Yıl:1 Sayı:4  KASIM 2000

Editörden
Künye
Kültür - Sanat

Röportaj

Adres Çubuğu
Arşiv

Anasayfa

 


VE GÖNÜL TANRISINA DER Kİ...


Abdullah HARMANCI


Orta 2'deyken babamın kitapları arasında bulduğum Cenab Şahabeddin'in "Tiryaki Sözleri"ni birkaç yüz defa okumuştum. Bu kitap, ruhumun bilmediğim ama sezdiğim uzak odalarının kapılarını aralamıştı bana... Yıllar geçtikçe başka kitaplar ve başka kapılar oldu hayatımda. Ama Cenab'ın "yeri ve önemi" hiçbir zaman kaybolmadı. Ve yıllar geçtikçe ben de "söz" yazma cür'etini gösterdim. 1992'den 2000'in Nisan ayına kadar geçen sürede yazdığım 438 söz... Şimdi bu 438 sözden 100 tanesini bile yayımlamaya değer görmüyorum. Zira 92'de 18 yaşımdaydım. Fenerbahçe'ye transferimi bekliyordum. Daha olup olmadığımdan emin değildim. Bugünse güneş doğmayan bir şehirde kısa 2001 içiyor ve tükenişimi izliyorum. Evet. "Sözler"imden vazgeçmediklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım ruhunuzun uzak kapılarına değilse bile kalbinizin bir köşesine dokunabilirim:

1. "Gerçi" kelimesini severim; aczimizi ortaya kor.

2. "Biçim" yoktur, "görünen öz" vardır; "öz" yoktur, "görünmeyen biçim" vardır.

3. Deliler dehalara değil, dehalar delilere yakındır.

4. "Hikâye projeleri defterim" deme, "Yazamayacağım hikâyeler defterim" de.

5. Ne zaman unutursak o zaman gelir.

6. Tükenmiş bir romancının açıklamasıdır: "Konularım değil, heyecanlarımdı biten."

7. İştahım kabardığı zaman enerjimi yitirmiş olurum; enerjimi bulduğum zaman iştahım uykuya dalmıştır.

8. Tanıdığımız zaman sıkılmaya başlarız, ne kadar tanırsak o kadar küçülür.

9. Zaafın ne derecede olursa olsun kendi dilinle telaffuz etme: İnsanların gözünde çok çabuk küçülürsün.

10. Okuduğumuz bizimdir, aldığımız değil; anladığımız bizimdir, okuduğumuz değil; unutmadığımız bizimdir, anladığımız değil; uyguladığımız bizimdir, unutmadığımız değil.

11. Bugün sigara içmemeyi başardım; zira cebimde açılmamış bir paket vardı.

12. Yazıp da yayımlamadığımız metinler, en çok onlar sevindiriyor beni: "İyi balıkçı küçük balıkları denize atar."

13. Her epigrafın arkasında bilmişçe gülümseyen bir yüz olduğunu zannederim.

14. Sözde beni teselli için "Geç olsun da güç olmasın" diyor. Bense gülümsüyorum. "Geç olduğu için güç oluyor ya!"

 

 
Orta 2'deyken babamın kitapları arasında bulduğum Cenab Şahabeddin'in "Tiryaki Sözleri"ni birkaç yüz defa okumuştum. Bu kitap, ruhumun bilmediğim ama sezdiğim uzak odalarının kapılarını aralamıştı bana... Yıllar geçtikçe başka kitaplar ve başka kapılar oldu hayatımda. Ama Cenab'ın "yeri ve önemi" hiçbir zaman kaybolmadı.
  

Anasayfa l Editörden l Künye l Kültür - Sanat l Röportaj l Adres ÇubuğuArşiv l E-Mail