Çiçekler açılsın, göklerin ve gözlerin renkleri parıldasın sabah güneşinde çiğ damlaları gibi. Gözlerini kamaştırsın bu ışık, karanlığın. Karanlık saydamlaşır yavaş yavaş. Biraz daha, biraz daha ve sonunda bir gün aydınlıktan bile aydınlık olur. İşte o zaman sen, yüzünde kırmızı saydam bir gülüşle tekme atarsın dünlere ve yola çıkarsın yeni çiçek bahçelerine ışıklar saçan ya da bir başka ıslak, soğuk karanlığa...

SİYAHIN PIRILTILI RENKLERİ

Aynur SEY


Parmaklarını uzat karanlığa. Değsin uçlarına soğuk ve ıslak. Al onu fırlat bilinmeyenin siyahlığına. İçinde yok etmenin dayanılmaz rahatlığı, yüzünde soğuk bir mavinin gülümsemesiyle sırıt karanlığa. Ama dikkat et! Kapsarsa seni karanlık ve sararsa bedenini, ruhun ruh olmaktan çıkarsa, benliğin sıkışıp kararırsa gözlerinin içi, donarsa gülümsemen, işte o zaman sen de bilinmeyenin renklerinde kaybolmuş olursun. Korkarsın belki de... Korku bile korkmuştur senden. Çünkü kararmıştır gözlerinin içi, yok olmuştur ruhun ve benliğin...

Bundan sonra yapabileceğin tek şey var. Fırlat kendini bir ok gibi aydınlığa. Çiçekler açılsın, göklerin ve gözlerin renkleri parıldasın sabah güneşinde çiğ damlaları gibi. Gözlerini kamaştırsın bu ışık, karanlığın. Karanlık saydamlaşır yavaş yavaş. Biraz daha, biraz daha ve sonunda bir gün aydınlıktan bile aydınlık olur. İşte o zaman sen, yüzünde kırmızı saydam bir gülüşle tekme atarsın dünlere ve yola çıkarsın yeni çiçek bahçelerine ışıklar saçan ya da bir başka ıslak, soğuk karanlığa...


Ana Sayfa l Editör'den l Künye l Kültür-Sanat l Netleşi l Adres Çubuğu l Oyun l Arşiv l E-Mail