İyisi mi hiç sabah olmasın, güneş asla doğmasın, kalbimi eritecek kadar güzel olan gözlerin, günün aydınlığında görmese de beni, vicdanının sesine kulak veren hislerin, zifiri karanlıklarda belki. Olur ya, fark eder hani...






SABAHA LANET

Soner GÜNAY


Doğan her yeni gün, benim için dünden kalma acı bir hüzün, ızdıraplar içine düştüğüm tanıdık bir yüz, hiç insafı olmayan kahrolası bir zulümdür. İşte bu yüzden hiç sevmedim sabahları, özledim ben hep karanlığı, geceleri çok sevdim ve her saniyesinde sen olan yalnızlığı... Rüyalarımı, uykusuz geçen her dakikamı, hatta kâbuslarımı bile ölesiye sevdim ben, yine de sevemedim sensizliği... İçim yandı her hatırladığımda yanımda sen olmadığını. Acı çektim, katlandım, hiçbir zaman ağlamadım, hayalinle avundum daima ve gözyaşlarımda değil, hayalinde boğuldum. Yüzmesini bilemedim, masmavi sevda denizinde, başka denizlerde hiç yüzmediğim için... İlk gözağrım, umudum... Kanmasam da doyasıya mutluluğa, mutluluğun tadını karanlıklarda buldum, ve bir de, o tatlı hayalinde. Özünün sende olduğunu, çok iyi bildiğim halde...

Dedim ya; hiç sevmedim sabahları, özledim ben hep karanlığı.. Karanlığa mahkûm olduğumdan mıdır bilmem, belki de beni karanlıklara sen attığın içindir, bir türlü çözemedim ruhumdaki bu meçhul sarmaşığı... Sabaha yaklaştığım her saniye kahrolurum içten içe, hızla geçen zamana kızarım, senin gibi bana aldırmıyor diye. Güneş doğsa ne olacak? Hiç gece olmasa ne olur ki? Sen benim olur musun? Korkarım karanlıklarda bulduğum sımsıcak hayalini bile çalarsın benden, tıpkı en zayıf ânımda, en güzel hislerimi çaldığın gibi. Sonra sabahın büyüsüne kanarsın, hani o, yalancı dünyalara kandığın gibi... Gizlice pişman olur ağlarsın, ta ki sen de en az yüreğin kadar sevinceye dek beni... İşte o zaman kahrolurum, üzdüğüm için seni. Ve belki de kan kokar, toprak olurum, sevdiremediğim için sana şu yaralı kalbimi, tanımasaydım eğer sahibim olan; kâinatın Rabbini...

İyisi mi hiç sabah olmasın, güneş asla doğmasın, kalbimi eritecek kadar güzel olan gözlerin, günün aydınlığında görmese de beni, vicdanının sesine kulak veren hislerin, zifiri karanlıklarda belki. Olur ya, fark eder hani... Aslında bu temennim bile avuntudan başka bir şey değil benim için, biliyorum, ama olsun! Yine de umuyorum... Çünkü seni kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok ama çok seviyorum. Fakat senin duyguların körelmeye yüz tutmuş, his dünyanda kıyametler kopmuş ve kalp gözün kör olmuş. Öyle olmasaydı eğer, halimi her gördüğünde, her duyduğunda, sızlardı bana açmadığın o tertemiz yüreğin. Hem de kanla dolardı kıyamadığım o biricik gözlerin, en az benimki kadar kanayamadığı için yüreğin ve taş kalbin yüzünden ağlayamadığın için... Ne güzel şeydir yürek yarası, bilir misin?

İnan ki ruhum daralıyor her sabah oluşunda, lanet ediyorum güneşin doğuşuna, senin için çarpan kalbimin her atışında ve bağrımın her yanışında. Zaten hiç sönmedi ki gönlümdeki ateş, seni bildim bileli... İnsanların içine çıkmak, kalabalıklarda sensiz olmak, kahrediyor beni. Üstelik ne zaman görsem bir dertli, vuslatsız bir sevdadan bağrı yanmış, üzülürüm ona, sanki benim hiç derdim yokmuş gibi. İşte bunun için istemiyorum, hiç sabah olmasın, güneş asla doğmasın. Böylece bilmeyeyim, senin beni görmediğini ve görmeyeyim senden başka hiç kimseyi. Ve görmesin yine, hiç kimse beni, ben buluncaya dek, sana çaldırdığım en gizli hislerimi...

Kim demiş geceler zalim ve puslu? Geceler benim için tahmin edemeyeceğin kadar huzur ve umut dolu. Şayet öyle bile olsa, acaba kim en büyük suçlu? Cevap veremezsin, çünkü sende bunu anlayacak ne yürek kalmış ne de birazcık duygu. Hiç mi yoktu? Elbette vardı, ta ki sen, yalan dünyalara kanmadan, duygularını yanlış bir sevdaya kaptırmadan önce. İşte bu hatayı yapmayacaktın, beni hiç sevmediğim buz renkli bir sabahın seherinde, darağacına sen asmayacaktın. Ancak yine de hiçbir şey için geç değil ve bitmiş değil bizim için hiçbir şey. Yeter ki sen iste ikimiz için bir tek şey. Ölesiye sevdim seni, iki gözüm kör olsun, daha fazlasını istersem sen de beni en az yüreğin kadar sev... E hadi, ne duruyorsun? Bak vakit ilerliyor.

Lanet olsun yine sabah oluyor. Hayır! İstemiyorum, sevmediğim ruhsuz sabahları... Kulaklarımdaki çığlık; ruhumun mecalsiz feryatları... Sen bilmesen de güzelim, ölümüne sevdaları, anla artık dayanamıyorum, biraz olsun insaf et. Duyup da duymazlıktan geldiğin, bütün acı feryatlarım, bilmelisin birtanem, seni sevgiye doyacağın, riyasız sevdama davet... Sana bir türlü anlatamadım iflah olmaz derdimi, zaten anlaman mümkün değil, göremediğin için beni ele veren o hain lisanı halimi... Sevmedim bu dünyada seni sevdiğim kadar, senden başka hiç kimseyi. Ve bilmelisin güzelim, senden sonra da asla sevmeyeceğimi. Dedim ya; hiç sevmedim sabahları, özledim ben hep karanlığı, geceleri çok sevdim, ve her saniyesinde sen olan yalnızlığı. Üstelik mutlu oldum düşündükçe senin için ve bir tek sana yandığımı. Bir de; inan gözüm açık gitmezdi, anlayabilseydin eğer, sana nasıl bağlandığımı... Ve duyabilseydin eğer, her gece rüyalarımda o güzel ismini nasıl sayıkladığımı...

Sakın uyandırma beni rüyalarımdan, koparma zorla kavuştuğum doyumsuz uykularımdan ve parçalansa da yüreğim, içinde sen olan en zalim kâbuslarımdan, uyandırıp kaçacaksan yanımdan. Biliyorum ki kaçacaksın ansızın ve kaybolacak hayalimdeki o tatlı yüzün. Yine dolacak hiç boşalmayan gözlerim ve sıkışacak göz kapaklarıma en masum gözyaşlarım. Zaten uyanacak birisi varsa eğer kör kuyular kadar derin ve karanlık gaflet uykularından, bil ki o, ben değilim. Dost acı söyler fakat, işte o sensin sevdiğim. Yine de sen, uyandırma beni, asla sen uyanmadan, hata ile düştüğün o kör kuyular kadar derin ve karanlık, kahrolası gaflet uykundan. Ve sonra beni ebediyyen yüreğine almadan... Hem ne gerek var? Çektiğim bunca ızdırap yetmiyor mu? Karanlığı da mı bana çok görüyorsun? Rüyalarımı ve hayallerimi? Ve hayallerimdeki seni? O da mı bana çok? Farkında mısın bilmem, çok zalimsin, çok... Sabah nedir bilir misin sen? Nerden bileceksin? Ben söyleyeyim. Senden başka herkes... Peki ya karanlık? İpucu ister misin? Hani o benim ölesiye sevdiğim...


Ana Sayfa l Editör'den l Künye l Kültür-Sanat l Netleşi l Adres Çubuğu l Oyun l Arşiv l E-Mail