|
|
Asûde kılma gönlümü ey yâr revâ değil
Kıvrandığım belâ-yı aşktan cefâ değil
Cânânı gördüğümde edersem fedâ-yı cân
Bîcân kalan vücûduma rahmet vefâ değil
Aşkın kavurdu cânımı; elbette râzıyım
Püryan olup bu cân yanıversin hebâ değil
Sahrâya düştüğüm senin aşkındır ey habib!
Bir katre sun elinden felâhım vâhâ değil
Feryad edip kapında ŞUÛRÎ'dir inleyen
Sensin benim yegâne murâdım atâ değil.
|
|
|
|
|