« Anasayfa | Künye | Arşiv 17 Nisan 2024, Çarşamba
Gündem: Kültür-
Sanat
Gündem: Hayat
40i Gündem Nöbetçi Köşe
40PENCERE
Edeb Yahu
Nedret Kudret
Erdem Bayazıt Ey!

Gölgelik
Köksal Alver
Tek Söğüt

Dil Ağacı
İbrahim Demirci
Kafı Yutanlar

Kelimeler ve Şeyler
Abdullah Harmancı
Seni Ne İhtiyarlattı?

Mızrak ve İlmihal
Ahmet Murat
İmamın Hatırlanışı

Saksağan
Osman Özbahçe
Dünya Aklıma Yatmıyor

Şiir Çıkmazı
Mehmet Solak
Kimi, Nereye Götürür Şiir?

[ Edebiyat -> Kırkpâre ]

Yağmur Hıçkırığındaki Soylu Düşler

Mehmet Kelebek

28.11.2005 - 15:11

Kral çıdam duygularla şehirleri sorgulamaya başladı. Neticede kraliçe oldu yar sayrıları. Kraliçe kimdi ve neden kalbini ve beynini tırmalıyordu? Böylesine kalbini ve beynini tırmalayan şey, demek ki önemli bir şeydi. O zaman bu ismin altı çizilmeliydi.

Kral yıllardır soytarı yaralarını nefes öncesi sükunette betimledi. Ani irkilmeler sonrası sıra dışı ıslıkları, derinlemesine dalışları, çıplak ölümleri ve yıkımları iki noktada bir dehliz, tek noktada kraliçe oluyordu. Niçin kraliçe oluyordu, demek ki önemli bir şeydi. Bu defa da olsun isminin altı çizilmeliydi.

Eugene Ionesco'nun tiyatro tecrübesinde araya palyaço yüzlü parazitler giriyordu ve hazin dalışlarda kral ölüyordu. Kralın ölüşünü halk niçin hazin bir şekilde izliyordu. Niçin hala parazitler araya giriyordu. Palyaçolar niçin seviniyordu. Kraliçe piramidin zirvesini adımladıkça yağmur hıçkırığıyla son duasını yapıyordu. Sonra acayip bir mağara çıkıyordu kraliçenin karşısına. Yine o şeytan ve yine o baş belası sanrılardı. Ölüm ibaresinde ve yağmurun kanatlarında güz geceydi ve kral dirilmekteydi...

Gecenin gözdesi, şiirin ötesinde ve öykülerin yakınında bir kadını yakıyordu. Dönüşümler kavşağında aşklar ve hatıralar siyasal kokmuyordu. Fakat soylu bir düşünce açıyordu kalplerde. Sıcaktan terler boşanıyordu damar damar şehrin sokaklarında ve Sabancı Cami'nde yedi renk çiçeği gibi açıyordu düşler ve düşünceler. Kral ve kraliçe yaşanması gereken hayatı olması gereken saygıyı sorguluyordu. Her duygusal yaklaşımında kral kraliçenin isminin altını çiziyordu...

İnsanlar devran sürenindir diyordu. Halbuki şiirin ötesinde trajedi tanığı vardı. Öyküyse bir çizgiye anlam yağmur şarkısıydı. Kral geceler boyunca yorum yapıyordu. Uykular ateşten yanılgı olsa da sakın sanrılarla ölmeyin diyordu. Karanfil mesafesine düşünce rahat uyunmaz diyordu. Halbuki sırf kraliçe için güle bir imge atıyordu. Kralın mendil açan sevgisi ana dava ve prensipleriydi. Kralın beşinci parağrafdaki son sözü "temeldeki sorunlar biz ve onlar"dı.

Sonuç üzerinden atlanan olgular ve kızlaç saatli saplantılar biz ve onlardı. Aslında bunlar temeldeki sorunlardı. Kralın kraliçeye olan sevgisinde, kalbi kuşbakışlı buluşmalardaydı ve bu buluşmalarda meleklerin yol elçisi olmasını istemekteydi. Saatleri alınmış rüyalar gidiyordu ve sanrılar galip geliyordu. Krala karşı kraliçe saygısını yitiriyordu. Kendini fütursuzca sevmekle suçluyordu. Kral söylenip duruyordu... Eğer ki kraliçe temeldeki sorunları anlamış olsaydı bu suçlamayı yapmazdı diyordu. Artık kral başa geri dönüyordu...

Çıdam duygularla yeniden şehirleri sorgulamaya başladı. Bu defa şehir kendini ele vermek istemiyordu. Fakat kral zorluyordu. Şehla bakışlı dünyayı gülen yüzlerinde saklayan, hoş sözleri baldan tatlı ve inceliklerin gülbahçelerinde bir kraliçe arıyordu. Bin derdiyle hasbihal olmuş kraliçenin tek kralı olmak istiyordu. Zaman artık şehirlerle ve kraliçelerin dertleriyle zihinlerde bunalım çağını yaşıyordu. Kuru bir yaprak misali duyguyla mantık arasında gelgitlerde savruluyordu. Kralın son sözünde yaşamak umurundaydı ve halkını düşünmek zorundaydı. Çünkü bahtsız krallar halkı için yaşardı.

Kral çıdam duygularla şehirleri sorgulamaya başladı. Neticede kraliçe oldu yar sayrıları. Kraliçe kimdi ve neden kalbini ve beynini tırmalıyordu?  
Edebiyat MasasıTümü »
» Geçen Ay Edebiyat: Kasım-Aralık 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Mart-Nisan 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ocak-Şubat 2009 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Aralık 2008 / Elif Hafsa Katırcı
» Geçen Ay Edebiyat: Ekim-Kasım 2008 / Elif Hafsa Katırcı
EkstraTümü »

» Kaypak Yorgunluk / Mehmet Uğurlu
» Ne Mürid İsterim Ne De Mürşid (Üç Kitap, Üç Figür: Mevlana, Şems ve Kimya Hatun) / Mevlüt Uyanık
» Otuz İki Kısım Tekmili Birden İlhan Berk / Sıddık Akbayır
» "Renga" Üzerine / Nurullah Turan
» Tolstoy'un Ölüme Yolculuğu / Ferhat Uludere
YarışmalarTümü »

» Öğretmenler Duysun Öğrenciler Katılsın
» Alvarlı Efe'de İlâhi Aşk Konulu Yarışma
» Ceyhun Atuf Kansu Ödülü Başvuruları Başladı
» Cemal Süreya Ödülü'ne Başvurular Devam Ediyor
» Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri

Yorum yazabilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Üye olmak için tıklayın.

(Üye iseniz sayfanın en üstünde sağ tarafta yer alan kısımdan giriş yapmalısınız.)


Toplam 1 yorum yapılmış. Yorumların tamamını görüntülüyorsunuz.

mükemmelliğin tarifini öğrettiniz.Teşekkürler

inanın krallıkların payitahtları kendi ruh dünyalarında gizemlidir.ben de şu sözü son nokta olarak vurgulamak istiyorum"bahtsız babalar uzaklardaki oğulları için yaşarlar".
Tekrar olarak şunu ifade edeyim mükemmel bir yazı olmuş.teşekkürler size...

pesendide (01.12.2005 - 08:45)

Üye Girişi
Kullanıcı adı
Şifre
Beni hatırla
Şifremi unuttum!
Ücretsiz Üye Olun!
Son 10 Yorum
toplantı (10.12.2013 - 17:25)
tek söğüt (26.02.2013 - 01:08)
yok var, var var (26.02.2013 - 01:06)
Hoş bir yazı (17.08.2012 - 00:19)
beklerken (27.05.2012 - 21:07)
bir yorum (21.12.2011 - 20:20)
bir yorum (21.12.2011 - 20:13)
işte tam da böyle (18.11.2011 - 20:37)
Gitmek (18.11.2011 - 19:53)
ELİF LAM RA (28.10.2011 - 00:02)
Yorum için üye olun!