VAKA-İ ŞAHANE-İ EVREN

Yiğithan DEDEOĞLU


Aylardan Temmuz, günlerden Cuma.
Hava yağmurlu, güneş küsmüş ağaçlara,
Bulutlar ağlamaklı, rüzgar bir farklı esiyor.
Sen ve ben yürüyoruz hızlıca
Hani o hep buluştuğumuz parktan geçerken bulutlar iyice coşuyor,
Hemen üstü yarı kapalı banklara gidiyoruz.
Oturuyorsun birden, ben de yanına oturuyorum, senin isteğinle.
Islak tenin deyiyor tenime, başını omzuma yaslıyorsun.
Heyecanlanıyorum, beklediğim an geldi deyip hemen yapıştırıyorum;
"Seni Seviyorum"
Biraz şaşkın gözlerime bakıyorsun, büyüleyici.
O an sanki zaman duruyor.
Havadaki kuş olduğu yerde asılı kalıyor.
Birden nefesimi duymaya başlıyorum,
Sessizlik kalp atışlarımı hızlandırıyor,
Karnıma bir sancı giriyor.
Gözlerin hâlâ gözlerimde.
Yavaşça dudaklarını oynatıyorsun;
"Ben de seni" diyorsun.
Olamaz Allah'ım, inanamıyorum.
Az önce sendeki şaşkın bakışlar bende beliriyor.
Boynuna sarılıyorum, sımsıkı sarıyorum seni.
Bir daha saramayacağımı anlıyorum sanki.
Bu inandırıcı gelmeyen şahane-i evren olay tanıdık bir sesle sona eriyor:
"Yiğit, uyan oğlum okula geç kalacaksın, saat çalmamış."


Ana Sayfa l Editör'den l Künye l Kültür-Sanat l Netleşi l Adres Çubuğu l Oyun l Arşiv l E-Mail