. Sokakta yürürken insanlar yüzüme bakmaya devam ediyor. Ben her zamanki gibi yere bakıyorum. Yani adımlarımın altmış beş santim önüne. Avcumun biri masaya diğeri önüme bakıyor. Damarlarımda kan yerine civa var sanırım. Olayları algılamakta ve hareket etmekte çok geç kalıyorum. Kara bir dikdörtgenden gelen sesler sürekli seni hatırlatıyor. Elimde algılayamadığım bir cisim var; algılayamadığım bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ruhum daralıyor ve bu durum hissettiklerimi anlatmamı zorlaştırıyor. Senin de canını sıkıyorum, özür dilerim. Ama dertlerimi paylaşmak istediğim senden başka kimse yok. Bunu bilerek oku bütün bunları. Biraz sonra uyurum muhtemelen kurallar bunu gerektiriyor. Her sabah uyanmak gerekiyor, sonra işkence başlıyor. Parmaklarımın uçlarını eziyorlar arkadaşım. Kaburgalarımı kırıyorlar geniş metallerle. Sonra odanın ortasında bırakıp gidiyorlar adamlar beni. Kan kaybından bayılıyorum bir süre sonra. Kendime geldiğimde uyku vaktim gelmiş oluyor. Yani gece. Öldürmüyorlar beni sevgilim. Defalarca yalvardım onlara. Biliyorum bunu herkes istiyor. Ama en çok hak etmiyor muyum ölümü?

Göğsümü ikiye yaran paslı metal bunun en iyi ispatı değil mi?
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV