Yıl:2 Dönem:2 Sayı:2/14

       

     
  KILICINI ÇEKEN YOK

CEM ERGENER



Eleştiri türünde kalem oynatabilmek için işte tam da bu gerekiyor. Kılıcınızı çekip meydana koşar adım çıkacaksınız. Bir, kılıcınızı çekeceksiniz, iki, koşar adımlarla, üç, meydana çıkacaksınız.

İslamcı edebiyat ortamında, demeyeceğim, zira ironi yapmaya hiç niyetim yok; İslamcı edebiyat ortamı diye adlandırılan bu dağınık manzara içerisinde yer alan imzalardan eleştiriye benzer metinler ortaya koyanlar oluyor. Ancak bu tesadüfi çıkışlarda bahsettiğim noktalardan biri ya da birkaçı eksik kalıyor veyahut hiçbiri bulunmuyor. Kimsenin düşman kazanmaya niyeti yok. Çünkü bu "kimse" her kimse aynı zamanda edebiyatın başka bir dalında kimi beklentiler içerisinde. Kimilerinin canını yakacak olursa kimileri de onun canını yakmak için fırsat kollayacak; yahut en azından gelecekte önüne çıkabilecek kimi "imkân"ları kendiliğinden yok etmiş olacak. Niye etsin? Bunca sahipsiz, bunca renksiz, bunca umutsuz bir "ortam"da böylesi talihsizlikler yaşamanın ne anlamı var? Ben işime bakayım, kimsenin tavuğuna kişt demeyeyim, düşman kazanmayayım, sevimsiz bir görüntü vermeyeyim... Böyle düşünüyorlar ama yarın öbürgün sanatçı dostlardan biri, üzerinde kendi adının yazdığı bir kitap tutuşturuveriyor ellerine. Sonra da dergilerde ne evveli olan ne de arkası olacak olan, sırt sıvazlayan, gönül okşayan, ele aldığı çalışmayı "gerçekten" beğendiğini ısrarla ve mecburen vurgulayan, belli ki yazarının vicdanını iyiden iyiye rahatsız eden yazılar... (Bu yazılar elbette karşılıksız kalmıyor, sanatçı/eleştirmen rolleri değişikliğe uğruyor sadece; replikleri, jestleri, mimikleri tahmin edebileceğiniz gibi her şeyiyle aynı olan yeni yazılar yazılıyor.)

Kılıcınızı çekmeniz ve meydana çıkmanız yeterli değil. "Koşar adımlar"a ihtiyacınız/ihtiyacımız var. Eleştirmen üretken ve kapsayıcı olmalı. Hangi türde karar kılmışsa o türde eser veren sanatçıların pek çoğunu değerlendirmeye almak iddiasında olmalı. Sokak sokak yaptığı incelemeler sayesinde kuşbakışı çekimler yapacak olan edebiyat tarihçisinin yolunu açtığını unutmamalı. Eleştirmen velût olmaya edebiyatın diğer türlerinde eser veren sanatçılardan çok daha fazla muhtaç. Yeterince yoğun çalışmazsa tıpkı birkaç kişiye sorular sorarak o ülke insanı hakkında bütüncül yargılara varacağını sanan anketör gibi dayanaksız kalacaktır. Tuvalinin her köşesini doldurmak, detaylardan derinliğe inmek zorunda.

Yazdıklarım kesinlikle eleştiri değildir, eleştirmen olarak algılanmak istemiyorum, eleştirdiğimi zannetmeyiniz... gibi cümlelere çokça rastlamışızdır. Eleştirmek bir iddia sahibi olmayı gerektirir. Cesaret işidir. Bu gibi mütevazı cümleleri kuran insanlar hadlerini bilen insanlardır. Haddini bilen ve ateşi eline alamayan. Her şeyi göze alıp ateşi de elline alan ve eleştiriyi iş edinerek edebi, şahsi kaygılardan uzaklaşanlardır ki kılıçlarını çekmiş, koşar adımlarla meydana çıkmışlardır. Böyle olunca bir şeyler meydana gelebilir. Meydana çıkanlar olmadıkça fazla bir şey meydana gelmeyecektir.

Eleştiriden sadece hırpalamayı, acıtmayı, can sıkmayı anladığımı sanmayın ama ben şunu deme cür'etini göstereceğim: Sevimsiz bir görüntü vermeyi göze alabilir, dışlanmayı, terslenmeyi göze alabilir, hatır yıkıp kalp kırmayı göze alabilirseniz edebiyat tarihinde kendinize bir yol açabilirsiniz. Böyle olması gerektiği için böyle değil; böyle olduğu için böyle. Yadırgatıcı değil mi?

İslamcı edebiyat... diye adlandırılan dağınık manzara içerisinde bu acı lokmayı yutmayı göze alabilmiş isimler vardır, dersem şaşırır mısınız? Belli bir dönem boyunca yazdığı öykü eleştirileriyle Âlim Kahraman, kılıcını çekip koşar adımlarla meydana çıkmıştı. O üretken çizgisini sürdürdüğünü söylememiz sanırım mümkün değil. Şimdilerde Hakan Arslanbenzer şiir, Ömer Lekesizse öykü türünde kılıçlarını çekmiş, yola koyulmuş gözüküyorlar. İstikrarlarına halel getirmezlerse artlarında kalın koyu bir çizgi kalacak. Bu isimlere Osman Özbahçe, Selçuk Orhan gibi imzaların katılmaları da mümkün gözüküyor.
 

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV