Sormak gerekiyor medya laik olabilir mi? Veya gazeteci
laik olabilir mi? Kurumsal bazda ele aldığımız zaman
olma ihtimali biraz da olsa var. Ama bireysel bazda
ele aldığımız zaman laikliğin böyle bir servise
henüz başlamadığını görüyoruz.
Öte yandan dincilikten kasıt eğer "İslami medya" ise,
böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylememizde
fayda var. Zaten bu yakıştırmalar "İslamcı"
diye ayrıştırılan medya tarafından değil de
kendilerini laik olarak tanıtan medya tarafından yapılıyor.
Tabii reaksiyoner yayıncılık yapıp laikçi diye tanımlarda
bulunan Akit Gazetesini de unutmamak gerek.
Laikliği sekülarizm şeklinde yorumlarsak belki "laik
medya"nın kendisine biçtiği tarif uygun gelebilir. Ama
laikliği gerçek manada algılarsak devlet gibi misyonu
olanlar için laiklik tanımlaması geçerli olabilir.
Onu da "ben laikim" diyerek duyurması sadece
laikçilik yolunda atılmış bir adım olarak görülebilir.
Bir de, "ben laikim" dese bir medya kuruluşu,
dile
getirdiği laiklik vurgusu sadece kendi çalışanları
için geçerli olabilir. "Okuyucular için de geçerli
olabilir" deniyorsa -olması gereken belki de budur
ama- rasyonel bir yaklaşım olmaz.
Laiklik din ve devlet ilişkilerinin birbirinden ayrılmasının
bir tarifi ise eğer, -ki bize okullarda öğretilen
budur- o zaman medyayı uzaktan yakından ilgilendirmez.
Medya kendisine bağlı bir halkı olan bir aygıt mı
ki böyle bir kavramı kullanma ihtiyacı hissetsin? Eğer
seküler manada algılanıp dinin dünya işlerinden arındırılması
olarak kullanılıyorsa, üzerinde yaşadığımız coğrafyada
bu terimin ancak ve ancak laikçilik olarak kullanılabileceğini
medyanın görmesi gerekiyor. Gerçi görmesine de gerek
yok. Zaten yapılan budur.
Medya bu kavramı kullanıp devlete psikolojik bir baskıyla
yaklaşıp laikçilik yaptırmak istiyorsa, -ki görünen
odur- asli vazifelerini askıya almış manasına gelir
bu tutum. Nispeten başarılı olduğu da söylenebilir.
"İslamcı medya" diye bir medya var mı? Tabii ki hayır.
Bir kere İslam'da 'cı'lık, 'cu'luk gibi bir ayrışma
sözkonusu olamaz. Bu yakıştırmayı yapanlar dini
konularda yeterli bilgi sahibi değillerdir zaten. Böyle
bir tanımı bazen bu konularda yeterli bir bilgiye
sahip olmayıp bu
yaygaraları yapan medyadan etkilenip reaksiyoner olma
adına yapan dindar insanlar da var. Ama bu yaklaşım
doğuştan sakat. Medya veya genelleştirerek bir kurum
İslam'ı referans alabilir, İslam'dan esinlenebilir
veya hadiselerin çıkış noktalarını nispeten İslam'dan
başlatabilir ama tamamen İslami olduğunu söyleyemez.
Böyle bir söylem fitneye yol açabilecek gelişmelere
neden olabilir. Böyle bir söylem "İslami medya" söylemini
doğurabileceği gibi hiç de hoş olmayacak biçimde
"İslami
olmayan medya" kavramının söyleminin doğmasına neden
olur. Dinci yaklaşımdan yola çıkarak bulabileceğimiz
yayın sayısı aşağı yukarı ortada iken, karşıt
bir söylem geliştirerek dinsiz medya kavramını
kullandığımız zaman kimi muhatap bulabiliriz? Sorduğumuz
herkes bir şekilde müslüman olduğunu dile
getirecektir. Bir insan açıkça müslüman olmadığını
dile getirmediği takdirde böyle bir yakıştırma da
İslami olamaz. Bir kısım insanlar niye ısrarla
"İslamcı medya" yakıştırması yapıyor? Galiba
İslam'ı referans alan kurumların gittikçe medya
sahasında söz sahibi
olmaları yüzünden. Gördükleri bu yükseliş onları
endişeye sevkediyor. Çünkü bir kısım medyanın özelliklerinden
olan politik bağlamda muhalefete muhalefet yüklendikleri
medya tarafından bir derece kırıldı. Oluşturulan
ilkesizlik ortamına ilke katma adına daha emekleme aşamasında
olmasına rağmen alternatif olarak nitelendirebileceğimiz
medya ufak ufak adımlar atıyor. Bu da tabii ki kurtlar
sofrası tarafından hoş karşılanmıyor. Dikkat etmek
gerekiyorsa subjektif bir yaklaşımla ele alınan medya
ahlakı sadece kendi korumalarından bu iddiaları öne
sürenlerin. Haliyle bu yaklaşımları genel manada
gazetecilik mesleğine hiçbir şey kazandırmadığı
gibi açtığı yara onarılmaz dereceye yükseliyor. Laik,
laikçi ve dinci gibi yaklaşımlar birlikte yaşamaya
çalışanlara yakışmayacağı gibi, toplumu kamplara
bölmeye yarayan bir etken olur. Böyle bir yaklaşım
bilimsel olmaktan uzak, sadece günlük çıkar için
yapılmış
değerlendirmeler olabilir.
Bir sonraki yazımızın konusu "İslamcı"
diye tabir edilen medya...
Bu yazımda sizinle ayrıca Gazeteci Şeref Oğuz ve
Ahmet Tezcan'ın ulusal gazetecilik uygulamalarını
esas alarak belirledikleri "Basın Meslek İlkelleri"ni
de paylaşmak istiyorum:
1. Patron ve öngördükleri
dışında kimsenin ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve
dini inançları bizi bağlamaz. Biz işimize bakarız.
2. Düşünce,
vicdan ve ifade özgürlüğü, genel ahlak anlayışı,
din duyguları, aile kurumunun temel dayanakları da
bizi bağlamaz. Yeter ki "rating"i bol olsun.
3. Paraya ya da
hisse senedine tahvil edilmeyen haber, haber değildir.
Kalemini gerekirse kır, asla satma! Kirala, daha çok
kazanırsın.
4. Haberin yalan da
olsa, itiraf etme. İtiraf imaj götürür, iftira tiraj
getirir.
5. Kişilerin özel
hayatı gazeteciler dışında kimseyi ilgilendirmez.
6. Yanlış haber,
doğru haberden; yalan haber ise her ikisinden daha
iyidir.
7. Haber değeri
olmayan yatak odasına girme, zaman kaybedersin.
8. Atlama! Atlat!
Apar ve abart! Haber, gazetecinin ortak malıdır. Arşive
manşet olmaktansa, devam sayfasına tek sütun ol.
9. Aksi gazeteyi
tatmin edene kadar herkes suçludur. Bir basın-yayın
organının tatmin ölçüsü serbest piyasa kurlarına
göre ayarlanır. Teminat mektubu, beraat ilamından
daha tatmin edicidir.
10. Önce as, sonra
yargıla! Haber elinde patlayabilir.
11. Herhangi bir suçun
en kestirme faili, objektife en yakın kişidir.
12. Haber kaynağının
gizliliği, pazarlığa tabidir.
13. Gazeteci,
patronunu kızdıracak yahut işten atılmasına yol açacak
yöntem ve tutumla haber araştırmaktan sakınır.
14. Kansız haber,
cansız haberdir. Yanında can çekişen baban bile
olsa, önce resmini çek, sonra hastaneye götür! Eğer
bu bir kadınsa, deklanşöre basmadan önce eteğini sıyırmayı
unutma!
15. Özel haberlerin
bedeli, haber kaynağından tereddüde yer bırakmayacak
bir şekilde tahsil olunur.
16. Basın özgürlüğü,
gazetecinin onurudur. Bizi tekzip edenin sülalesini
tekzip ederiz!
Ekim ayı ortalama gazete tirajları aşağıdaki
gibidir:
Sabah
735.294
Hürriyet
625.025
Posta
472.296
Star*
--
Milliyet
445.584
Türkiye
367.160
Güneş
193.014
Takvim
184.257
Zaman
157.330
T.
Fotomaç
185.504
Akşam
189.228
Fanatik
183.070
Gözcü
144.580
Akit
76.728
Bulvar
54.116
Yeni
Binyıl
40.856
Radikal
58.164
Cumhuriyet
46.599
Yeni
Şafak
35.378
Milli
Gazete
13.997
F.
Forum
10.562
*Kendi
açıklamalarına göre 450.000
Bir kere
islamda 'cı'lık, 'cu'luk gibi bir ayrışma sözkonusu
olamaz. Bu yakıştırmayı yapanlar dini konularda yeterli
bilgi sahibi değillerdir zaten. Böyle bir tanımı bazen bu
konularda yeterli bir bilgiye sahip olmayıp bu yaygaraları
yapan medyadan etkilenip reaksiyoner olma adına yapan dindar
insanlar da var. Ama bu yaklaşım doğuştan sakat. Medya
veya genelleştirerek bir kurum İslam'ı referans alabilir,
İslam'dan esinlenebilir veya hadiselerin çıkış noktalarını
nispeten İslam'dan başlatabilir ama tamamen İslami olduğunu
söyleyemez.