1 EYLÜL 2001

 




Hasan KÖRÜK

hasankoruk@yahoo.com







HAKLIYSAM

Cezalandıranlara ve ölenlere inat... İnançsızlara ve insafsızlara inat...

Seviyorsam...

Denklemlere kafa daldırıp nefes tuttuğumdan beri unuttuysam nefes almayı...

Aynı integralin 19. formülünü bulacak kadar zeki hissediyorsam kendimi...

Ve sana inat insanlığın kalemlerin ucundan çok daha kolay kaybolduğunu ispatladıysam inanmayanlara...

Canın cehenneme diye övgüler yağdıran nesle imrendiysem...

Ve putları sembolleştirenlere inat, direncin dayanılmaz varlığını savunduysam...

"Arkadaşınız oldu mu?" diye soranlara

-Banane... dediysem...

Ama benim olmamış... Öyle demişlermiş... Ya gerçekse...

Son kez dilimin ucundan tükürdüğüm ıslaklıkta 'sana' yazdığım gazel varsa...

Noktalarını sonraya saklamışsam...

Ve unuttuysam koymayı...

Sözün düştüğü umumhane ve çırpındığı bataklıktan yırtıcı feryatlar yükseldiyse...

İnsaf be insaf...

Acılarıma Tatlıses'in türkülerini ısmarladığımdan bu yana entelektüel (!) akşamların çayını yudumlayamıyorsam...

***

Bilinçsizliği bilinç edinen zavallılar yığınıyla seviştiğim günler için sana yalvarıyorum Ey Büyük Kudret...

Affının sınırsızlığına el açtım dileniyorum...

İğfalciler her tarafta...

Materyalizmin egemenliğinde sıkıldıysam, bıktıysam, günahım ne ki...

Ve sana gönderdiğim türkülerin lisansını iptal ettiysem haksız mıyım?

Telifini ödemediğim sözleri kullanmamaya yemin ettiysem...

Haklıysam...

Sana taparken sonsuz bir yürekle...

Sınır çizgilerini sürgünlerde iptal ettiysem...

Haklıysam...

Sana kalbimin yarısını ve şah damarını ipotek ettiysem...

Ve nefsin kara demirlerini kızıl kanlarla, paslarla böğrümde barındırıyorsam...

Ve nefretten nefret ediyorsam...

Ve sana kıyanlara dahi kıyamayacak kadar korkaksam...

Utanmıyorsam...

Ama haklıysam...

İnsaflıysam müslüman olduğunu söyleyenlerden...

Ve iki lokmanın boğazımda düğümlenmesini dert edinmiyorsam...

Üşüyorsam sönen bir ocağı ziyarette... Misafirliğimden sıkılıyorsam... Ucuz dinlere ve sahte ilahlara kızıyor ama yine de elimi uzatıyorsam...

Yani tutarsızsam...

Yani acınacak halimle mutlu oluyorsam...

Ama yine de haklıysam...

Doğrular idealde değil, sadece ilahlardaysa...

***

Ve sen ey büyük yalan...

Sen yalanı 'Ben'den gizliyorsan...

Sanki ağlıyor gibiysen...

Önümde iğfal ettiğin kızımı sana ben sunmuşken... Ben memnunsam iğfalden...

Ve yakınıyorsam hala medeniyetten....

Firavun daha adildi ey büyük yalan... O Musa'yı aldı karşısına...

"Gerçi Musa'da tokat vurulacak yüz vardı..."

Güneş tanrısıyla dalga geçip te sana tapınanları gördükçe ey yalan...

Haklıysam...

Ama yalancıysam...

Ve irinlerle makyaj yapıyorsam...

Ve maskemle aynaya bile bakmadıysam...

Korkuyorum...

Ama ya maskeler doğru söylüyorsa....

***

İnsaf edeceksin değil mi Ey Büyük Kudret?..

Ve sana akşamüstü güneş batarken bir mesaj göndereceğim...

Ve haklıysam...

Öleceğim...

Erkenden...

Hiç olmazsa mutlu...


Ana Sayfa l Editör'den l Künye l Kültür-Sanat l Netleşi l Adres Çubuğu l Oyun l Arşiv l E-Mail