Yıl:2 Dönem:2 Sayı:2/14

       


YAZMAK VE YAŞAMAK

ÜMİT SAVAŞ



Nefretin bilmem kaçıncı bölümünün ayırdına vardığımı anlıyorum bu gece.
Yüreğim sıkışıp sıkışıp genişliyor.
Kanın vücudumda her deveran edişinde,
kalbimle birlikte göğsüm de kasılıyor ve genişliyor.
Sessiz ve derinden uğraşıyorum kelimelerle.
Öfke yumağı halinde geliyor gece bana.
Ve bana dokunuyor gecelerin bütün büsbütün sarsaklığı...
Ses gelmiyor gecelerin içinden...
Kimi zaman dilin anlamının içinin boşaltıldığını düşünüyorum.
Hasta bir ruh hali bu... Kendi kendine işkence.
Anlamı deşifre edilemeyen bir sır sanki.
Gecenin yarısı ve saat yarım işte...
Bense, bir ömrü bile yarılayamamış bir halde,(?)
kendi kendimi hesaba çekmeye çalışıyorum.
Ruhum en uçlarda yaşamıyor ve
kitaplar da dolduramıyor beynimi ve içindeki uçurumları.
Matbaalar hâlâ çalışıyor, dolmuyor işte iki hücre arasındaki sessizlik...
Kandaki çağıltı,
ve uğultusu, geçmiş ve gelecek zamanın...
...
Yazarlık, belki kitaplar arasında bulamadığın tütsünün
kendi beynindeki arayışıdır.
Bulamadığın kelimeler için kendi beyninde
ve ruhunda yapılan bir kazıdır yaşamak ve yazmak.
Bulamadığının arayışıdır ve bulmak da pek mümkün değil...
Bulamadığını yazmak, bulmak için yazmak...
Yazmak, kendi içinden bir parçayı çıkarıp da nesneleştirip kopartmak
Yabancılaşmak, eksilmek ve çoğalmak.
Hepsi yazmak...
Yaşamak. Yaşamak. Yaşamak.
Yaşamak, ben'in yabancılaşmaya karşı oluşu.
Etrafının sarılması bir dağ ile...
Sıkışmak...
Dar içinde kıvranmak.
Yaşamak, bir serpiliştir dünyaya doğru.
Sen serpildikçe daralıp geriliyor dünya.
Ey saklı dünyanın gizli anahtarı.
"Vaad edilene" giden yol senin üzerinden, sana dokunmadan gitmiyor.
...
İnsan,
gördüğü eksik parçayı tamamlamak
veya zaten var olanı resmetmek için eline aldığı zaman kalemi,
parmaklar hareket ettiği zaman tuşlar üzerinde,
geri durulmaza bir ok savruluşudur yazmak.
Kendini alıkoyamazsın... bir açlığı doyurmak için yazarsın,
yazdıkça kendi beninden bir şeyler eklersin o hissettiğin açlığa.
Her kitap bir açlığın hikâyesidir aslında.
Yazılanlar arasında bulamayıp kelimeler ara(la)mak sözlükler arasından...
Gerçeği örten perdeyi sıyırmak...
Burada yazılanların yaşamda karşılığı yoktur.
Zamanla dilden düşecektir, yaşamdan düşmek üzere olan.
Vaad edildiği kadarı ile bile yeter zaman.
Hem, kıyam ve kıyamet arasında geçmekte olan zaman dizgesinde
bizim yaşadığımız bu dilim öylesine küçük ki...
Ve bir türlü geçmediğini düşünmek zamanın.
Sonsuzluğu bu aralığa sığdırmayı düşünmek trajik mi komik mi?
...
Kitaplar arasından fırlıyor kahramanlar...
Kitaplar arasına hapsoluyor yine...
...
bir yazar,
bir yerde,
kalemi eline alıyor,
bırakıyor,
tuşlara dokunuyor
tekrar ve tekrar...

Geri Anasayfa



ANASAYFA | KÜNYE | EDEBİYAT | SİNEMA | MÜZİK | KİTAP | ARŞİV